~8

772 114 224
                                    

Oy ve yorum 🧡
•••

İlahi bakış açısı:

"Park Ppal saeng. Bizim mallardan az az alarak kendine katan ve kazandığı parayı da bizim düşman olduğumuz ailelere veren koca yürekli salağımız."

Sarışın genç monitöre bakmayı kesip oynar sandalyesiyle adama döndü. Yerde, elleri bağlı görünen veya görünmeyen her yerinin şiş olduğu adamla göz göze gelmişlerdi o an. Resmen can çekişiyordu ancak yanlış kişiye bakıyordu. Hyunjin, içinde bulundukları şu büyük odada, beş kişi içinde acıma duygusunu hissetmeyen kişiydi.

"Gerçekten... O değilde adam bizden çalıp daha fazla kazanç elde etmiş." Changbin başını salladı boşluğa bakarak. "Sanırım bizde iş yok. Hala istediğim evi alamadım lan."

"Ev yerine çıkan her arabanın her rengini alıp stokladığın için olabilir mi hyung? Aaa sahiden çok gıcıksın o özel üretim rengi ben istiyordum!"

Jeongin, yanında olan hyungunun koluna küçük bir yumruk atıp itekledi. Changbin ise gülmüştü sadece. Grubun en küçüğü tabi ki her zaman ki gibi haklıydı.

"Neler yaptığını veya nelere sebep olduğunu en ince ayrıntısına kadar biliyoruz." Mimiksiz bir şekilde ayakta durmayı bırakıp başta ki sandalyeye oturdu Chan. Hemen konudan konuya atlayan arkadaşlarına/çalışanlarına rağmen onun odağında sadece yerdeki adam vardı. Bacağını bacağının üstüne atıp kollarını tutma yerlerine yasladı. Sinirliydi, yorgundu ve bir o kadar da uykusuzdu. "Ha neden beni öldürmüyorsunuz diye soruyorsan basit. Senin gibi şerefsiz bence pekte ölmeyi hak etmiyor."

Bir hafta boyunca dövülüp kapatılmış adam içindeki umutla gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Tahmin ettiği gibiydi. Bang Christopher Chan gerçekten yersiz bir merhamete sahip salak bir ad- "Düşmanlarımıza aktardığın parayı banka kodu ile fazlasıyla geri çekip kendi hesabımıza atacağız. Tam dört aileye düşman olacaksın. Bizim öldürmemize gerek yok. Meydana seni arabayla bıraktığımızda oradan geçen her hangi bir örgüt zaten seni halledecektir."

Cebinden sigara paketini çıkardı sakince. Bağırıp küfür eden adam umrunda bile değildi. İçinde bir tane aldı, paketi ise geri koymak yerine Hyunjin'e attı. Havada kapan Hyunjin elinde tuttuğu çakmağıyla çoktan yakmıştı aldığı sigarayı. Chan'ın aksine hızlı hareket ediyordu.

"Gelen parayla istediğin evi alabilirsin Changbin. Sende bu odayı yenilersin Hyunjin zaten yeni bilgisayar istiyordun." Tam şu an adama nispet yapıyordu oturduğu yerden. "Jeongin... Gerçi beni sömürdüğün için senin bir ihtiyacın yok."

"Abimsin sonuçta. En doğal hakkım."

"Hyunjin. Kodu bulmana ne kadar kaldı?"

Konuşan şakalaşıp adamı zora sokan kişilerden farklıydı soran kişi. Geldiklerinden beri konuşmayan Lee Minho sırtını dayadığı duvardan ayrılmış ve Hyunjin'e yaklaşmıştı. Ortamdaki hava aniden değişince Chan'ın gözü Minho'ya kaydı. Kızıl saçları dağılmıştı. Kendine asla dikkat etmemesi görünüşünden bile belli oluyordu. Sonbahar olmasına rağmen giydiği kısa kollu siyah tişört ve yine ince duran kumaş pantolonla ortamdan bile farklıydı. Sadece işini halledip gitmek istediği belli oluyordu.

"Seumi nerede? Bana bak kuzen. Bana bak ve kardeşimin nerede olduğunu söyle!"

Söyleyemezdi. Söylemedi de. Kendi başına olan biteni öğrendi Minho. İnanmadı. Chan'ın aksine o inanmadı ve o andan itibaren de öz kuzenini, üvey kardeşi için karşısına aldı. Ölü üvey kardeşi için...

"Her şeyi hallettim. Bu bankadan aldığımız flaş bellekle ise bilgiyi tamamen birleştirip kodumuzu bulacağız. İlk önce flaşa bakalım. Duvar ekranına atacağım görüntüleri. Büyük ekranda görelim şu şerefsizin yaptıklarını."

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin