27. bölüm : ÇAT KAPI GELENİM

3.4K 228 7
                                    

Gözüme uyku girmiyordu. Evimde, ailemin bir eşya bile değiştirmeye kıyamadığı odamdaydım ama uyuyamıyordum. Emrah'ın radyoda canlı yayına bağlanıp bizim şarkımız istemesi üzerine saatlerce ağlamıştım. Bir yandan da sözü atması bende bi rahatlık hissettirmişti. Bunu söylemekten utanıyordum ama onu başka birinin yanında veya etrafında görmek istemiyordum. Bizim imkansız olduğumuzu da biliyordum ama seviyordum işte. Çünkü bence asıl sevgi imkansız olanıydı.

Kedim hava yeni kararırken uyanmış ve benide uyandırmıştı. Beni sabaha karşı daldığım uykumdan eden kedim Pars'ı ceza olarak gıdıklarken kapının zili çalmıştı. Vakit daha çok erken olduğu için annemle ve babamı uyandırmak istememiştim. Bu yüzden koştura koştura kapıya gittim. Zili çalan her kimse bilinçli bir şekilde sadece bir kez basmıştı zile. Sanki sesi duyamasak bir daha basmıyıp rahatsız etmeyecek gibiydi.

Kapıyı açmamla merdivenlerden inen Emrah'ı gördüm. Kapının açılmayacağını tahmin ettiği için geri dönmüştü ya da karşıma çıkacak cesaretinden dolayı pişman olmuştu. Beni görünce gözlerimin içine baktı ve merdivenleri birer birer yavaşça çıktı. Tam kapıyı kapatacakken hızlı bir adımla geldi ve elini kapıya koyarak beni engelledi.

Her ne kadar kapıyı kapatmak için itsemde çok güçlüydü. Onun tek eliyle kullandığı güç, benim tüm enerjine bedeldi. Kapıyı bırakarak iki elimle omuzlarından ittim ve
" Ne var? Niye geldin? " dedim. Sendelemiş ve bir adım geri gitmişti.

İşaret parmağını kaldırarak bana baktı ve " Bir kere konuşalım. Anlatmama izin ver. " dedi. Onunda uykusuz olduğu gözlerinin altındaki torbalardan belliydi.

" Anlat dinliyorum. Söyledikten sonra defolup gideceksin. " dedim dışarı çıkarak ve kapıyı aralık bırakarak.

Onu dinleyeceğimi tahmin etmemiş olacak ki cümlemden sonra bir an afallamıştı. Merak ettiğim konu buraya nasıl geldiği ve evimi nasıl bulduğuydu.

" Çok pişmanım Feridun. Aileme söyleyemedim birini sevdiğimi. Seni sev.." derken annemin içerden sesini duydum,
" Feriduuun kimmiş, sabah sabah? "

Hemen " Umrumda değil, defol git. " diyerek kapıyı hızlıca kapattım. Kapıyı kapatmamla içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim. Onu çok özlemiştim ve gelmişti de ama bu sefer kalbim, aklıma sözünü geçiremiyordu.

" Nooolduu? " diyen annem dibime kadar gelmişti. Bendeki ruh halini görüp endişelenmişti. " İyi misin oğlum? " dedi koluma dokunarak.

Yutkunarak " İyiyim. Erken kalktığım için biraz sersemim. " dedim.

" Kim miş gelen? " dedi annem.

" Bilmiyorum. Tanımıyorum. " dedim geveleyerek.

Annem sabır dilenerek kapıyı açacakken önüne geçtim ve " Tanımıyorum dedim ya anne. Boşver." dedim.

" Cenne şanü. Oğlum çekil. " dedi ve kapıyı açtı. Gözlerimi kapatıp açtığımda Emrah yoktu.

Annem dudaklarını büzerek ve kaşlarını kaldırarak " Hayırdır inşallah. " dedi ve kapıyı kapattı.

Acaba gitmiş miydi? Kırmış mıydım onu? Annem yanımda olmasa hüngür hüngür ağlayacaktım. Anneme uyanacağımı söyleyip odama geçtim ve camdan dışarı baktım. Yoktu.

Keşke kapıyı o şekilde kapatmasam diye düşünüyordum ama annem ondan hiç hoşlanmıyordu ve karşılaşmaları durumunda başımın etini yerdi annem.

Odama geçsem de aklım Emrah'taydı. Acaba nereye gitti diye düşünmekten deliye dönecektim. Defalarca telefonumu elime alıp tekrar yatağa koysam da en sonunda aramıştım. Telefonu kapalıydı.

...

Bütün bir gün aklım Emrah'ta olduğu için evde saçma sapan hareketler yapıyor ve dalıyordum. Babamlar bu yüzden arkadaşlarımla görüşmem için beni dışarı göndermişlerdi. Normalde akşam görüşecektik ama çok samimi olduğum iki arkadaşımı aramış ve bir yerlerde oturmak için sözleşmiştik.

Yolda yürürken her yere bakıyordum ama göremiyordum onu. Buraları bilmezdi, hoşnut olabileceği bir mahallede oturmuyordum. Belkide çoktan gitmiştir diye düşünürken omzunda hissettigim kolla sevinerek hemen arkamı döndüm.

Arkadaşım Fuat'ı görmemle yüzüm düştü. Emrah sanmıştım. " Ne oldu? Beni gördüğüne sevinmedin heralde? " dedi Fuat.

Sarılarak " Öyle şey olur mu? " dedim. Küçüklüğümden beridir arkadaşımdı ve her şeyimi bilirdi. Bendeki en ufak duygu kırıntısından bile anlardı ne hissettiğimi. O kadar yakınımdı.

" Gel oturalım bir yere. " dedim gülümseyerek.

Beni baştan aşağı süzdü ve başını salladı. Anlamıştı, üzüntülü ve kederli olduğumu.

" Eeee anlat napıyorsun? Nasıl gidiyor? " dedi cebinden telefonunu ve cüzdanını masaya bırakırken. Yakınlarda, sahilin kenarındaki bir cafeye gelmiştik.

" İyi işte nolsun. Koşturmaya devam. " dedim.

" Bir şey var. Benim tanıdığım Feridun, gelir gelmez saatlerce anlatırdı neler yaşadığını, neler gördüğünü... " dedi.

" Bu meslek değiştirdi beni. " dedim gülerek.

Sohbet ederken yan masamıza mahalleden çocukluk arkadaşım ve ilk aşkım Sude ve arkadaşları gelmişti. Hiçbir zaman açılamamıştım çünkü o zamanlar çok havalı, erkeklerin peşinden koştuğu bir kızdı. Birbirimizi görmemizle ayak üstü merabalaştık.

Sude arkadaşlarıyla yan masaya geçerken gözü hep bendeydi. Arkadaşım Fuat'ta biliyordu bu platonik aşkımı. " Hâlâ aşık mısın ona? " dedi göz kaş yaparak.

" Saçmalama. " dedim kahvemden bir yudum alırken. Gerçekten de hiç bir şey hissetmiyordum Sude'ye karşı. Belki o zamanlar da aşık değildim ona, sadece hayrandım. Çünkü Emrah'a hissettigim şeyi daha önce hiç kimsede hissetmemiştim.

" Yalana gerek yok. Eskiden Sude'nin senden hoşlanmadığını biliyordum ama şuan seni böyle görünce etkilendi. " dedi Fuat.

" Umrumda olmaz. " dedim dışarıya bakarak. Gerçekten de ne zaman başımı sağa çevirsem Sude'nin gözleri bendeydi.

" Yanındakiler nasıl? " diye sordu Fuat göz kırparak ve kıkırdıyarak.

" Oğlum şaçmalama ayıp. " dedim. Eskiden kızlara bakıp konuşur, hatta idaaya bile girerdik. Yaptığımız konuşmalar hep kızlar üzerineydi ve şimdi hiç biri ilgimi çekmiyordu. Farklı bir gözle bakamıyordum.

" Başka biri var. Aşıksın, hemde fena halde. " dedi Fuat gülerek.

Gözlerimi kırpıştırarak " Nerden anladın? " dedim. Yok desem inanmazdı. Biliyor, çok iyi tanıyordu beni.

" Ben anlarım. Biri varki şu fıstıkları bile gözün görmüyor. Eskiden olsa çoktan yanlarına gidip sosyal medyalarını istemiştin. " dedi. Doğruydu. Eskiden karşı cinsime ilgi duyarken şimdi hemcinsime aşıktım.

...

Annemlere yorgun olduğumu söylemiş ve akşam erkenden uyumak için odama çıkmıştım. Babam Pars'ı yanına almıştı, uykumu bozmasın diye.

Aklım, fikrim hep Emrah'taydı. Merdivenlerdeki o hali gözümün önünden hiç gitmiyordu. Buralara kadar gelmişti ve ben onu kovmuştum. Umarım bu hareketimi annem yüzünden yaptığımı anlamıştır diye düşünürken odamın camında bir tıkırtı hissettim. Başta martı sansam da bu tıkırtı farklıydı.

Yatağımdan kalkarak pencereye yaklaştım ve perdeyi açmamla karşımda önce iki çift kol sonra da Emrah'ın yüzünü görmemle şok geçirdim. Hemen camı açtım.

Dairemiz ikinci kattaydı ve buraya nasıl tırmandı diye düşünürken bir hamleyle vücudunun üst kısmını yukarı kaldırdı.

Elleri penceremin pervazında tutunmuş ve sırıtarak bana bakan adama sabır dilenerek baktım ve sonradan bende güldüm. Gitmemişti. Bırakmamıştı beni, bizi.

TİRYAKİ ~ BxB Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin