~28

772 137 327
                                    

Oy ve yorum 🐝🐢
•••

"Bak orayı silmedin."

Oturduğum yerden parmağımla o köşeyi gösterdim. Kocaman gözlerini yer bezinden çekip bana bakan kızım ise kaşlarını çattı. Bende onun gibi yapıp dudaklarımı büzdüm. Sonuçta üç tane suçlumuz vardı. Herkes görevini yapmalıydı. Tombik, on aylık bir bebek olması bir şey değiştirmiyordu. Eline verdiğim yer beziyle hem çokta güzel siliyordu kızım.

"Seni acımasız insan."

Ablam elindeki bezle gösterdiğim yeri silince rahatlayıp oturduğum yerde iyice yayıldım. Acımasız olabilirdim ama bu hakkımı savunmakla alakalıydı. Sonuçta dün ben pırıl pırıl yapmıştım. Kurduğum yılbaşı ağacını bile düşürmüştü bu üçlü. Gayette haklıydım.

"Kim Felix yemek nasıl gidiyor? Hazır mı köle?"

"Bae. Bence baban kepçe yemek istiyor. Sen ne düşünüyorsun yeğenim?"

Kahkaha attım ve istifimi bozmadan kolumdaki saati gösterdim. O ise gözlerini devirmiş ve kaynayan tenceresine dönmüştü. Evet. Yemekte yaptırıyordum. Sonuçta ortalığı toplamak sorumluluklarıydı ve bir cezada olmalıydı. Cezada buydu işte.

"Bae kızım bak arkanda çıngırak var. Onu da kutuya koy bakalım."

"Hıh."

"Ne demek yapmicam? Yerim seni. Çabuk al getir bakalım onu. Emekleyebiliyorsun artık tombik."

Bana arkasını dönünce güldüm. Çıngırakla oynamaya başlamıştı şimdide. Uykusunu almıştı ama uyuşuktu hala. Çok sevimli duruyordu yanakları kırmızı kırmızı. "Bak orada da kal-"

"Seungmin." Üstüme yürüyen ablamla dizlerimi kendime çekerek savunma pozisyonuna girdim. Bir yandanda elimle vuruşlarını durdurmaya çalışıyordum. "Seni. Buraya. ZATEN BEBEĞİ ALMAMIŞSIN! Konuşuyor bir de. Sende cezalısın oğlum. Kalk. Kalk yılbaşı ağacını süslemeye başladı. Cımrıklarım yemin ederim."

Güldüm ve tamam diyerek tekrar vurmasını engelledim. Eli ağırdı. Bizim gibi dövüşle felan işi yoktu ama aile geninden olsa gerek iyi vuruyordu. "Nun sende babana yardım eder misin bebeğim? Oy halasının uyuşuğu."

Bae'yi kocaman öptü ve kollarının altından tutarak ağacın önüne koydu. Küçüğüm kafasını kaldırıp ağacı incelerken bende olduğum yerden kalktım ve yanına, yere oturdum. Uyuşuk uyuşuk bakışları ve yavaş hareketleri çok tatlıydı. Ayrıca Hae'yi hatırlatıyordu bana. O da böyleydi. Gerçi o hep böyleydi.

Kendi kendime güldüm ve arkaya iteklediğim süs malzemelerini kaydırarak bebeğimin önüne koydum. Kocaman kırmızı topu eline alıp kocaman bana baktığında burnuna dokundum yavaşça. "Evet onu aşacağız. Bak burada yıldızda var. Onu da en üste koyacağız. Hadi hadi yapalım~ bak bu kırmızı hadi kucağıma alayım sen as."

Kucağıma alıp birlikte kırmızı topu ağaca astık. Çok sevinip gülmüştü küçük kızım. Yanağından öptüm ve yine yere koydum. "Hadi şimdide sarı bulalım~ ah bak bu sarı. Sarı bir yıldız~ hadi asalım. Hop kucağa."

Böyle böyle gülüşerek devam ettiğimizde yemeğin altını söndürüp abimde yanımıza geldi. Ablamda toplamayı tamamlayıp gelmiş ve dördümüz birlikte tamamen parıldayan kocaman bir yılbaşı ağacı yapmıştık. Kızımı kucağıma alarak yerden ağaca baktım. Abim koluma yaslanmış ablamda onun dizine yatmıştı. Sahidende yılbaşı öncesi hep birlikteydik. Çok güzel bir duyguydu bu. Yılbaşı özeldi ama öncesi daha özeldi bana göre. Süslemek felan... Bu an için herşeyimi feda edebilirdim.

"Çok güzel oldu ama son bir şey kaldı. Gel bakalım Bae hanım. Bu senin görevin." Abim yerinden kalktı ve kızımın eline büyük yıldızı verip kucağına aldı. Bu sayede bitmişti işte. Son, ışık saçan yıldızı bebeğim koymuştu.

Heist •Chanmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin