Yazardan....
Bir gün... Bir balık, bir kuşa aşık oluyor. Ölüyor aşkından.. Kuş bu tabi herkese her şeye tepeden bakıyor. Diyor ki balığa: Ben de seni severim sevmesine de yuvamız neresi olacak nerde yaşayacağız aşkımızı, havada mı? suda mı? ben suda yaşayamam diyor. Balık da diyor ki: Ben havada da karada da seni istiyorum, ölüyorum aşkından diyor. Çıkıyor sudan, saniyesinde can veriyor. Aşk için...
Kaybedilen ne şimdi ? Hayat ?
Ya kazanılan ? Aşk ?Balık ölüme aşık olduğunu göremeyecek kadar kör, Kuş sevenin kıymetini bilemeyecek kadar nankör. Balık sevdiğinin canına can verecek kadar fedakâr, Kuş sevenin canını alacak kadar gaddar. Aşık ölüme aşık, Maşuk ise ölümün ta kendisi...
....
Vural, sarhoş olan arkadaşlarını toparlamış ve arabaya bindirmişti. Arabayı kullanırken, dolan gözlerle yanında ki sızan bedene baktı. Feridun, alkole alışık olmadığı için fena haldeydi. Vural'ın gözünden bir damla yaş süzülürken önüne döndü. Dikiz aynasından kendi kendine sırıtan ve gülen Emrah'a hırsla baktı. Feridun'a nasıl alkol içirir diye ona çok sinirleniyordu. Direksiyonu öyle bir sıkıyordu ki parmaklarındaki boğumlar beyazlaşmış ve belirginleşmişti.
Vural, önce Feridun'u kucaklayıp evine götürmüştü. Kucağındaki bedeni yavaşça yatağa bırakıp bir süre ona baktı. Ardından hışımla arabaya döndü ve arka kapıyı açarak hırsla Emrah'a baktı. Emrah, çok sarhoştu ve Vural ona ne derse desin anlamayacaktı.
Vural hızlı bir şekilde arabayı kullanmış ve 1 saatlik köy yolunu tam 20 dakika da gelmişti. Yol boyunca Emrah, mırıldanarak bir şeyler söylemiş olsa da Vural hiçbir şey anlamamıştı. Bir an önce Emrah'tan kurtulmak istiyordu.
Araba muhtarın evinin önüne yanaşmış ve Vural sürücü yerinden inip arka kapıyı açmıştı. Emrah'ı indirirken hiç zorlamamıştı. Tam bahçe kapısından girecekleri sırada Emrah'ın mırıldandığı şeyle Vural duraksadı.
Emrah gülerek " Hala seviyor beni. " dedi arkadaşına. Hala sarhoş olduğu için yaydıra yaydıra konuşmuştu.
Vural kaşlarını çatarak bir süre Emrah'a baktı ve sonra arkadaşının suratına sert bir yumruk attı. Emrah, anında yere serilirken seslere muhtar çıkmıştı.
" Vural. Noluyor oğlum, noluyor? " diye sordu endişeli bir şekilde.
Vural tiksinerek ve dişlerini sıkarak Emrah'a baktı ve muhtara cevap vermeden arabasına bindi.
Yerde kalan Emrah ve yaşanılan şeylere dehşetle bakan muhtar arabanın çıkardığı yoğun toz bulutunun arklarında kalırken, Vural hızlı bir şekilde köyden çıkmıştı.
...
Vural yine arbayı hızlı bir şekilde kullanmış ve 20 dakika da Feridun'un evine varmıştı. Yolda gelirken sinirinden defalarca kez direksiyonu yumruklamıştı. Feridun'u Emrah'ın yanına gönderen kendisiydi. O, Feridun'un ağzından bu aşkın bittiğini dinlemiş ve inanmıştı. Ne olursa olsun Feridun, Emrah'la ilgili bir şeyler hissetmez artık diye düşünmüştü. Bu rahatlıkla Feridun'a ' Git 'demişti.
Vural Feridun'un evine koşar adımlarla varmıştı. Çok endişeliydi. Merdivenleri ikişer üçer adım çıkarken elini cebine attı ve Feridun'un evinin anahtarını çıkardı. Titreyen eliyle zar zor anahtarı kilit yuvasına yerleştirdi ve çevirdi.
Korkuyla ve endişeyle Feridun'u bıraktığı odaya giderken banyodan gelen seslere duraksadı. Feridun, kusuyordu. Kapıyı bir kaç kez tıklattı ve endişeyle seslendi.
" Feridun? Feridun iyi misin? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİRYAKİ ~ BxB
DiversosTAMAMLANDI. Nefretten büyük bir aşka dönüşen sevda. Küçük bir köye atanan küpeli doktor ve köyün homofobik ağır abisinin hikayesi...