~27

650 129 263
                                    

Oy ve yorum 🐝🐢
•••

Ve son bir öpücük.

Hae'nin son kez yanağını öptüm ve kokusunu içime çekip sarıldım. Minik kolların arasından çıkmak istemiyordum ama eve çoktan gelmiştik. Bu yüzden Hae'yi Chan'a verdim ve yol boyu kucağında olup onunla boğuşan Bae'mi aldım. Biraz sıcaklamıştı. Resmen ayakta birbirleriyle güreşip gülüşmüşlerdi. Bizde öyle Hae ile sakin sakin biraz kucakta biraz bebek arabasında birbirimize baka baka bir yolculuk yapmıştık.

"Yarın yılbaşı." Chan'ın sesini duyunca ona baktım. "Ne zaman istersen gelebilirsin. Şu çaprazdaki ev. Büyük bir akşam yemeği hazırlayacağız. Birlikte olmayı çok isterim Seungmin."

Gözleri parıldıyordu. Yutkundum ve ağzımın içinde bakarız tarzı şeyler geveleyip el salladım. En sonunda arkamı dönüp evin kapısını açtığımda Bae hanımın montunu hemen çıkarmış ve yere bırakmıştım. Artık yumuşak, her yeri kaplanan halılarım olduğundan gönül rahatlığıyla yapabiliyordum bunu.

"Hızlı hızlı nereye gidiyorsun öyle." Gülerek vestiyere ikimizinde montunu astım. Ona bakmamıştım ama heyecanlı sesten ve yere yapılan patpatlardan emeklediğini anlamıştım. "Hala enerjin var de-"

Abimin kucağındaki Bae'yi görmemle durdum. Buradaydı. Kim Felix, benim hissedemediğim tek kişi olarak salonda oturmuş kızımı da kucağına almıştı. Üstüne siyah deri süiti ve eldivenleri vardı. Siyahlarla dolu tehditkar havasının ortasında sarışın tombiğim çiçek gibi gözüküyordu.

"İşlerini bitirebilmene sevindim."

İlerledim ve yandaki koltuğa oturdum. Sinirli olduğunu anlayabiliyordum. Yine ne yapmıştım kim bilir.

"Eski sevgilin, seni öldürmeye çalışıp acı çektiren adamla günlerin oldukça güzel geçiyor olmalı."

Demek mesele buydu. İşte başlıyoruz. Küfür etmeden küfür edercesine sözlerini sıralayıp ezmeye çalışacaktı. Abimin bana karşı sinirlendiğinde uyguladığı bir tavırdı bu. Beni dövmezdi ama laflarıyla yerin dibine sokardı. Ablam ise direk koluma bacağıma vurarak acısını çıkarırdı benden. Ah. Hae'yi almadım diye sanırım ondan da laf yiyecektim.

"Ne yapmaya çalışıyorsun anlamıyorum ama mantıklı olmadığı açık. Kim Seungmin. Başından seni ele vermemin sebebi ona olan hisleri söndürmen veya öldürmen içindi."

"Kameralar-"

"Kasabada elektrik kesintisi var. Yarım saatlik. Jeneratörleri varsa bile on dakikamız var." Kesintiyi yapan oydu. Derince bir nefes alıp başımı geriye attım. Beklediğimden sessizdi açıkçası. "DNA testini yapacak olan adam zaten iğrenç herifin teki olduğundan bir tır tarafından diğer dünyaya gidiverdi." Kısacası öldürmüştü. Bae yanımızda diye rahat konuşmuyordu abim. " Ancak raporu değiştirme demen... Seungmin. Hala inancın mı var cidden yoksa beni delirtmeye mi çalışıyorsun anlamıyorum. İnancın varsa eğer beni konuşturmadan aklını başını almanı tavsiye-"

Ayağa kalktım aniden ve cebimde olan katlanmış peçeteyi ona uzattım. Normal bir peçete değildi. İçindeki saçlar umudumu ve geleceğimi belirleyecekti. "DNA testi yaptır lütfen."

Elinde alıp baktığında çatık kaşlarla bana baktı. "Bu da ne?"

"Bana deli diyebilirsin. Güledebilirsin ama... Ama bence küçük bir umut var. Çok küçük olduğunu bu yüzden bedenine tam bakamadığını söylemiştin. Oğlumu kastediyorum abi. Bu dünyada gerçek olamayacak ama olan çok şey yaşadım ve bununda onlardan biri olduğuna inanmak istiyorum."

Durdu. Dişlerini birbirine bastırdı. Kesik kesik nefes aldı.

"Yaşıyor olabileceğini mi söylüyorsun?"

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin