~30

767 138 458
                                    

Oy ve yorum 🐝🐢
Depresyonumsuyum bir tık. Yorum yaparak beni mutlu eder misiniz 🥺
•••

"Güzel savcımız demek bugünde gününde değil. Ne yapsak ki?"

Sarışın adam yüzünde büyük bir gülümseme, sevdiğine yaklaştı ve arkan sarılıp mis kokusunu içine çekti. Seumi ise içindeki siniri domateslerden çıkarıyordu bu sırada. "Gerçekten. Hani gerçekten sadece genç olmamı kıskanıp beni davadan çekti."

Kıkırdadı Chan. Yetenekli sevgilisinin işini gölgelemek isteyen bir hakim onu davadan çekmiş, başka bir yere atamıştı. Sinirliydi Seumi. Öyle ki sabahtan beri kısık kısık söyleniyor, küfür edip arada alakasız yerlere vuruyordu. Gerçi şu birkaç günde artmıştı bu tripli, çocuksu halleri. Sarışın adam ise buna sadece aşkla karşılık veriyordu. Sevgilisinin çocuksuluğunu aşırı seviyordu.

"Çok seviyorum seni."

"Bende seni. Bu arada o hakimi..."

Günümüz:

Şekerli, ferah bir kokuyla karışık kahve kokusu.

Nedenini biliyordum. Göğsümün ve yanımdaki ağırlığın sebebi belliydi. Minik Hae'nin üstümdeki yavaş nefeslerini hissedebiliyordum. Benim başımda Chan'ın göğsünün üstündeydi muhtemelen. Kalp atışları kulağımdaydı. Hele ikimizin ortasına yerleşmiş, elim sırtına gelen bir Bae'm...

Birbirimize sarılı halde uyuyorduk şu an.

Kendime gelmemle gözlerimi hemen açtım ve Bae'ye baktım. Bebeğimin üstüne şu an yeşil bir kazak vardı ve üstü polarla örtülmüştü. Rahatlayarak nefesimi verdim. Chan iyi bakmıştı anlaşılan.

Gözüm karşıdaki aynaya kaydığında ise istemsiz bir gülümseme yayıldı dudaklarıma. İki gerçek sarışın bize sarılarak uyumuş çakma sarışın bende onlara sarılmıştım. Tabi ki fark etmiştim eve gelmelerini. Bae'den bahsediyorduk. Sessiz olsa bile sesi vardı kızımın. Yine de gözümü açmamış ve onların yanımıza yerleşmesini kabullenmiştim. Üç sarışının arasındaki Hae simsiyah saçları ile duruyordu. Hm. Eğer aile olursak... Kesinlikle eski saçlarıma dönecektim. Hae tek kalmamalıydı.

Minik bebekler korunmalı.

Ses çıkarmadım ve yerimde iyice yerleşerek öylece izledim onları. Chan'ın başı kafamın üstündeydi. Cidden sevgi yumağı olmuştuk sanırım.

"Günaydın."

Gözünü açmadan başını kaldırdı ve kafamın üstüne küçük bir öpücük kondurdu. Derin bir nefes aldım. Hoşuma gitmişti yalan söyleyemezdim. "Hasta hissediyor musun?"

"Hayır. Aksine yenilemiş gibiyim." Başımı kaldırıp ona baktım. Bu hareketimle başını geriye atmıştı. Aramızdaki küçük mesafe ile yutkunduğunu gördüm. Gerçekten... Her neyse. "Şekerli bebek ve ferah bebek. İyi olmamam imkansız."

"Kahve kokulu parfümümü unutma."

Başımı omzuna koydum ve öyle durdum. Birbirimize bakıyorduk şu an. "Sende benim zambak parfümümü."

"İnan bana. Asla."

Bende değişmeyen tek şey parfümümdü. Sevdiğimden eskinin kullanıyordum hala. Bunu çoktan fark etmişti ama yadırgamıyordu. İki halimi de sevdiğini kendine alıştırmaya çalışıyordu muhtemelen.

Bir şey demedim. Durduk. Kızıma ve Hae'ye baktım. Minik ellerinin birleşmiş olduğunu yeni görmüştüm. Resmen el ele tutuşuyorlardı ve bu aşırı sevimliydi.

"Abla kardeş gibiler." İkisininde sırtını okşadım. Bae oğlumdan saniyelerle önce doğmuştu yani eğer öyleyse... Gerçektende ablasıydı. Umarım ki öyle olurdu.

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin