~33

702 132 167
                                    

Dünde bölüm attım görmediyseniz diye hatırlatayım dedim aşklarım
Oy ve yorum lütfen 🐝🐢
•••

Karların içinde yavaşça yürüdüm. Üstümdeki kanı temizlemiştim. Ablamı kurtarmış hatta onunla konuşup herşeyi tamamlamıştım. Tahmin ettiğim gibiydi. Bang ailesinin bütün pisliğini kanıtlarla birlikte bir araya getirdiği için Lee ailesine saldırı düzenlenmişti. Abim yaralanmıştı.

Bunca bir buçuk yıl önce canımdan çok sevdiğim kişi ölüm kalım mücadelesi veriyordu.

Ruhsuzça sinyalin gösterdiği yerin önüne geldim. Kreş. Abimin gizli yeri burası olmalıydı. Demek burada tedavi görüyordu Minho. Neden böyle bir yerde olduğunu anlamasamda ilerledim ve kapıyı es geçip binanın arkasına geldim. Kapıdan girecek değildim. Taşları inceleyip duvara dokundum. Özel bir yapı değildi. Korunaklı değildi yani. Tuhaftı bu. Abim sığınak için böyle bir yeri neden tercih etmişti?

Çıkıntıdan tutundum ve kendimi yukarı çekerek hızlıca yukarı tırmandım. İki katlı bir binaydı zaten. Bu da tuhaftı.

Balkona geldim ve yavaş bir iniş yapıp kapıdan yatağın yanında oturmuş sarı saçlı abime baktım. Gerçekten de oydu. Derin bir nefes aldım ve içeriye girdim. Etkilenmemişti. Hala boş gözlerle duvara bakıyordu. Sinirli olduğunu biliyordum ama-

Yatakta gördüğüm Minho ile gözlerimi kapadım. Buraya gelirken hatta direk haberi aldığımda kendimi bu ana hazırlamak için elimden geleni yapmıştım ama olmamıştı. Suikastçı olup duygularını saklayan ben, istemsizce gözyaşımın akmasına engel olamadı. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve yavaşça eldivenlerimi çıkarıp yandaki komidine koydum gözlerimi açarken. Yanına oturduğumda ise hareket etmiyor oluşu aşırı koymuştu bana. Göğsünde ve karnında birer kurşun yarası vardı. Ağzında hava, bedeninde ise sargılar... Elimi kaldırdım ve yanağına koydum. Ben. Benim yüzümdendi. Ablamın beni aklamaya çalışması ona zarar vermişti.

"Özür dilerim." Burnu çektim gözyaşlarım düşerken. "Bu dünyadaki en son isteyeceğim şey bile olamazdı senin zarar görmen. Daha yeğenlerinle birlikte vakit geçirmeden yalnız bırakma bizi."

Kesik kesik nefes alıp gözlerimi kapadım. Bae onu çok sevmişti. Kucağında inmemiş sanki üvey amcası olduğunu biliyormuş gibi yılışmıştı. Emindim ki Hae ile de güzel vakit geçiriyorlardı ikisi. Şimdi yeğeni olduğunu bilerek vakit geçirmelerini istiyordum. Bizimle olsunlar, kocaman bir aile olalım istiyordum.

"Yeğenlerin..."

Öz ama sinirli abimin kalın sesiyle gözlerimi açıp yavaşça başımı ona döndürdüm. Usulca başımı salladım gülümseyerek. Çoğul eki vardı. İkiz bebeklerim vardı benim. İkiside sağlıklıydı. Kısmen gerçi ama olsun. Çok iyi bakacaktım ben oğluma. Kızım gibi tombik yapacak, yüzündeki o gülümsemeyi mutlak kılacaktım. "Yeğeninin yaşıyor." Dudaklarımı yalayıp devam ettim. "Chan'da da gizlemişler. Abi. Bunca zaman..." Sinirlenmemek için derin bir nefes aldım. "Bunca zaman çektiğim acı, hepsi hemde hepsi boşunaymış. Oğlum gitmemiş benim. Oğlumu almışlar benden. Üstelik. Üstelik gerçek babasına üvey diyip minnetar olsun diye vermişler. Düşünebiliyor musun?" Sinir bozukluğu ile güldüm. "Chan'ın hiçbir şeyden haberi yok. Bizim hikayemizde o siktigimin Bang ailesi dışında kimse tamamen suçlu değil ama net bir şeyi biliyorum."

Elimi kızıl abimin yanağından çektim ve yataktan kalkarak tamamen Felix'e baktım. "Hepsini öldüreceğim. Tamamen masum olan kızımla oğlum için yapacağım bunu."

"Neden benden sakladın?"

Yorgun bakıyordu şimdi. Yeğeninin yaşadığını öğrenince kasılmış bedeni rahatlamıştı sanki. Başını iki yana sallayıp Minho'ya baktı ardından ise bana. "Benim önüme geçti."

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin