~7

798 124 125
                                    

Oy ve yorum🧡
•••

Bebek kokusu...

Hafif aralanan gözlerimi kapadım tekrardan. Bebeğimin mis kokusu burnuma geliyordu. Huzurdu. Mutluluktu. Her şeyin en güzeliydi resmen.

Ben yerimden asla kımıldamayı düşünmezken kafama vuran küçük elle gülümsedim. Şu an yüzüm Bae'nin bedenine geliyordu. Kısacası saçlarımla kafam görüş açısındaydı ve içimden bir ses oynamaya başlayacağını söylüyordu. Ki yanılmadım da. Küçük kızım saçlarımı karıştırmaya ara ara da çekmeye başladı. Kendi kendine, sanki çok derdi varmışta anlatıyormuş gibi de konuşuyordu bir yandan koca kafalı. Kafama vurup sanki onayı almak istercesine sesler çıkardığında kendimi tutamayıp güldüm. Çok sevinliydi.

Gülmemi beklemiyor olacakki bir anlığına durdu hareketleri. Çektiği saçımı bıraktı ve ellerini kafamın iki yanına koydu. Hm? Acaba şu an beni mi arıyor- "Pffftt ahahaha kafamı yiyemezsin heey." Kahkahalar eşliğinde kafamı çekmeye çalıştım. O kadar sıkı tutmuştu ki geri çekilmiyordu resmen. "Bebeğim dur ahaha saçım ağzına girecekkk"

"Ahaaa bir gün bunun olacağını biliyordum!"

Abimin sesiyle dönebildiğim kadar ona döndüm. Hala kafamı küçüğüm tutuyordu. "Sonunda seni yemeye karar verdi demek. Buna hazırlıklıydım. Amca saldırısı!"

Abim yatağa zıplayınca güldüm. Kükremeye benzer bir ses çıkarmış ve kızımı heyecanlandırıp güldürmüştü. Bae kafamın arkasına saklanmaya çalışırken sanki onu korkuyormuş gibi rol yapıyordum bende.

"Çekil kardeşim. Herkesin iyiliği için yapacağım bunu." Abim yatağı sallamayı bırakıp kafasını dibimize getirdi. Bae o nerede diye arkasını dönecekken devam etmişti oyuna. "O bizi yemeden ben onu yiyeceğim!"

Gıdıklamaya başlayınca kolumla korudum kızımı. Ona değmese bile gülüyordu Bae. Seviyordu böyle oynamayı. Bende güldüm bu hale. Sakin sabah bir anda yeme savaşına dönmüştü.

"Birbirinizi yemeyi bırakın da gelin kahvaltıyı yiyinn"

Ablamın sesiyle abim durdu. Bae ise hala saklanmaya çalışıyordu. Kucağıma alıp boynumu sarmasına izin verdim. Sıkı sıkı sarılmıştı bana. Ah. Gülünce biraz terlemiş. Üstünü değiştirmem gerek. "Abi Bae'ye yeni zıbın getirir misin çekmeceden?"

Hemen yataktan inip beyaz zıbını getirince bende kızımı yatağa koydum ve üstünü çıkarmaya başladım. Sadece zıbını biraz nemlenmişti. Üstündekileri değiştirmeye gerek yoktu. Yine de bir yelek- Felix'in yana koyduğu sarı minik yelekle gülümsedim. Benden önce düşünmesi çok tatlı ve güzeldi.

"Hadi hızlıca giyinin ben aşağıdayım. Şstt kardeşimi yeme seni tombiş."

Bae kollarını ve bacaklarını heyecanla oynattı. Hm? Hemende anlıyor oyun istiyordu demek. Gerçekten tombikti. Yaramaz bir tombik hemde. Abimin dediği gibi üstünü değiştirdim hızlıca ve yeleğini de giydirip düğmelerini ilikledim. Bu yeleği ben örmüştüm hamileyken çok tatlı duruyordu bence.

"El işlerinde berbatsın savcı. Çocuğumuz olursa tamamen dışarıdan giydireceğiz desene."

"Hah. Berbatmış. Mis gibi diktim bak. Minik minik desenli hemde. Demi kızım? Güzel oldu demi miniğim? Dimi dimi?"

Tatlı sesler çıkarınca kucağıma alıp kocaman öptüm yanağından. Ohh. Bal bu bal. Bal peteğim benim tombik arım. Sahi. Sarı siyah bir kıyafet çok tatlı olurdu Bae'ye. Ay. Bir de anten şeklinde taç... Tanrım kesinlikle yapmalıyım bunu.

Battaniyesini üstüne koyup yataktan kalktım ve aklımda fikirlerle odadan çıktım. Merdivenleri inmeye başladığımda ablam bizi görmüş ve elindeki spatulayı bırakıp dans etmeye başlamıştı. Bu haline gülümseyip bae'nin yüzünü dönderdim. Halasını görünce onun gibi elini hareket ettirmişti.

"Çok seviyor ya beni~"

"Hah beni daha çok."

"Hey kızım üzerine tartışmayın." Masaya oturdum yavaşça. Bae etrafa iki de bir döndüğünden bir ara kafamız çarpmıştı. "Ayrıca tek bir tarafta olun başı dönecek bebeğimin."

Dediğine gülüp ablam da oturdu masaya. Elindeki tavayı da ortaya koymuştu. Abim de elinde telefon masaya geldi ve yanıma oturdu. Düzenimiz buydu. Ben baş köşeye otururdum onlarda iki yanına oturur ve kucağımdaki Bae'yi severlerdi.

"Seungmin işinden izin aldım. Bir hafta evdesin. Ha ip felan da aldım evde boş durma köle. Bir ceketim bir de giysim var ha bir de pantalon. Onu hemen tamir etsene ya."

Boş gözlerle abime baktım. Ciddi miydi? Hey. Terziden yaptırsındı işte! Evde kalmam iş yapmam anlamına mı geliyordu cidden?

"Ay evet benimde bir iki elbisem var. Bacak kısmı biraz açılmış. Onları da yaparsın köpüşüm."

İnanmayan gözlerle Gahyeon'a baktım. O da mı bu fikirdeydi yani? Hah. Gerçekten on saniyede dikişten başka bir şey yapmayan ev hanımı yapmışlardı beni. "Kusura bakmayın ama bu bir haftayı kendime ve kızıma ayırmayı düşünüyorum. Giysileriniz sizde kalıyor anladınız mı bir ara teker teker getirirsiniz bakarım."

"Gahyeon zamane gençleri çok nankör."

"Demi bence de hiç söz dinlemiyorlar."

"Bizde onu dinleyemeyelim ve getirelim giysileri."

"Bence de tamam."

Göz devirdim sadece. Resmen gözümün önünde kaale alamadığımı gösteriyorlardı. Ne hoş ama. Başımı dönüp kızıma baktım. Baş parmağını ağzına almış emiyordu gözleri dalmış bir şekilde. Hmm. Gece yine az uyumuş olmalıydı ki sabah biraz kudurunca böyle sakinleşmişti. Sırtını ovaladım kokusunu içime çekerek. Bakışları beni bulunca gülümsedim ve yanaktan küçük bir öpücük aldım. Boynuma daha çok gömmüştü kafasını. Küçüğüm benim.

"Aah Seungmin seni böyle tatlı tatlı görünce canım bebek yapmak istiyor. Çok tatlı değil mi? Tanrım durun çocuğum sana benzerse çok şeker olur."

"Ahaha kendine gel kız kardeşim. Çocuk sevmek için çocuk mu yapacaksın gel Bae'yi sev. Deli etmeyin beni. Yok öyle bişi. Ayrıca bir dakika ya." Felix bana dönünce kaşlarımı kaldırdım. Sorgulayan bakışları bana dönmüştü. "O polis memuru ne ayak? Hiç hoşuma gitmedi bak."

Sadece bir buçuk yılda kocaman gerçek bir aile olmak mümkün müydü? Bana bakan aynı benim siyah gözlerime benzeyen gözler arkasında endişe ve merağı barındırıyordu. Ben... Değerliydim. Hisleri olmayan o bile bana kendini açmış ve benimle birlikte iyileşmişti. En küçük Kim üyesiydim ben. Onların en az gördüğü kardeşleriydim. Eskiyi hayal meyal hatırlayan eksikliği en fazla olan kişiydim.

Ve bunun sorumlusu onlardı.

Başımı iki yana sallayıp kendime geldim. Yine derin düşüncelere dalmıştım istemsizce. "Bilmiyorum Bae'yi seviyordu görünce. Sempatik birisi ve onun sayesinde kusursuzca çıkabildim ama evet. Bana karşı hisleri var gibi."

"Waa obuyaaagaa"

"Evet yeğenim bence de o adamdan uzak durmalı baban."

Kızımın tatlı sesini buna yorunca güldüm ve çatalı elime alıp peynirden ağzıma attım. Kıskanç bir abiye sahiptim.

"Bana kalırsa uzak durmamalı." Ablamın sözüyle ağzımda peynir ona baktım. O da peynirden ağzına atmıştı. "Neden uzak kalsın ki hey! Daha çok gençsin. Ayrıca her şey bir yana üzgünüm gerçekten bunu demek istemem ama olay şu ki ister istemez çocuklar sorar." Yutkundu ve gözlerini kaçırarak devam etti. "Diğer ebeveyninin nerede olduğunu..."

Nefesim kesilirken bende yutkundum. O. Haklıydı. Ablam gerçekten haklıydı ancak ağır gelmişti bu. Bae'nin büyüyüp bana sorması ve benim ona vereceğim cevap... Tanrım. Çok kötü bir sahne olurdu. Dayanamaz ağlardım ben. O da daha üzülürdü bu duruma.

"Ne yani polisle mi evlensin?" Bu anı değişimi okuyamayan hala tripli abime baktım. İstemsizce gülümsemiştim sayesinde. Cidden hoşuna gitmemişti sanırım. Oysa bence o kadar kötü değildi hatta tatlıydı adam. Kaşlarımı çattım. Tamam ablam haklıydı ama öyle hemen birine gerek yoktu. Sırf bu yüzden biriyle yakın olamazdım. Herkese zarar verirdi bu.

Evet.

Evet...

Sikeyim niye aklıma geldi bu adam şimdi?!

•••

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin