Ben tüm hesapları terk edilmemek üzerine yapmıştım. Ama kendi kendimi getirdiğim noktaya inanamıyordum. Ya Emrah beni küçümseyecekti, ya ben kendimi. O ' Bitti ' diyemese de ben kendimi çoktan bitirmiştim.
Beni eskisi kadar çok sevmesini istemek gibi bir gayem kalmamıştı, ama O'da keşke biraz dizlerimde dermanımın kalmadığını görebilseydi. Halden anlayabilseydi...
🥀
Yazardan...
Saat sabaha karşı 3 : 30 olmasına rağmen doktor, pencerenin önünde ülkücüyü bekliyordu. Erken gelmeyeceğini bile bile akşamdan hazırlamıştı sofrayı. Aramaya cesaret edemediği içinde ne zaman geleceğini bilmiyordu. Bu yüzden yemekleri 6 kez, tekrar tekrar ısıtmıştı.
Doktor, cama vuran ve aşağıya süzülen yağmur damlalarına bakarken bir an içi geçmişti. Gözünü açar açmaz hemen heycanla aydınlatma direğinin altına baktı, Emrah geldi mi diye. Emrah, her zaman buraya park ederdi siyah arabasını...
Yoktu. Doktor Emrah'ın arabasını göremeyince derin bir iç çekti ve gözünde süzülmeye hazır olan yaşlarla saate baktı. Sabahın olmasına bir kaç saat kalmıştı. Emrah, son zamanlarda gece yarısı eve gelse de bu sefer çok geç kalmıştı.
Doktor hüzünle, özenerek hazırladığı masaya baktı ve bir kez daha yemekleri ısıtmaya karar verdi. Halbu ki Emrah, ' Beni bekleme. Yemeğini ye, yat. ' demesine rağmen yemeğini yememiş ve saatlerce onu beklemişti.
Doktor, bu eve ilk geldiği zamanı hatırlamıştı. O zamanlar kuru parkelerden başka hiçbir şey olmayan evde şimdi lüks eşyalar vardı. Hepsini Emrah almıştı. Son model televizyon, rahat ve şatafatlı koltuklar, ışıl ışıl avizeler, ultra lüks elektronik aletler... Bu tür konforlu bir evi her ikiside sadece televizyonlarda izlemişti. Doktor'un ailesinin durumu iyiydi ama, bu şartları ve imkanları daha önce hiçbir şekilde görmemişti. Para insanı mutlu etmez sözü doğruydu. Böyle bir evde mutsuzdu. Hiçbir eşyayı, hiçbir yeri kendine ait hissedemiyordu. Çünkü yola çıktığı arkadaşının, onu yarı yolda bırakmasından çok korkuyordu.
Emrah, nihayet gelmiş ve arabasını her zaman park ettiği yere park etmişti. Arabadan iner inmez bıkkınlıkla ışığı yanan evine baktı. Doktora o kadar bekleme demesine rağmen beklediği için kızmıştı.
Doktor, Emrah'ın geldiğini görünce yüzünde buruk bir gülümseme oluştu ve hemen kısık ateşte ısınan yemekleri sofraya getirdi. Heycanla masanın başında Emrah'ı beklerken, ülkücü anahtarıyla kapıyı açtı. Kapıyı kapatırken masanın başında onu bekleyen genci gördü ve
" Yatmadın mı sen hala? " diye sordu.Doktor başını iki yana sallayarak ve burdukça gülümseyerek, " Seni bekledim. " dedi.
Ülkücü sabır dilenerek ceketini çıkardı ve
" Benim neyimi bekledin? Yat demedim mi sana? " diye mırıldandı.Doktor önünde birleştirdiği elleriyle oynarken, yumuşak bir sesle " Uyursam seni nasıl göreceğim Emrah? " diye sordu.
Ülkücü masayı bile görmezden gelerek koltuğa geçti ve ayaklarını masaya doğru uzattı. Bu doktorun kalbini çok acıtsa da susmuştu. Ülkücü kumandayla kanalları gezerken doktorda koltuğa yanına oturmuştu. Elini Emrah'ın dizine koyup ovarken " Sabah erkenden çıkıyorsun, akşam desen geç geliyorsun. Ben nasıl göreceğim seni? " diye sordu.
Emrah, " Yav Feridun, partiye baloya gitmiyorum ki sabaha kadar ocaktayım. Şu geldigim saate bak ya... " dedi.
Doktor büzülen dudağını yalayıp, " Ama benimle hiç ilgilenmiyorsun artık. Ya ben bütün gün seni ne kadar özlüyorum biliyo musun? " diyerek sitem etti. Konuşurken bile sesi titremişti.
Emrah, umursamazca koltuğa yayılırken sabır dilendi ve " Yav Feridun, başlama yine. " diye mırıldandı.
Doktor duyduğu sözle elini masaya vurdu ve ayağa kalkarak " Başlıycam ya başlıycam. " dedi. Biran için dolmuş ve patlamıştı. Emrah, onun böyle bir tepki vermesine şaşırmış olacak ki kaşları çatılmış ve oturumunu düşlemişti.
Doktor artık ağlayarak da olsa tüm içindekilerini döküyordu. " Hayatımız hep böyle mi olacak bizim ya? Ben bütün gün evde seni bekliycem, yapayalnız... Böyle mi kalıcam ben ya. " diye haykırdı.
Emrah dişlerinin arasından " Feridun bağırma sabah sabah. " diye uyardı sinir krizi geçiren genci.
" Bağırtırma o zaman sende. " dedi doktor bağırarak ve ağlıyarak. Uzun zaman sonra Emrah'a karşı ilk defa sesini yükselitiyordu doktor. Haklı olarak içindekilerini döksede, nerden bilebilecekti ki bu haklı haykırışın her şeyin sonu olabileceğini?
Emrah sinirle doktora baktı ve hışımla koltuktan kalktı. " Ya bu neymiş ya. Yorgun argın gelmişim bide seninle mi uğraşıcam." diyerek ceketinin yanına doğru gitti.
Doktor biraz önce bağırsa da Emrah'ın evden gideceğini anlayınca korkuyla ve ttireyen sesiyle '' Dur. Dur, tamam. Nereye gidiyorsun? " dedi.
Ülkücü ceketini sırtına geçirirken,
" Cehennemin dibine. " diye mırıldandı.Ülkücü ceketini giyerken doktor titreyen sesiyle " Nereye gidiyorsun Emrah? " dedi. Eli hiç olmadığı kadar titriyor, kalbi hiç olmadığı kadar hızlı çarpıyordu.
Emrah, doktora yüzünü dönerek, " Sessiz bir yere. Uyuyabileceğim bir yere. Dır dır dinlemeyeceğim bir yere. " diye bağırdı.
Emrah, tam gitmek için doktora sırtını döndüğünde doktor arkasından ona sarıldı ve başını sırtını koyarak ağlamaya başladı.
" Tamam, Emrah tamam. Özür dilerim. Özür dilerim. Söz veriyorum bi daha ağzımı açmıyacağım. " dese de boşunaydı.Emrah, kendisini gitmemesi için saran bedene karşı gözünü yumdu ve açtı. " Ya Feridun bırak Allah rızası için bırak. Olmuyor işte, benim tahammülüm kalmadı artık. " desede doktor hıçkırarak ağlamaya ve özür dilemeye devam ediyordu.
Doktor, yere oturarak Emrah'ın dizine sarıldı ve " Söz bi daha gıkımı çıkarmıycam. Nolur gitme Emrah, nolur. " dedi. Ağlayarak konuştuğu için nefesi kesilse de gitmek isteyen bir adamı tutmak için sımsıkı tutuyordu.
Emrah, dizine sarılan ve ayaklarına kapanan bedeni umursamayıp bir adım attı ve kapıya ulaştı. Doktor, yaşlı gözlerle, yerde Emrah'a bakarken Emrah'ta son kez çatılan kaşlarıyla ona baktı.
Emrah kapıyı açıp gitsede doktor halının üstünde ellerini yüzüne koymuş bir şekilde ağlıyor ve " Nolur dön Emrah, nolur bırakama beni. " diye göz yaşı döküyordu.
Korktuğu olmuş ve Emrah onu terk etmişti. ' Asla beni bırakmaz ' dediği adam onu bırakmış ve sırtını dönmüştü. O'na o kadar değer yüklemişti ki kendi değerini kaybetmişti.
Halbuki o ne ihtimallerden vazgeçmişti... Ailesinden, mesleğinden, ve de en önemlisi onurundan ve gururundan vazgeçmişti. Niçin? Bir ihtimal oluruz diye...
Evet canlar kitap nasıl gidiyor? Emrah ve Feridun'un bir süre ayrı kalacak ve bir gün tekrardan karşılacaklar. Şimdilik bunu bilin yeter. Gerisi sürpriz olsun...
Oy ve yorumlarınız içinde çok teşekkür ediyorum ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİRYAKİ ~ BxB
De TodoTAMAMLANDI. Nefretten büyük bir aşka dönüşen sevda. Küçük bir köye atanan küpeli doktor ve köyün homofobik ağır abisinin hikayesi...