27. Bölüm.

129 13 3
                                    

Beş kat merdiven çıkıp eve gidince baygınlık geçireceğimden size az çok bahsetmiştim sevgili dostlarım. Sanki Dünya atletizm yarışmasına katılmışım gibi büyük bir yorgunluk vardıg bedenimde. Öyle ki evin merdivenlerini çıkarken bile ağlamak üzereydim. Sürünerek çıkmıştım resmen merdivenleri. Ben hayatımda böyle yorgunluk görmemiştim.
En son liseye giderken yanlış sokağa dalmıştım ve beni süs köpeği kovalamıştı. O sokak mı dersin, bu sokak mı dersin koşup durmustum.

En sonunda okula gitmekten vazgeçip en yakında ki karakola kaybolduğumu söyleyip İrem annemi aratmıştım. Bende böylelikle okulu ekmiş olmuştum. İ

Akşam eve geçer geçmez kendimi yatağa atmış ve gece saat üçe kadar sağımdan soluma dönmeden yatmıştım. Saat üç olunca gözüm birden açılmış ve ben bir daha uyuyamamıştım. Bu yüzden yataktan kalkıp salona geçtim ve ses olması için televizyonu açtım.

Ayaklarımı sürüye sürüye mutfağa gittim ve kendime büyük bir bardak meyve suyu aldım. Meyve suyunu dökmemeye özen göstererek salonda ki orta sehpaya koydum. Geçen gün hazırladığım büyük kolilerin içine salonda ki biblo, sus çerçeve gibi eşyalarımı koyup ağzını bantladım. Koliyi özen göstererek köşeye koydum ve hemen bir diğer koliye geçtim. Onun içine de mutfaktan porselen, fincan, bardak ve kahvaltı seslerini koydum.
Onu da köşeye alarak hemen başka bir koliye geçtim.

Daha koymam gereken bir sürü tabak çanak vardı. Kırılmadan hepsini koymam gerekiyordu. Bir yandan meyve suyu içip bir yandan da koli bantlıyordum. Bir koli daha bir koli daha derken mutfakta hiç eşya kalmamıştı. Hepsini güzelce koymuştum. Sadece geriye yatak odamda ki eşyalarım kalmıştı. Üç tane geniş bavulum vardı. Sabah giyeceklerimi kenarı alıp diğer kıyafetlerimi bavula yerleştirdim. İki tane bavul kıyafet ile dolarken diğer bavulum da, makyaj malzemeleri, bakım ürünleri ve özel eşyalarıma ev sahipliği ediyordu.

Mobilyaları abim halledecekti zaten. Geriye bir tek banyoda ki temizlik ürünleri kalıyordu. Bir tane daha koli alıp banyoya koştum ve Bütün temizlik ürünlerini kibarca yerleştirdim. Koliyi tekrardan kucağıma alarak salona geçtim ve diğer kolilerin arasına aldım.

Bütün işim bitince elimi belime attım ve şaheserime baktım. Bütün koliler duvar gibi karşımda duruyordu. Biten meyve suyu bardağımı alarak mutfağa gittim ve bir bardak daha meyve suyu alıp tekrardan salona geçtim. Erzakların çoğunluğu bitmişti ve henüz almamıştım. İyi ki de almamışım.

Televizyonun karşısına geçerek ayağımı sehpaya uzattım ve müzik kanalında çalan şarkıyı söylemeye başladım.

'yanlızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte,
Acılar gözlerini dikmiş üstüme, nöbette,
Bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum,
Hadi gelin üstüme korkmuyorum"

Sabah olmuştu artık. Bitik bir halde kaçıncı meyve suyumu içiyorum inanın saymadım. Boşalınca tekrardan doldurup kafama dikiyordum. Meyve suyu karın doyurmadığı için paşa paşa mutfağa gittim ve abur cubur dolabından kek ve kraker aldım. Tekrardan salona yürüdüm ve koltuğa oturup bir daha yemeye başladım.

Her an abim gelebilirdi bu yüzden boşalan paketleri toparlayıp elimde buruşturup çöpe attım. Koşarak odama geçtim ve kolilerden gerekli olan eşyalarımı alıp banyoya girdim. Ömrümde bu kadar hızlı duş aldığımı hatırlamıyordum. Bornozuma sarılıp odama geçtim ve dünden ayarladığım beyaz, üzerinde kocaman kocaman kırmızı güller olan elbisemi giydim.

Saçlarımı kurutup salaş bıraktım ve hafif bir makyaj yapıp dağıttığım yerleri toplayıp tekrardan kolilere koyup ağzını kapattım ve çantamı alarak odadan çıktım. Akşamdan ayakkabılarımı kapıya koymuştum. Alması benim için daha olurdu. Salona geçip oturdum ve abimin gelmesini bekledim. Kamyon sesi gelince yerimden kalkıp camın önüne gittim ve perdeyi çekip aşağı baktım.

Düşman BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin