21. bölüm : İÇİMDEKİNİ BİLİYORUM

4.7K 241 65
                                    

Gözlerimi açmamla karşımda direkt Emrah'ın yüzünü gördüm. Dudakları aralı bir vaziyette çocuk gibi uyuyordu. Uzun kirpikleri, gözü kapalı olduğu için daha netti. Bir sakal ve bıyık, bir insana bu kadar mı yakışırdı? Ya gerçekten yakışıyordu ya da onu çok sevdiğim için gözüme öyle görünüyordu. Uzun uzun ona bakmak istiyordum uyurken. Çekinmeden ve utanmadan.

Gözlerinin kırpışmasıyla uyanacağını anladım. O'da direkt gözlerini açmasıyla karşında beni gördü. Bir süre hiçbir şey demeden birbirimizin gözlerine baktık. Dudaklarını araladı ve " Hayırlı sabahlar " dedi.

" Günaydın " diye karşılık verdim. Onunla beraber uyuduğumuza hala inanmıyordum. Bu şehre geldiğimden itibaren ilk defa deliksiz bir uyku çekmiştim.

Tam toparlanıp yataktan çıkacakken çıplak olduğum aklıma geldi. Kilodum vardı ama yine de utanıyordum. İlk önce onun çıkmasını istiyordum.

" Hadi gidelim artık köye. " dedim.

" Vakit daha erken biraz daha uyuyalım. Kahvaltı yapar öyle gideriz. " dedi.

" Olmaz, çok işim var. " dedim. Bir an önce kan sonuçlarını kadına söylemem gerekiyordu. Eminim, akşama kadar hiç uyumamıştı. Bekletmek doğru olmazdı.

" Tamam, hazırlan çıkalım o zaman. " dedi gözlerini ovuşturarak.

Tedirgince, " Şey benim üzerimde bir şey yok. Utanıyorum. " dedim.

Başını salladı ve " Anladım. Bende utanıyorum yataktan çıkmaya. " dedi.

" Niye? " dedim. Onun gövdesi çıplaktı sadece. Altında pantolonu vardı. Ayrıca dün çok rahattı.

" Kızmayacaksın ama? " dedi oturur pozisyonuna gelerek.

Gülerek " Altına mı yaptın yoksa? " dedim.

Hiç gülmüyordu. Yataktan çıkmama sebebi her neyse benden çekiniyordu. Kızmamdan çekiniyordu. " Söylesene? Tamam kızmayacağım. " dedim.

" Şeey kalktı da. " demesiyle bakışlarımı ondan çektim. Ondan çok ben utanmıştım. Eminim yüzüm kızarmıştı.

" Kusura bakma. Sabahları... " derken, ona bakamadan " Tamam kalk, önemli değil. " dedim.

Üzerimizdeki yorganın kendi tarafındaki kısmı yavaşça kaldırırken başımı sola çevirdim. Her ne kadar bakmamak istesem de gözüm kaymıştı. Lavaboya doğru yürürken önündeki kabarıklığı görmemle başımı bu sefer sağa çevirdim. O lavaboya girince de hızlıca yataktan çıktım ve apar topar üzerimi giyinmek istedim. Yoktu kıyafetlerim. Banyoda çıkartmıştım.

Tam Emrah'a kapının yanına bırakması için seslenecekken kapıyı açtı ve beni karşısında çıplak gördü. Anında eliyle gözlerini kapattı ve diğer eliyle giysilerimi bana uzattı.

Dün akşam bana çıplak bakmıştı ama ben kızarım diye hemen gözlerini kapatmıştı. Bense hala çekiniyordum ve utanıyordum.

Ben üzerimi değiştirirken sırtını dönmüştü. " Bir şeyler yiyelim, kurt gibi acıktım ben. " diye konuştu.

Blüzümü başımdan geçirirken, " İşim var. Giderken poğaça simit falan yeriz. " dedim.

Üzerimi giyindikten sonra " Tamam, dön. " diye ekledim.

Yavaşça bana döndü ve " Bir saat geç gitsen sağlık ocağına. Ölmezler ya. " dedi.

" Ölürler. Bir dakikanın bile önemi var. Sağlık bu. " dedim.

Başını salladı ve ufak masanın üzerinden cüzdanını alarak arka cebine koydu. " Gidelim madem. " dedi.

Kapıdan çıkıp anahtarı görevliye teslim ettikten sonra otelden de ayrılmıştık. Arabanın yanında giderken fırından simit ve meyve suyu almıştı. Çok acıktığım için yolda giderken yiyordum ben. O yememişti.

TİRYAKİ ~ BxB Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin