~10

873 125 279
                                    

Oy ve yorumları unutmayalım lütfen 🧡
•••

"Tanrı aşkına sadece yarım saat ağladın ama şimdiden yatalak hasta gibi duruyorsun."

Ablamın tespitiyle şişik gözlerimi kapadım. Haklıydı. Her zamanki gibi. Bu yüzden bende her zamanki gibi yaptım ve sustum. Zaten boğazım ağrıyordu, konuşacak gücü de kendimde bulamıyordum. Koluma yatıp bu sefer de ay oyuncağını oynatan kızıma döndüm. Gözümü açıp bakamıyordum resmen. Cidden hamileliğimden sonra bedenim fazla hasaslaşmıştı. Gerçi uçurumdan düştüğümde içinde olabilirdi bu. Evet muhtemelen bu yüzdendi.

"O zaman planda anlaştık. Tek yapmamız gereken gerçek kimliğimizi savunmak. Tabi ölümcül maddeleri çıkararak."

Sesten abimin ayağa kalktığını anlamıştım. "Ben Kim Felix. Ailemiz uçak kazasından ölünce size bakan saçını süpürge eden. Sizi büyüten sizin bana aşırı derece hayran ve minnet duyduğunuz beni-"

"Evet aynen aynen. Asla ailemiz ülkenin askeriyesinin ana taşı olduğundan örgütler tarafından hazırlıksız bir şekilde saldırıya uğrayıp öldürülmediler veya biz asla o örgütler tarafından kaçırılıp başka biriymiş gibi eğitilmedik. Evet evet. Gerçi ben zaten eğitilmedim. Lan. Madem o kadar güçlüsün niye ben kaçabildim de sen kaçamadın?"

"Senin kaçmana kim yardım etti zannediyorsun benim biricik küçük kız kardeşim. Herr neyse. Bunlar küçük ayrıntılar."

İkisine de güldüm. Olay o kadar karışık ve dram içerirken ikisi de bunu saçma salak hallere sokuyor ve kendilerini yapacakları role hazırlıyorlardı. Üstelik bu benim içindi. Benim için, Chan ve diğerleri benim Seumi olduğumu bilmesinler diye yapacaklardı bunu.

"Dur şimdi Gahyeon. Onu bunu geçmişimizi boşver. Şimdi totelde sen doktorsun bense hediyelik eşya dükkanı olan biri. Seungmo'muz ise gazetede bişiler yapıyor."

Bu tabir ile kaşlarım çatıldı. "Hey metini yazan kişi benim. Beni küçümseme!"

"Suikastçı yetenekleriyle doğmuş savcı olarak iş yapmış bir gazete yazarı evet. Kardeşim fark ettin mi bir düşüş içindesin. Umarım sonraki mesleğin örgü örmek felan olmaz. Ayrıca boğazın ağrıyor konuşma!"

Dudağımı büküp sustum. Haklıydı. Agh cidden. Herkes bu kadar haklıyken bana sadece susmak düşüyordu. Yatışımı daha konforlu bir hale getirmek için kolumu bedenimin altından çektim. Sanırım uykum gelmişti. Oysa yeni kalkmıştık. Neyse ki abimle ablam Bae'ye bakabilir- dudaklarımda hissettiğim küçük parmaklarla düşüncelerim sustu. Küçüğüm şu an tam dibimde yüzünü yüzüme yaklaştırmış minicik parmaklarıyla bükmüş olduğum dudağımla oynuyordu. Kendi kendine bir şeyler dediğinde gülümsedim. Gözüm hala kapalıydı ama halini tahmin edebiliyordum.

Tamamen dudağıma odaklanmış büyük gözler ve çatık kaşlar. Tombik yanaklarını şişirmişte olabilirdi. Bu tatlı manzarayı kaçırmamak adına araladım gözlerimi. Ve evet. Gerçekten öyleydi. Yanaklarını şişiriyor bir kaç şey dedikten sonra bunu tekrar yapıyordu. Sanki bana laf anlatıyordu tombiğim. Gülümsemem büyürken kendimi tutamadım ve kolumu ona sarıp yanağından büyük bir öpücük aldım. Güldüğünde bende gülmüştüm. Minik zamabağım benim.

"Senin için konuştuğumuzu biliyorsun değ-"

"Minnettarım ama bunun gerek olacağını sanmıyorum." Kızımı kucağıma iyice çektim ve saçlarına kafamı gömdüm. "Yaşadığım şeylerden sonra zaten kişiliğim fazlasıyla değişti. Gerçek kendim olabildim. Abi. Abla. Bu konuda endişelenecek bir şey yok. Sadece kendimiz olalım yeter. İstediğini yapsın. Belki şüphe duyacak belki direk anlayıp ona göre davranacak belki de... Umursamayacak bile. Bu yüzden düşünmeye gerek yok. Her halükarda kendimi koruyacağım. Gerek yalanlarımla..." Durdum ve kapadığım gözlerimi açtım. Bae'nin yanında bunu demek ne kadar doğru bilmiyordum ama getirdim cümlenin devamını. "Gerek silahımla."

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin