66. bölüm : SABIR TOHUMU

1.9K 131 41
                                    

Ailem iki gün bizde kalmışlardı. Bir buçuk yılın özlemini, bir saat bile ayrı kalmadan beraber geçirmiştik. Çocuk gibi onların arasında uyumuş, dizlerinin dibinden ayrılmamıştım.

Emrah, aileme çok misafirperver ve sıcak davranmıştı. Onların rahat etmesi için elinden geleni yapmıştı. Ailem de ona karşı çok nazik ve kibardı. Özellikle annem, bizzat kendisinden özür dilemişti.

Emrah ve ben onları geçirmek için aşağıya doğru inerken annem, " Sende evine geleceksin demi oğlum? " diye sordu ve ekledi. " Emrah'la birlikte. "

Heycanla direkt Emrah'a baktım. Emrah gülümseyerek başını salladı ve " Tabi efendim. Sizinde artık burda bi eviniz var.
İstediğiniz zaman, buyrun gelin. " dedi.

Annem dudaklarını bastırdı ve " Sağol oğlum. " diyerek Emrah'ın kolunu sıvadı.

Ben annemle sarılıp vedalaşırken babam Emrah'ın kolundan tutmuş ve kenara çekmişti. Sanırım özel olarak konuşacaktı ve annemin, özellikle de benim duymamı istememişti.

Ben annemle konuşurken gözümde az ilerimizde konuşan babam ve Emrah'taydı. Babam ona bir şeyler söylüyor, Emrah'ta kaşları çatılmış bir halde başını öne eğmiş, onu dinliyor ve başını sallıyordu.

Yaklaşık 15 dakika konuşmuşlardı. Daha doğrusu babam konuşmuş, Emrah dinlemişti. Onlar geldikten sonra babama da sarıldım ve " Yine gelin. En kısa zaman da bende geleceğim. " dedim.

...

Onlar arabaya binmiş buradan uzaklaşırken bende elimi sallıyordum. Şuan evlenmiş ve ailemin beni kocamın yanına bırakmış gibi yalnız hissediyordum.

Yanımda duran bedene döndüm ve " Ne konuştunuz? " diye sordum.

Emrah, gülümsedi ve " Seni bana emanet etti. Eğer seni üzersem karşımda onu bulurmuşum. " dedi.

Başımı salladım ve " Sadece bunları mı söyledi? " dedim.

Emrah, " Buna benzer şeyler işte. Her şey de söylenmez öyle. " dedi sonlara doğru gülerek.

Başımı salladım ve " İyi, peki. " dedim.

Ailem sabah erkenden yola çıktıkları için Emrah doğruca ocağa gidecekti. Ben ise yine evde yalnız kalacaktım. " Hadi bugün sende benle gel. " demesiyle gülümsedim ve " Gerçekten mi? " diye sordum.

Başını salladı ve " Hem, bi konuda fikrine de ihtiyacım var. Sen anlarsın böyle işlerden. " dedi.

Sevinerek, " Tamam. " dedim ve arabaya doğru yürümeye başladık.

Araba biraz uzakta olduğu için Emrah bir sigara yakmıştı. Beni durdurup sigarasını ağzına aldı ve elleriyle montumun fermuarını kapattı. Dumandan dolayı gözleri kısılmıştı. " Şapkanı da tak. Üşme. " dedi dudağında ki sigarasını eliyle çekip. Babam gözünü nasıl korkuttuysa, çocuk gibi titriyordu üzerime.

...

Ülkü Ocaklarına gelmiştik. O önde ben de yarım adım gerisinden takip ediyordum onu. Biz yürürken bir çok kişi Emrah'a ve bana ' Hoşgeldiniz, hayırlı sabahlar. ' gibi şeyler söylüyorlar ve selam veriyorlardı. Emrah hepsine cevap verirken, bende gülümseyerek başımı sallıyordum.

Odaya girdikten sonra Emrah direkt üzerindeki ceketi çıkardı ve astı. Bende üzerimdeki montu çıkardım ve kenara bıraktım.

" Eee hangi konuda fikrimi soracaksın? " dedim masanın karşısında ki koltuklardan birine oturarak.

Emrah, makamına geçti ve deri koltuğuna oturdu. Masanın çekmecesini açtı ve içerisinden yaklaşık 10 tane dergiyi çıkararak bana uzattı.

" Bunlar, benden önceki başkanın çıkardığı ülkü ocakları dergileri. Bu senede biz çıkaracağız. Bunun için yardımına ihtiyacım var. Kapak tasarımı, son kapakta bulunacak şeyler, resimler falan. Sen anlarsın bu işlerden. " dedi.

TİRYAKİ ~ BxB Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin