~34

675 143 220
                                    

Oy ve yorum lütfen 🥺 Farklı kişilerden yorum gelince özellikle aşırı motive olup direk yeni bölüm yazmaya koyuluyorum. Bu gerçeği söyleyerek sizi bölümle baş başa bırakıyorum efenim🐝🐢
•••

Gülerek içeri girdiğimde tekrar onun tepkisine bakmadım. Dönüp kaldığını zaten biliyordum bu yüzden de bebeklerim tabi ki herşeyden önce geliyordu.

"Ben geldim~" Bae'nin beni tanımaya çalışan şaşkın bakışlarından faydalanarak tombik yanaklarından öptüm ve sarılıp minicik sıktım kızımı. Sonunda anlamış ve gülmüştü miniğim. Kıkırdayarak Hae'ye döndüm. Minik gözlerini her zamanki gibi bana dikmiş tatlı tatlı bana bakıyordu. Bal yanaklarından onunda öptüm ve aynı Bae'ye yaptığım gibi ona da sarılıp biraz sıktım. Aşırı tatlılardı. Yiyemediğim için böyle sıkmakla yetiniyordum.

Hae'yi yerine koyduğumda yere iyice oturdum ve arkamdaki Chan'a baktım. Kapıyı kapatmıştı ama bize bakmıyordu. Öylece durmuş yeri izliyordu. Kafasında bir şeyleri oturtturmaya çalıştığı belliydi. Yutkundum. Aslında şaka amaçlı bunu demiştim ama bu kadar yıkılacağı... Anlam vermeye çalışıyordu ama şu an bundan önemli meselelerimiz vardı. Ayağa kalktım ve yanına giderek arkasından sarıldım. Bu derin bir nefes almasını sağlamıştı.

"Özür dilerim. Sadece şaka yapmak istemiştim."

"Şaka?"

Dolu gözlerle bana döndüğünde lafımı geri almak, ben Seumi'yim diye bağırmak istedim ama çok geçti. Omzumu silktim yavaşça. "Eski sevgilinin etkisinden kurtuldun mu diye merak etmiştim ancak... Pek-"

"Bu yüzden mi saçını siyaha boyadın? Komik değil. Açık verdin ve bunu bilerek yaptın ama şimdi..." Kesik bir nefes alıp devam etti. "İnkar ediyorsun. Neden yapıyorsun bunu bana?"

"Belli değil mi?"

Dibine girip kollarımı arkamda bağladım. Yüzlerimiz şu an çok yakındı. Nefeslerimiz birbirine değiyordu sanki. "Sonuçta hak ediyorsun." Gözlerimi kapattım ve fısıldadım. "Eskileri kapatmadan beni sevemezsin."

Geri çekildiğimde buna sadece birkaç saniye izin verdi. Belimden tutup beni kendine çektiğinde bu tepkiyi beklediğimden gülümsemeden edemedim. Dudaklarımız birbirine değiyordu. İkimizde yavaşça öpüyorduk şu an birbirimizi. Elimi yanağında götürdüm ve uzun bir öpücük verdim ona. Ayrıldığımızda alınlarımız hala birbirine değiyordu. İkimizde derin bir nefes aldık.

"Yapma bunu bana."

Sesi o kadar acıklıydı ki yutkunmamak için kendimi tuttum. Aslında anlamıştı. Belkide çoktan fark etmişti ama kabul edemiyordu ve ben bizzat kabul edene kadarda bu böyle gidecekti.

Bang Christopher Chan'ın duymaya ihtiyacı vardı. Seumi olduğumu bilmesine ve affedilmeye.

Eğer küçük oğlum yaşıyor olmasaydı herşey başka olabilirdi. Şu an burada olmazdım en basitinden. Bae'yi de alır giderdim uzaklara. Hae'yi de alır acı çektirirdim ona. Yavaş yavaş yok ederdim onu. Kendimin parçalanma riskini alarak yapardım bunu. Şimdiyse farklıydı herşey. Bir buçuk yıldır yaşadığım bütün acılar, ağlayışlar ve krizler onun eseri olmaktan çıkmıştı. Elbette haksızdı. Beni dinlemeyen hemen ailesinin sözüne güvenen bir aptaldı o ama katil değildi artık gözümde. Oğlumuzun katili değildi. Onu koruyup büyüten ve bunu babası olmadığını sanarak yapan kişiydi.

Yanağındaki elimi oynatıp okşadım. Benim kadar acı çekti mi bilmiyordum ama çektiği belliydi. Gülümsedim. Şu an iyi hissettiğimi söylesem bu canilik mi olurdu?

"Abumuyummm"

Kızımın tatlı sesiyle Chan'a bakmayı kesip yerdeki iki bücürüğe baktım. İkiside ağızlarında diş kaşıyıcı bize bakıyorlardı. gülümsedim. Diş çıkarma zamanları gelmişti neredeyse. Bol sancılı günler bizi bekliyordu ve bunu tek başıma yaşamayacak olmam beni mutlu ediyordu.

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin