~22

703 137 217
                                    

Oy ve yorum 🐝
•••

Güzel yemek kokuları burnuma gelirken zaferle kızıma baktım. İkimiz hala yatakta sarılı halde duruyor ve aşağıdaki Chan'ın tencere tabakla boğuşmasını duyuyorduk. Bae kazağımın boyun kısmındaki siyah düğmeyle oynuyor yüksek ses duyunca ise gözlerini kocaman açarak her defasında bana bakıyordu.

Evet kızım. Fazlasıyla dağınık çalışıyor. Bunu eskiden de tecrübe ettim ama korkma. Kendisine temizlettireceğiz.

Belinde olan elimi kaldırdım saçlarını okşadım küçüğümün. Güzelce uyumuştu. Öyle ki saat on iki olmadan yattığımız yataktan akşam saat altı gibi kalkmıştık. Onlardan biraz geç uyumuş olsam da bende oldukça enerjiktim. Şu an yanına gidip yardım etmeme nedenim sadece ve sadece o zorlansın diyeydi. Pislik yapıyordum kısaca ve bu oldukça güzel bir duyguydu.

"Sana pembe çok yakışıyor. İyi ki bugünde pembe çiçekli bir elbise almışım."

"Hı."

"Ah doğru doğru üstümüzü değiştirecektik. İyi hatırlattın balım."

Boynundan kocaman öpüp yavaşça yataktan kalktım. Kocaman yatakta kollarını bacaklarını atmış duruyordu şimdi. Güldüm ve dolaba yöneldim. Farklı bir renk giydirmek istiyordum kızıma. Hmm. Turuncu uzun pofuduk kazağıyla çok tatlı olurdu bence. Bu yüzden elime aldım ve arkamı dönerek yatağın ucuna emekleyerek gelmiş bebeğime baktım. Elbette ki geldiğini hissetmiştim. Suikastçı iç güdülerim babalık yaparken de işe yarıyordu. "Emeklerken çok tatlı gözüküyorsun tombişim~ Hop hadi gel bakalım güzelce giyinelim. Hmhm. Çıkardık pembe kazağımızı... Senin boğum boğum kollarını yerim tombik arım benim."

Tombik yerlerden öpüp yanaklarını sıktım ve hiç bekletmeden turuncuyu giydirdim. Üstüne mandalina olan tatlı bir şeydi.

Ve hayır. Üstünde portakal olan büyük versiyonunu o adam evdeyken giymeyecektim.

"Hoop tatlı tatlı oldun~ sahi... Ayakta duralım birazcık hm?" Parmaklarımı tutmasına izin verip ayağa kaldırdım küçüğümü. Elimi tutarak dengede kalabiliyordu resmen. Büyümüştü. Tatlı arım cidden çok güzel büyümüştü.

"Günlük sporumuzu yaptığımıza göre... Bende değiştireyim üstümü. Yerde kal bebeğim. Agh cidden pantolon bacaklarıma yapıştı."

Pantolonumu çıkarıp derin bir nefes aldım. Uyuyunca bacaklarımı kamaştırmıştı resmen. Elimle ovaladım. Bu sırada Bae minik bir emeklemeyle başını bacağıma koymuş yanağını yapıştırmıştı. "Heey pfft ne yapıyorsun yoksa babayla cıbıldak olmayı mı özledin? Üzgünüm ama iki gün sonra yılbaşı kızım. Kısacası kıştayız."

"Bu tencereye demir kaşık koy-"

Odanın önünde beliren Chan'la Bae'me bakmayı kesip ona döndüm. Elinde tencerem, bir bana bir Bae'ye bir de bacaklarıma bakıyordu. Kaşlarımı kaldırarak bende ona baktım. Utanılacak bir durum yoktu bunda. Bu yüzden hiç bozuntuya vermeyerek yarım bıraktığı sorusunu cevapladım. "Koyabilirsin evet. Abim özel olarak almıştı onları. Onuncu kattan atsan yine de çizilmez."

Daha doğrusu kontrol amaçlı silah sıkmıştı ve kurşun tencereden sekmişti. Tabi ki bu ayrıntı yerine onuncu kat diyerek durumu normalleştirmiştim.

"Onuncu kat demek..." Gözünü bacağımdan çekip sırıtarak bana baktı. "Anlıyorum."

"Ah yine neremde ben var ki sevgiline benzettin?"

Bıkmış bir sesle konuştuğumda Bae güldü. Şaşkınlıkla küçüğüme baktım. Yanağı bacağıma yaslı kıkır kıkır gülmüştü. Arıya bak sen. Babasının yaptığı ironiyi de anlayıp gülüyordu demek. "Hayır. O amaçlı şey etmedim sadece...  Üşüyeceksin çabuk giyin. Yemekte beş dakikaya hazır olur." Tam gidecekken durdu ve yere doğru eğildi. "Tombik."

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin