~18

793 124 156
                                    

Oy ve yorum 🧡
•••

Kolumu kaldırdım.

Sadece iki parmağım bile yeterdi itmek için. Bu yüzden sağ ayağımı ona doğru atıp parmağımın siyah kapşonlu tişörtüne değmesine izin verdim. Hala tepkisi yoktu. Cidden fark etmemişti beni. Aptal. Kendisi Bang ailesinin başıydı şu an. Dışarıda böyle sefil bir halde sarhoş olması... Fazla savunmasızdı. Ölmeyi mi istiyordu gerçekten?

İsteğini gerçekleştirecektim.

Avuç içimi eşitledim. Her şeyi bitirecektim. Ben-

"AAAAİİİİİYYY"

He?

Bae bir anda neşeli bir çığlık attığında bunu beklemediğimden irkildim. Tek ben değil demir yere oturan Chan'da irkilmiş hatta olayın farkında olmadığından yerinde zıplamıştı. Bacağı kaydığında dizi büküldü. Parmağıma değen tişört öne doğru gitmeye başlayınca gözlerim büyüdü istemsizce. Refleksle tutundum. Ben.

Ben düşen Chan'ı tuttum.

Buna kendim bile inanmazken bana biraz dönüp baktı. Şu an ayağı dış taraftan da olsa yere basıyordu ve elleriyle tutunmuştu demire. Şansımı kaybetmiştim. Ben. Ben değil. Bae! Hayır aslında o düşmesini sağladı ama ben tuttum. Ben!

"Az daha dünyanın en küçük katiline kurban oluyordum."

Gevşek gevşek güldüğünde yüzümü eşkittim. İçki kokuyordu. Ayrıca çok komik. Kızıma kurban ol sen. "Küçük tombik bir katil."

"Tatlı demeyi unuttun."

Bae'ye bakmayı kesip bana döndüğünde gözlerini kıstı. Hadi ama. Beni fark etmeyip Bae'yi mi algılamıştı cidden?

"Seumi-"

"Ayh."

Kendime hakim olamayıp seslice nefesimi verdim ve önüme dönüp yürümeye başladım. Hiç çekemezdim şu an onu. Öldürme fırsatını kaçırmak zaten moralimi bozmuştu. Bir de laflarını dinleyemezdim. "Kızım bundan sonra baba sessiz olunca sende sessiz ol. müdahale edip elini kana bulamana gerek yok. Baba halleder tamam mı? Yine de yardımın için teşekkürler."

Kafasından öptüm ve açılmış olan şapkasını geri taktım. Duyduğum kadarıyla az ilerideydi mağaza. Sua öyle demişti. Arkamdan bağırıp bana doğru gelmeye çalışan adama yakalanmadan varsam iyi olurdu. Tanrım. Görmezden gelmeliydim onu. Ayrıca habire düşüp durduğunu duyabiliyordum. Uğraşma işte git uzaklaş ya da uğraş. Uğraş ve düştüğünde kafanı çiviye çarparak sonsuza dek uzak kal bizden. Agh sinirimi bozuyor.

"Brftfulupfff aaaaiiy"

Dudağıyla ses yapan miniğim bir anda ciyaklayıp güldüğünde o adamın yaklaştığını anlamıştım. Kabul etmesem de gerçek buydu. Bae... Onu seviyordu.

"Tombik, babanı tut!"

"Kızıma emir verme! Ayrıca onun bir ismi var!"

"Durur musun?"

"Hayır!"

Adımlarımı küçültüp hızımı arttırdım. Bu şekilde Bae daha az sallanırdı. Az yemişti evet ama midesi genede bulanabilirdi. Ah sanırım özel mama kabı ve yeni bir biberon alabilirdim. Kıyafette bakabilirim. Yeon ebeveynler için giysilerde var demişti ama gerek duymuyordum. Belki çift giysisiyse alırdım. Evet evet güzel olabilirdi.

"Sizde mi mağazaya gidiyorsunuz yoksa?"

Bir anda karşıdan gelen adamın sorusuyla kaşlarımı çatıp yavaşladım. Yanında karısı olduğunu tahmin ettiğim kişi hamile gözüküyordu. Ellerindeki poşetler ise o mağazanın amblemiydi. Tam neden sorduğunu soracağım sırada devam etti. "Bize köprünün hemen ilerisinde dediler hamile karımla bu havada onca yol yürüdük ulaşmak için. Neyse ki doktor egzersiz yapın demişti yoksa o mavi saçlı mağaza çalışanıyla yanındaki kızıl kadının benden çekeceği vardı!"

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin