Ezanla beraber sabahın erken saatlerinde gözlerimi açmıştım. Kulağıma gelen rüzgarın uğultusu dışarının çok soğuk olduğunu gösteriyordu. Bu sene kış erken gelecekti heralde. Açıkta kalan ayaklarımı yorganın içine soktum ve bacaklarımı karnıma kadar çektim. Donuyordum. Bir an önce şu sobayı kursam iyi olacaktı. Öğretmen 3 gün sonra gelecekti ve burada beraber yaşayacağımız için çok fazla yerleşememiştim. Sonuçta bir oda onun olacaktı, salon ve mutfak bölümünü beraber kullanacaktık. Kafama göre evi düzenlemek ve kendi yaşam alanımı oluşturmak olmazdı. Acaba gelen kişi erkek mi olacaktı, yoksa kadın mı? Bu sorunun cevabını hemen bulmuştum. Tabikide erkek olacaktı. Köylüler bekar bir erkeğin ve kadının ormanın içinde aynı evde kalmasına sıcak bakmazdı. Dedikodu olur, laf çıkardı. İnşallah gelen kişi benim yaşlarımda olurdu. 40 yaşlarında birinin gelmesi iyin olmazdı, çünkü her ne kadar aynı evde yaşayacak olsak da ona karşı hep mesafeli olmak zorunda kalacaktım. Rahatça evin içinde dolaşamayacak, radyonun sesini sonuna kadar açamayacaktım.
Kolumu yorganın içinden çıkardım ve baş ucumsada bulunan pencerenin önündeki radyoyu açtım. Sırf ses olsun diye bir haber kanalın da durdum ve kolumu hemen yorganın içine soktum. Gerçekten soğuktu. " Yarın ülkenin doğu kesimlerinde bulunan yüksek yerlere yılın ilk karının düşmesi bekleniyor. " haberini duymamla burnumu çekiştirdim. Bu bölgeye metrelerce kar yağar ve ulaşım aksardı. Haberlerden duyduğum kadarıyla şehre bile gitmek imkansızlaşırmış. Kar yağmadan şehir merkezine gidip eksik ilaçları bir an önce temin etsem iyi olacaktı. Bugün düğünde muhtarla konuşup bu konuyu açacaktım. Telefonuma art arda gelen bildirim sesiyle ekranı kaydırdım ve mesaj bölümüne girdim. Mesaj atan Vural'dı.
Vural : " Günaydın Feri. Televizyonlar yarın kar yağacağını söylüyor. Bende bugün babamı hastaneye kontrole götüreceğim. Beni bekleme, düğüne git sen. "
Vural : " Eğer erken gelirsem arar, arabayla seni alırım. " diye yazmıştı.
Şimdi bu soğukta kim köye kadar yürüyecekti? Klavyeyi açtım ve yazdım.
Doktor : " Sorun değil sen babanı götür. Geçmiş olsun. "
Vural : " Eyvallah. Bir şey lazım mı merkezden? Gelirken alayım? "
Doktor : " Yok sağol. "
Doktor : " Haa senden bir şey isteyeceğim. "
Vural : " ??? "
Doktor : " Valla utanıyorum söylemeye ama senden başkasına da söyleyemem. Akşam gelince bana uğrasana duş almam gerekiyor. O banyoya girmekten korkuyorum. "
Vural : " 🤪🤭🤣 "
Doktor : " Gülme. Mezarlık gibi bir yer. Malum öğretmen de gelecekmiş, ter kokmayalım. "
Vural : " Tamam akşam üstü uğrarım. "
Doktor : " Sağol. Sana kolay gelsin. "
Vural : " Eyvallah doktor. "
...
Saat on bir olmuştu. Düğüne daha bir saat vardı ama yol yarım saat sürerdi. Hem erken gidip, yardım ederim diye düşündüm ve üzerimi giyinmek için ufak dolabı açtım.
Hava soğuk oldugu için kalın şeyler giymeye karar verdim.Son olarak sarı ceketimi de üzerime geçirdikten sonra evden çıktım. Hava gerçekten soğuktu, rüzgar öyle şiddetli esiyordu ki ceketimin şapkası kendiliğinden kafamı kapattı. Ellerimi cebime sokarak başımı yere eğdim ve yürümeye başladım. Daha ormanlık alandan çıkmadan bir araba sesiyle kafamı kaldırdım gelen Emrah'tı. Sanırım tarlaya gidiyordur diye düşünürken araba yavaşladı ve yanımda durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİRYAKİ ~ BxB
De TodoTAMAMLANDI. Nefretten büyük bir aşka dönüşen sevda. Küçük bir köye atanan küpeli doktor ve köyün homofobik ağır abisinin hikayesi...