~43

535 108 123
                                    

Oy ve yorum lütfen 🐢🐝
•••

Aylar hayır günler bile değil. Saatlerde acı çeken o, şimdi kanlı ve canlı görüyordu sevdiğini. İnanamadı. İnanmak istedi ama yapamadı. Jisung'un kapıya yaslı yorgun gülümsemesi ile onu izlemesi... Yutkundu Changbin. Gözlerinden yaşlar süzülmüştü bu sırada.

"Ani olduğunun farkındayım. Sadece... Kızacaksan da biraz erteler misin? Bedenim şu an pek iyi değil gibi. Çatışma beni yor-"

Bir anda yanına yaklaşan adam ile yeşil gözleri büyüdü çocuğun. Sarılacağını düşündü ama bu onun için aynı zamanda acı demekti. Bedeni hala kötü durumdaydı Jisung'un. Felix'in verdiği böbreği bir kenara dursun akciğerinin bir kısmı alınmış yerine yapay ciğer takılarak hayata tutunmuştu. Çok fazla oynama vardı zayıf bedende. Dokunulduğunda acıyan bedenini ama ilk defa umursamak istemedi. Sadece ona yaklaşan siyah giyinimli sevdiğine sarılmak istedi. Öyle ki kollarını açmıştı ama... Olmadı.

Changbin ona sıkı sıkı sarılmadı.

Evet. Kollarını açtı, başını sevdiğinin boynuna gömdü ama bakışlarından bile acı çektiği belli olan sevgilisine dokunmadı. Üstündeki eşofman takımına dokundu sadece.

Seo Changbin, Han Jisung'a sarılmaya bile kıyamadı.

"Buradasın. S-sen..." Kokusunu çekti içine yavaşça yanağına dokundu. Yeşil gözlerden de yaşlar dökülüyordu artık. İyi gibi gözüküp kimsenin moralini bozmak istemiyordu ama gerçekten yanıyordu canı. Bunca zaman sadece Felix ve doktorlarla muhattap olmuş ne Changbin'i ne de arkadaşlarını görememişti. Elbette Felix ona videolarını getiriyordu ama böyle değildi işte. Sevdiği adama yaşadığını bile söyleyememişti.

"Buradayım. Yemin ederim ki buradayım. Özür dilerim. Sadece.. Sadece umutlandıramazdın ne seni ne de diğerlerini. Yaşamam bana bile tuhaf gelirken ben... Size umut verip öylece gidemezdim." Küçüğünün yanağından akan gözyaşlarını zorlukla sildi Changbin. O da ağlıyor, utanmasa yere çöküp sadece bağırarak ağlamak istiyordu. Yaşıyordu. Sevdiği çocuk hayattaydı.

"Gitmeyeceksin." Yavaşça alnından öptü. "Asla. Bundan sonra asla bensiz bir yere gitmeyeceksin Han Jisung."

"Buna sevinirim." Burnunu çekerek gülümsedi. "Lütfen öyle yapalım olur mu?"

Güldüler, alınları birbirine yaslıyken elleri birken kapının önünde iki şapşal aşık olmaya karar verdiler.

Hikâyelerinde ekstra bir şey yoktu. Ne yok ettikleri özel ailenin evlat edindikleri çocuktu Jisung, ne de Changbin bütün işlere el atmış büyük bir ailenin sıradaki başıydı. İkiside mütevazi, hayatta kalmak için girdikleri işte çalışan ve konumlarında yükselen kişilerdi. Biri Chan'ın biri Seungmin'in en yakın arkadaşıydı. Belki de bu yüzden ayrı düşmüşlerdi ama hayır. İkisinde de pişmanlık yoktu. Jisung geçmişe dönse yine Seungmin'i o yerde korur, Changbin ise Chan'ı yine yalnız bırakmazdı.

Belkide bu yüzden bu kadar benzer ve aşıklardı birbirlerine.

Ama farklılıklarda aşkı doğururdu.

Kim Felix, ilk kardeşinin yatakta baygın yatan bedenine ardından ise onun yanında durup vakit geçiren üçlüye baktı. İki sarışın boğuşup gülüşürken kardeşine benzeyen minik, onlara bakıp gülüyor alkış çalıyordu. Onlardan alınan bu zamana kadar yokluğu kardeşini kasıp kavuran küçük bebek oydu. Elinde olmadan gülümsedi sarışın adam. Kardeşine benziyordu gerçekten. Badem gözleri ve siyah saçları ile Chan'a oldukça zıttı. Son kez kıkırdayan Bae'ye de baktı ve kapının önünden ayrılıp merdivenlere adımladı. Gahyeon durumu teyit etmişti. Seungmin yoğun stres ve duygu karmaşası yüzünden baygındı yani kötü bir durum yoktu ortada. Kızıl saçlı kadın ise kendine gelmeye başlamıştı. Jisung'ta sevdiği ile birlikteydi zaten.

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin