51.

63 6 0
                                    

Zaman hızlı mı geçiyordu yoksa biz mi çok hızlıyız bilemiyordum . İçimde sürekli bir yerlerde ukte kalmış olsa da en nihayetinde, önüme bakıyor. Bakmak zorunda kalıyordum.
Yavuz ile ilk tanıştığımız güne gidince kocaman kahkaha fırlayıp gidiyordu dudaklarımdan. Kendimden böylesine bir gülüş beklemiyordum ama komikti. Bol yanlış anlaşılmalı rezil bir gündü. Ve sır vermem gerekirse Yavuz'dan acayip nefret ediyordum. Hiç kanım kaynatıyordu ve sürekli saçını başını yolmak istiyordum. Şimdi ise Yavuz ile mutlu giden, hatta musmutlu giden bir ilişkimiz vardı.

Ve bugün benim için çok önemliydi. Evleniyordum bugün. Düğünüm vardı.

Ben evleniyom benim böön düğünüm var.

Bir kez daha aynadan giysime baktım. Üzerime tam oturan bir bindallım vardı. Bu bindallı Arzu annenin isteği ile alınmıştı. Zevkli kadındı Arzu anne. Çok zarif bir bindallı seçmişti benim için. Ayrıca beğenmediğim herhangi bir noktayı kendim tasarlayabiliyordum. Lakin ben bu teklifi geri reddettim. Çünkü bindallı zaten çok güzeldi. Tam hayallerimde ki gibi.

Bugün kına, yarın ise düğün olacaktı.
O kadar heyecanlıydım ki,kendi kınamda kalp krizi geçirmekten korkuyordum.
Ben aynada kendime dalıp gitmişken odanın kapısı aralandı ve Okyanus bütün ihtişamı ile odaya girdi.
Üzerine bütün vücudunu saran kırmızı bir elbise giymişti.

Harika ötesi gözüküyordu.

"Derin, hazır mısın? Misafirler geldi."

Okyanus'a kocaman gülümsedim ve, " Hazırım,Gidelim." Dedim.

"Herşey harika olmuş, ama sen daha harikasın bebeğim."

Okyanus yanaklarımdan sert bir şekilde öptükten sonra tekrardan geriye çekildi.

Okyanus'un sözleri ile anında bütün yüzümü, imalı bir gülüş kaplarken hafif bir kıkırtı eşliğinde Okyanus'un yanaklarını avuçlarım arasına aldım ve, "Darısı senin başına güzelim. Hem ben güzel duyumlar aldım." Dedim. Okyanus duyduğu sözler ile anında kızarmaya başlarken gözlerini başka bir yere çevirmeye çalıştı.

"Çevirme o gözlerini, senin de hakkın aşık olmak."

Sözlerim üzerine Okyanus kafasını kaldırdı ve, tam gözlerimin derinliklerine dalarak, "Benim en büyük hatam aşık olmaktı Derin." Dedi. Sesi titremeye başlamıştı. Ağlamak üzere olması beni korkutuyordu.

Hızla yanaklarını sıkarak, "Neden öyle diyorsun?" Dedim. Kendisini her şeyden uzak görmesi beni çok üzüyordu. Aşık olmaktan neden bu kadar korkuyordu ki? Aşk kimisinin korkusu, kimin ise hayaliydi.

Zordu anlaması. Her kapıdan farklı bir tabir çıkıyordu aşk için.

"Bak Derin, şimdi gidiyoruz ve hunharca senin kınan için eğlence yapıyoruz." Dedi.

Yani daha sonra anlatırım demeye getiriyordu lafı. Başımı sallamakla yetindim sadece. Okyanus kenarı çekilip kapıya ulaşmam için yardım ediyordu. Malum elbisem yerinden kalkmıyordu.

Okyanus bindallımın eteklerinden tutup benimle birlikte salonun girişine geldi. Bu etapta dansçı kızlar ile giriş yapacaktım. Çok abartılı bir şey olmaması için elimden ne geliyorsa yaptım fakat Nazlı ve Lalin beni zorla dans eşliğinde sahneye çıkarak her şeyi yaptıkları için sessizce kabul ettim.

"Hazır mısın?" Dedi Okyanus dansçı kızlara yerini gösterirken.

"Hazırım dedim." Ve bir anda salonun büyük kapısı açıldı ve,yüksek sesli kına şarkısı çalmaya başladı.

Kalbim heyecandan yerinden çıkacak gibi atarken elimde ki tüylü tefimi sallayarak içeriye adım attım.

Müzik eşliğinde bir sağa bir sola hareket ederken, herkes heyecanla bana bakıyordu. Mavi bindallımın eteklerini zar zor düzenleyip dansçı kızların ortasına geçtim ve onların yaptığı hareketlerin aynısını yaptım. Yüzümde ki Kocaman gülümsemeye arada bir kahkaha da saçıyor ve eğlencenin dibine vuruyordum. Kadınlar aralarında fısıldaşıp alkışlarken asla ama asla kafama takmıyordum. En mutlu günümde kendini bilmez birkaç kadının sözü ile yerime oturup küsecek değildim. Sonuna kadar dans edip eğlenecekim.

Düşman BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin