ilk duygu: istemek

514 52 6
                                    

"Çocukluğumdan beri bende bir sorun vardı sahip olduğum şeyler hakkında. Ben hiçbir zaman bir şey istemedim. İnsanın her şeye sahip olup kaybedecek hiçbir şeyi olmaması garip. Param olsun istememiştim kaybetmekten korkmadım, ailem olsun istememiştim kaybetmekten korkmadım, çocuğum olsun istememiştim kaybetmekten korkmadım, yaşamayı ben istemedim onu kaybetmekten korkmuyordum.

Hiçbir şey istemedim. Sahip olduklarıma ve olmadıklarıma, hissiz yaşadım. Bir gün bir şey değişti. Sanki biri aklımı ruhu her bir hücremi talan edecek bir duygu koydu içime. Hayatım boyunca sahip olduğum ilk duyguydu. Bu nasıl oldu? Sanırım onu ilk gördüğümde: Sarp' la arabadaydık çocukları bilirsin kahve istiyorum diye tutturdu. Sussun diye gördüğüm ilk kafede durdum.

İçeri girdik, siparişi alan çocuğa baktım garipti... sanki onun hakkında düşünülecek hiçbir şey yoktu. Benim gibiydi sanki, hissiz. Öyle hissizdi ki sanki kimse onun hakkında hiçbir şey hissedemezdi. Ertesi gün nedeni olmadan tekrar gittim. Ona uzun uzun baktım 'yorgun' diye düşündüm. Tekrar gittiğimde 'herkes gibi' dedim. Üçüncü gidişimde 'farklı' dedim. Fazlasını söyleyebilmek istedim hakkında. Arştırmalarını söyledim. O bir zavallıydı, zar zor yaşıyordu, yaşıyordu...

Benim aksime.

Kafede bulamadığımda okuluna gidiyordum. Her gün görmek zorundaydım sanki yüzünü. Neden yanına gidiyordum? Hiçbir zaman kendime sormadım. Su içmek ya da nefes almak gibiydi yüzüne bakmak. Yapmak zorundaydım bir sebebi yoktu, yapmak zorundaydım yapmazsam ölürdüm. Her gün aynı hissizlik. Ama bir gün farklı bir şey yaptı. Gülümsedi. Biri onu güldürmüştü. O kişi ona sarıldı. Yakıp yıkmak istedim. O okulu yakıp yıkmak istedim. Ona dokunan elleri kırmak istedim. Hakkım var mıydı? Ben kimdim? 'İstiyorum...' Dedim içimden 'Ona dokunan elleri kırmaya hakkım olsun istiyorum... Onu istiyorum.'

Hayatımda ilk defa bir şey istedim. Dokunmak istedim, koklamak istedim, bana baksın istedim, bana gülsün istedim, bana ağlasın istedim, benden korksun istedim, beni sevsin istedim, benden nefret etsin istedim her şeyini istedim. O kadar çok istedim ki alamadığım her gün cehennem gibiydi. Her gün biraz daha aklımı kaybediyordum sanki. Bana cehennem olan her günü kalan herkese cehennem ediyordum. Onu almazsam ölecektim. Ben de aldım."

Poyraz yanındaki adama baktı yan gözle. Sadece konuşmasıyla gerilmişti. Koltukta ondan uzaklaşmak için biraz daha yana kaydı. Boğazını temizledi zorlanarak.

"İlhan?"

"Evet..."

"Sen ne anlatıyorsun abi?"

"Selim ben gelene kadar sohbet et dedi."

"Tamam... Ama ne anlatıyorsun?"

"Biliyor musun insanların ölmeden önce 'neden?' demelerini hiç sevmem. Şimdi bunu sormanın sırası mı nasıl anlatacağım kalan kısa zamanında bunu sana keşke zamanımız olsaydı da anlatabilseydim."

"Ne-"

"Sohbet mi ediyordunuz?"

Selim gülümseyen yüzüyle içeri girer girmez Poyraz daha tepki veremeden İlhan ayaklandı. Hızla Selim' in yanına adımlayıp dudaklarına yapıştı. Sanki Poyraz' ın yüzünde şaşırmak için kullandığı kısmlar felç olmuştu artık. Sadece İlhan' a bakabildi boş gözlerle. Selim utanarak geriye kaçıp dudaklarını tuttu kırmızı yüzüyle.

"Hazırım diyecektim... Çıkalım mı?"

İlhan gülümseyerek Selim' i omzundan kavrayıp kolunun altına aldı.

"Çıkalım."

İlhan sadece ikisi gidecekmiş gibi umursamazca kapıya ilerlerken Poyraz sertçe yutkundu ikisinin arkasından. Hiçbir şey anlamamıştı. Selim' in dışardan kendisine seslenmesiyle ayaklanıp gömleği sanki boğazını sıkıyormuş gibi birkaç düğmesini açtı hararetle ve arkalarından ilerledi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Folie à Deux - BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin