~23

753 128 226
                                    

Oy ve yorum 🐝
•••

"Sabahta böyle yaptın."

Elimdeki çubukla patatesi tutup Chan'a baktım. Bae'yi 'kucağa çok alışmasın' diyerek elinden almış ve yere koymuştum oyuncaklarını yanımıza getirerek. Miniğim yanımızda oyun oynarken ona bakıp gülümsüyordu en son ama bir anda ciddileşmişti sanki. "Lavaboya gittin ve bu soğuk halinle geri döndün. Şimdide soğuksun. Az önceki canlı halinden eser yok."

"Sadece fazla yorgunum."

Tek düze cevabımla susmayacağını bildiğimden devam etme dercesine baktım gözlerinin içine. İyi değildim şu an. Konuşmak, yaraları açmak bana iyi gelmezdi. Sadece peluş tavşanlarını konuşa konuşa oynatan kızımı izlemek istiyordum yemek yerken. O yanımda diye mutlu muydum? Yalan yoktu. Chan karşımda olduğu için kendimi iyi hissediyordum.

Ama kötü hissetme nedenim de oydu.

"Sen gittiğinde kuzenim aradı." Bardağı elime almışken durakladım. Jiu noona'dan bahsediyordu muhtemelen. Minho abimde olabilirdi gerçi. "Yarın geliyorlarmış oğlumla birlikte. Yılbaşı da ertesi gün zaten. Demek istediğim... Oğlumla tanışmak istiyordun yılbaşı yemeğine ne dersin?"

Demek yokluğunda oğluna noona bakıyordu. İyi de neden buraya geliyordu ki? Ablam lüks bir insandı. Evler büyük olabilirdi ama o villa sever, zenginliğini her daim belli ederdi. Bu yüzden sanırım gelişinin tek bir açıklaması vardı. Lee Jiu olup biteni anlamak için baskın atıyordu. Dilimi dişlerimde gezdirdim. Ablam detaycı biriydi. Onun yanında kendimi gerçekten saklamam gerekiyordu.

Ama onu uzun zaman sonra canlı bir şekilde göreceğim için gerçekten mutluydum.

Ha?

Durun bir dakika. Minho abimle Jiu ablam elbette ki biz kardeşiz diye kendilerini tanıtacaklardı. Ki normal olan da buydu ama... ÖZ ABİMİN DURUMU ANLAYIP BENİ ÖLDÜRMESİ ANLAMINA GELİRDİ BU!

"Seungmin? İyi misin yüzün soldu sanki. Eğer istemiyorsan... Ben-"

"En fazla nereye kaçabilirim değil mi?" Yalancı bir kahkaha atıp elimi su bardağından çekip şarap bardağına uzandım. "Ancak kaçıyorum çünkü abim var. Kendisi aile yemeklerine çok önem verir. Başka bir ailede yılbaşında yemek yemek doğru olmaz değil mi? Hahaha"

Bardağı kafama dikip devam ettim. "Üzgünüm. Sadece abime söylediğim bir yalan aklıma geldi de. Ağzıma edecek."

Kocaman gülümsediğimde o hala anlam veremeyen bakışlarla bana bakıyordu. Omuzumu silktim. Tavırlarımdan ne çıkardığı şu an asla umrumda değildi. Aklımda sadece yaşasaydı Bae'nin diğer tavşanını oynatıp onunla oyun oynayacak olan oğlum vardı.

İsim bile koyamamıştım ona.

"Bazen yaşadığım şeyler çok ağır geliyor biliyor musun?" Gözlerim dolamaya başlarken ağlamamak adına derin bir nefes aldım. "Bazen dayanılmayacak kadar çok acıtıyor. Kimseye anlatamıyorsun çünkü anlamıyorlar, anlamayacaklar."

"Anlatmadan nasıl anlamayacaklarını biliyorsun?"

Yemek yemeyi kesip kollarını masaya koyarak söylemişti bunu. Biraz bana doğru gelmişti yani. Tepki vermeden gözlerinin içine baktım. Nasıl mı biliyorum? Sana anlatmaya çalıştığımda bana nefretle bakan sendin. Beni dinlemeyen sendin. Aileni öldürmek? Evet. Evet öldürdüm. Çocukları geneleve sokan ve herkesi mağdur eden o şerefsiz piçleri öldürdüm Chan. Sen her durumu düzelttiğinde sana bıçak bileyen ve seni öldürmek isteyen o adamların hepsini öldürdüm.

Pişman değilim.

Sadece bazen hamile olduğumu arayıp hemen söyleseydim ne olurdu diye düşünüyorum. Çok heyecanlanıp tepkinin yüz yüze görmek istemek yerine eğer öyle yapsaydım, baban beni kaçırtıp olaylar böyle geliştiğinde elbetteki her şey farklı olurdu. Merhametliydin sen. Hala öylesin. Yanlış anlamaları bir kenara atar, sinirli olmana rağmen beni dinlemeye çalışırdın.

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin