Bölüm 7 Part 2

4.4K 172 72
                                    

Evet bir bölüme daha başlıyoruz , herkese desteği için teşekkürler iyi okumalar.

..............................................

Gökyüzüm delik deşik.

Nereden tutsam dökülüyor , umutlarım bir bir.

Avlu da tahta sedirde tüm ailemle oturmuş çaylarımızı içiyorduk,gecenin bir yarısı herkes uyumak için can atıyordu. Ama kimse kalkıp da gitmiyordu, hepsi babama bakarken anlam verememiştim. Karşımda ki sedirde kucağın da kızıyla oturan ağabeyime baktım, inşallah beni yaktığı gibi kızını da yakmazdı, ona baktığımı anlamış gibi başını bana çevirdi. Ona öfkeyle gülmüştüm ben bu adamı nasıl affedecektim. 

Elimde ki bardağı sehpaya koyup ayağa kalktım.

"Ana ben yatacağım, şevbaş" herkes aynı şekilde karşılık verirken , jiyan da kalkmış ardımdan geliyordu. Merdivenlere giderken babamın jiyana bağırışını duymuştum. 

"Jiyan , topla buraları." Jiyan bir şey demeden koşarak geri gitmiş , yengemin elindekilerini alıp mutfağa gitmişti. Onun arkasından bakakalmıştım, başımı babama çevirdim, bana gülümseyip yanıma geldi. Elini omzuma atıp beni konağın arkasına götürdü. Büyük salıncağa oturduk, başımı yerde ki karahindiba'lara çevirdim, onlar bile benden özgürdü, çirkin ismine rağmen güzelliğini kullanırdı. Zaten ismini de o seçmemişti ki . O güzelliğini , faydasını bize gösterirken biz çok oluşuna aldanıp yok saydık onu, çirkin bir isimle bir köşeye attık onu... Gül varken... Karahindiba nedir?

"Nasılsın keçemin.?" (Kızım) Başımı babama çevirdim. İyiyim demek istiyorum baba, üzülme diye.. Kötüyüm demek istiyorum baba , yaşattıklarını anlayıp ta acı çek diye.

"İyiyim babo, yolladığın gibi." Başını sallayıp önüne döndü. Yerden bir karahindiba koparıp , doğruldu. Elinde çevirip durdu. Yazmamı sıyırıp kulağımın arkasına koydu çiçeği, kınaladığım kırmızı saçlarımın arasında kalmıştı sarı çiçek.

"Hiçbir şeyden korkmam Zijan." Bilirim baba korkmazsın, neden korkasın ki koskova Şirzadi aşiretinin ağası neden korksun.

"Bir tek." Dedi sustu, elini saçlarım da gezdirdi, küçükken de beni böyle severdi. Kız erkek ayırmaz severdi bizi, ama ne vakit büyüdük o kadar uzaklaştı bizden. Gözlerimi kapatıp başımı omzuna koydum . Yıkılmaz dağ, beni her şeyden koruyacak dağ, ve bana en çok zarar verecek demir. Bir insan nasıl korurken , öldürürdü.  Bilmem ama babam bunu başarmıştı.

"Bir tek senin günahından korkuyorum Zijan." Hiç umursamadan bağıra bağıra ağladım omzunda. Şirzadinin ağası kızına yaşattıklarından korkuyordu. Bu koca adam kızının günahına girdiği için korkuyordu. Kork baba kork, ağabeyim de korksun. Rabb'ime nasıl hesap vereceksiniz diye düşünüp korkun. Töre uğruna yaktığınız canları düşünüp korkun. Rabb'im den korkun.

 Bir şehrin en yüksek ve güvenli yeri .. Babamın omuzlarıdır ve o kadar güvenlidir ki .. Beni öldürür.

"Korkma baba , ben sana hakkımı helal ettim." Elini omzuma koyup sarıldı bana.

"Sen ettin Zijan ama bilirim ki bu böyle bitmeyecek." Daha fazla konuşmadım ,haklıydı . Bunlar burada bitmeyecekti , bu iş böyle son bulmayacaktı. Daha çok can yanacaktı, elbette kan akacaktı. Şırnak kana doyacaktı.

Saatlerce o şekilde kaldık başka konuşmadık, sustuk. Günahlarımızı attık birbirimize , susarak hesaplaştık, kalktık sustuk, öptü alnımdan yolladı odama, merdivenleri nasıl çıktım , nasıl girdim yatağa bilmem ama pikeyi başıma çekip hıçkıra hıçkıra ağladığımı çok iyi biliyorum. Ağlıyorum ana gelsene yanıma, teselli etsene beni "kızım kurban olayım ağlama" desene ana neden her öldüğümde gittin yanımdan. Yataktan kalkıp anamların odasına gittim. Kapıyı avuçlarımla kırmak istiyordum. Anam kapıyı açıp kırmızı gözleriyle bana baktı.

"Kaçma ana artık benden , gel yanıma Allah aşkına gel artık. Korkma kimseden , al beni koynuna , kokunda uyut ana. Kurbanın olayım anam al beni yanına." 

Kollarına sarılıp yere çöktüm, konak halkı odalarından çıkmış bana bakarken , ben başımı anamın boynuna koymuş hıçkırıyordum. Ana kokusu.

Ağabeyim beni kollarımdan çekiştirirken ona bağırmıştım.

"Çek ellerini benden." o ellerini benden çekerken , Fıraz ve anam beni odama götürüyordu. Odanın kapısı kapanırken son gördüğüm jiyanın ağabeyimin kollarında ağlayışıydı.

Anam bir yanına beni , diğer yanına Fırazı almış kokusunda uyutuyordu.

"Kaçmak yok artık değil mi anam?" 

Başını bana çevirip gözlerini yumdu. Başımı omzuna koyup daha sıkı sarıldım ona. Anam bize hep söylediği ninniyi söylerken , Fıraz kocaman bir kahkaha atmıştı. Başımı kaldırıp ona baktım.

"Ne gülüyorsun kuçike." (Köpek) 

Başını kaldırıp bana baktı, anamın yanağını öpüp , saçımı çekti. "Yok bir şey." tekrar uzandı. Bende tekrar uzanırken anamın kokusuna hapsoldum. Huzurla uyudum , yıllar sonra.

Sabah uyandığım da , Fırazın çorapları yastığımda duruyordu. Onları yere fırlatırken bunun hesabını sonra soracaktım, hala aynı pislikleri yapıyordu. Yataktan kalkıp banyoya girdim. Giyinip aşağıya indim, kahvaltı çardağa kuruluyordu. Yengeme yardım edip son eksikleri de götürdüm. Masadan bir zeytini ağzıma atıp arkamı dönünce ağabeyimle çarpışmıştım. 

"Hala gizli gizli mi yiyorsun?" Başımı ona çevirip acıyla gülümsedim. Boşuna uğraşma ağabey biz eskisi gibi olamazdık. Bu şeytanın iyi bir melek olması kadar zordu artık.

Ona cevap vermeden mutfağa geçtim. Elbet ağabeyimle de hesaplaşacaktım. Ama biliyorum ki bu babamla , anamla olduğu gibi değil daha acı olacaktı. Ve bu kez yanacak can benim değildi. Ağabeyim benim neden yaktıysa acısını misliyle alacaktım ondan. Biliyordum, beni boşuna o adama vermemişti. Vardı bir şeyler.

Şüphe de tıpkı su gibi.

İçine girdiği insanın şeklini alıyor.

........................................

Evet buda burada biter .

Sizce Awır ağa Jiyana neden öyle neden davrandı?

Bahoz ve Jiyan neden birlikler ?

Fıraz bir şeyler biliyor mu?

Peki Roninin , Zijanla ilgili planı ne sizce?

.............................

Görüşmek üzere bir daha ki bölüm de. Hepinizi seviyorum.....







Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin