4. bölüm : ŞÜPHE

7.6K 502 143
                                    

" Kocaman aç ağzını abiciğim. " dedim sedyede oturan miniğe. Büyük bir ihtimal üşütmüştü. Kış mevsimi yaklaştığı için havalar yavaş yavaş soğumaya başlamış ve grip salgını başlamıştı. Bugün aynı şikayetlerle gelen 3. hastamdı bu çocuk.

Bademciklerini kontrol ettikten sonra steteskopu alarak kulaklarıma yerleştirdim ve " Bide sırtını dinleyebilir miyim? " dedim miniğe. Sanırım doktordan korkuyor ve buraya da zorla getirilmişti. Dolan gözleriyle başını salladı. Üstündeki kazağı yukarıya kaldırarak, " Şunu tutar mısın babası? " dedim. Ciğerlerini de dinledikten sonra çok kötü üşüttüğünü anladım. Ateşide vardı. Gözleri yaşarıyordu. Kıyamamıştım, çok hastaydı.

" Kaç yaşında? " diye sordum babasına. Çocuğunun üstünü giydirirken bana baktı ve " 6 " dedi. Başımı sallayarak ilaç dolabına yöneldim. Burada eczane ve eczacı olmadığı için ilaçları buradan ben veriyordum. Aşağıda büyük bir depo vardı ilaçlar için. Çok eksik vardı, bi ara şehre gidip tedarik etmeliydim.

Elimdeki ateş düşürücü şurupla ve şırıngayla hastamın yanına dönerken çocuk elimdeki iğneyi görmesiyle babasının koluna sarıldı korkuyla. Çok korkmuştu. Babasıyla göz göze geldik ve gülüştük. " Aman iğne yapma doktor abisi. Bize şurup ver. " dedi.

Çocuğun yanına oturarak, " İğneden korkuyosun demi? Bende küçükken korkardım. Ama doktor olunca çokda korkulacak bir şeyin olmadığını gördüm. " dedim. Amacım çocuğun korkusunu gidermekti. Çok fena üşüttüğü için 3 gün boyunca bu iğnelerden olmalıydı.

Omuzlarını yukarı kaldırarak ve dudaklarını büzerek " İstemiyorum " dedi. Çok tatlıydı, dayanamadım ve birtane öptüm. Babası kenarda gülerek bizi izliyordu.

Ciddiyetle başımı salladım ve " Aslında biraz acıyacak. Ama sadece bir saniye sürecek. Kanıtlama mı istermisin? " dedim. Minik dolan gözleriyle başını salladı.

Başka bir şırınga alarak kolumu sıvadım. Çocuk dehşetle beni izliyordu. İgneyi yavaşca koluma batırdım ve çocuğa bakarak " Acıdı. Şimdi geçti,
acımıyor artık. " dedim. Çocuk ve babası gülerek beni izlerken " Gördün mü çok kısa sürdü. " dedim. Minik başını salladı gülerken.

Babası miniğin bacağını açarken bende enjektörü hazırladım. İkna etmiştim ama hala korkuyor ve çekiniyordu. Babası sıkı sıkı tutarken, " Bırak abi sen." dedim.
"Kocaman adam, yarın burada beraber top oynarken düştüğünde de ağlayacak değil ya. " dedim çocuğa bakarak.

" Ağlamam ki. Çok düştüm ben. " dedi.

Yavaşça iğneyi yaparken, " Aaaah " dedi kısık sesle. Yüzüne baktım ve " Bu kadar işte. Çok kısa sürecek demiştim. " dedim.
" O kadar da korkulacak bir şey yokmuş. " dedi.

" Tabi ben sana yalan söylermiyim hiç. " dedim. Dezenfektanlı pamukla bacağını bir kaç saniye tuttuktan sonra, " Yarın yine gel tamam mı? Bi tane daha yapacağım. Bir an önce iyleşki top oynayacakken sensiz kalmayalım. Yoksa yeniliriz. " dedim. Hevesle " Tamam. " dedi. Bir çocuğun oyun ve oyuncakla, gönlünün yapılacağını çok iyi biliyordum.

Babası çocuğu kucağına alırken, " Sağol doktor bey. " dedi. Benden yaşça büyük birinin bana böyle saygı göstermesi güzeldi ama yine de rahatsız oluyordum, bana bey denilmesinden. Herkes bana gereğiden fazla mütavazisin derdi. Belkide öyleydim ama kişiliğim buydu.

"Bende artık buralı sayılırım. Ben sana abi diyorsam sen de kardeşim diyebilirsin abi." dedim. Adam gülümseyerek, " Tamam abim. Gel aķşam yemeğini bizde yiyelim. Madem bizden birisisin, ısrar
etmiyeceğim. " dedi.

" Valla eve gitmem lazım. Malum yeni taşındık, işlerim var. Ama söz bir akşam misafiriniz olurum. " dedim. Adam beni anlamış ve hak vermişti. Başını salladı ve  " Tamam. Ama yarın akşam bekliyoruz. Hem Ali'nin iğnesinide yaparsın. " dedi.

TİRYAKİ ~ BxB Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin