14. BÖLÜM!!!

274 21 1
                                    

Yavuz'dan ayrıldıktan sonra bir müddet kendime gelemedim. Zira kokusu aklımı başımdan almıştı.
Güzel bakışlarından ayrılmak zordu.
Hele ki aşkla, sevgiyle, şevkatle bakıyorsa...
Ben aşkı Yavuz'da tanımıştım.
Sevgiyi Yavuz da tatmıştım.
Şimdi ise aşkı tattığım adamın yanında, Lalin'in yanına doğru gidiyordum.
Araba sürerken arada çatılan kaşları bir şey düşündüğünü niteliyordu.
Arada gülümseyen dudakları genişleyerek gamzesini ortaya çıkarıyordu.
Öyle dalıp gitmiştim ki, elimi götürüp saçlarının arasına daldırdım.
Kasılan çenesi ile birlikte Yavuz bana dönünce, hemen elimi çektim.
Yavuz yüzünde çapkın bir gülümseme ile, bana göz kırpıp önüne döndü. Nihayet Lalin'in yaşadığı sitenin önüne gelince, kemerimi çözüp arabadan indim. Yavuz'da benim yanıma gelince elimi tuttu ve birlikte Lalin'in evine gittik. Kapıyı çalıp bir müddet bekledik. Yaklaşık iki üç dakika sonra kapıda Lalin'in annesi belirdi.
"Ah hoşgeldiniz çocuklar."
Gülümseyen yüzü evde bir şeylerin güzel gittiğinin göstergesiydi.
"Hoşbulduk teyze."
"Hoşbulduk efendim."
Ecrin teyze bizim ardımızdan kapıyı kapatıp yanımıza geldi.
Yavuz ile birlikte bir koltuğa geçip yan yana oturduk.
Daha sonra ise Ecrin teyze gülümseyerek yanımıza geldi. Karşınımızda ki tekli koltuğa oturup, sohbeti başlattı.

"Nasılsınız bakalım?"
Yavuz bu sorunun cevabını benim vermemi istiyor gibiydi. Bu yüzden sımsıcak bir gülümseme ile cevap verdim.
"İyiyiz Ecrin teyze. Siz nasılsınız?"
Ecrin teyze önce kaşlarını çattı, ardından sahte bir kızgınlık ile sözüne girdi.
"Şu resmiyetten kurtulamadık mı hala Derinciğim?
Siz ne demek kalbim kırılıyor vallahi."

"Henüz herşey çok yeni Ecrin teyze. O yüzden dilime yakıştırmam biraz uzun sürebilir."

"Oh teyzeme bak be! Beni unuttu hemen gelini ile sohbet ediyor."
Yavuz un sahte sitemi ile Ecrin teyze kahkaha attı.
Ay ben bu çocuğu yerim! Kıskanınca daha tatlı mı oluyor ne?

"Ay ilahi Yavuz. Eşek kadar oldun hala senin yanında kiminle konuşsam kıskanıyorsun."

"Ne alakası var teyzem ya!"
Hep birlikte kahkahalar eşliğinde ettiğimiz sohbetler, her zaman istediğim fakat kendimi ait hissetmediğim ortam gibiydi.

Merdivenlerinden gelen ayak sesi ile hepimizin başı o yöne döndü. Can amca kolunun altındaki Lalin ile yanımıza geliyordu. Lalin bizi görünce yüzünde utangaç bir tebessüm oluştu.
Başını hemen babasının göğsüne gömdü.
Can abi Lalin'in saçları arasına birkaç buse bırakıp, kulağına eğilip birşeyler söyledi.
Lalin başını babasının göğsünden kaldırıp, başını salladı.
Lalin bize dönüp,"Hoşgeldiniz," dedi kısık bir sesle.

"Hoşbulduk güzelim. Gel bakalım yanıma."
Yavuz kocaman bir gülümseme ile, Lalin'i yanına çağırdı.
Lalin koşarak Yavuz'un yanına oturdu. Yavuz Lalin'i kolları arasına alıp, başına bir buse bıraktı.
Can abi karşımda ki geniş koltuğa oturup bize döndü.
"Hoşgeldiniz gençler."
"Hoşbulduk efendim."

Biz kendi kendimize bakarken Ecrin teyze kalkıp, mutfağa gitti.
Can amca ise kızını kendi yanına çağırdı. Lalin koşarak babasının yanına gitti. Babası kızını öyle bir seviyordu ki bir an kendimi hayal ettim.
Benim babam beni neden sevmedi?

Yavuz beni aniden kendine çekip sarılınca, düşüncelerimden sıyrıldım. Demek ki oda anlamıştı düşüncelerimi.

"Enişte sen nasılsın?"
Yavuz ortamı yumuşatmak adına eniştesi ile sohbet etmeye başladı.
"Ah nasıl olalım. İyiyiz çok şükür kızım yanımda, karım yanımda benden iyi kimse yok vallahi."
Bunları söylerken bile kızının saçlarına öpücük kondurdu.
"Senden mutlu biri varsa bende varım enişte." Diyerek göz kırptı Yavuz.
Can abi önce bir kahkaha savurdu ardından babacan bir tavır ile konuşmaya başladı.
"Görüyorum evlat. Seni böyle mutlu görmek bizide mutlu etti. Hem Derin çok iyi bir kız. Lalin sağ olsun her gün bir saat Derin hakkında konuşuyor. Haliyle bizde bilgi sahibi oluyoruz. Hep mutlu olun çocuklar. Aşk kolay bir şey değil. Ben Ecrin için çok savaşlar verdim. Ben istedim babası vermedi. En sonda zar zor evlendik."
Ecrin teyze elinde bir tepsi ile içeri geldi.
Ardından Can abinin yanağına kocaman bir öpücük bırakıp tepsiyi sehpaya bıraktı. Onların bu haline gülümserken gözüm Lalin'e kaydı.
Oda aynı şekilde bana bakıyordu. Göz göze gelince birden bakışlarını kaçırdı.
"Ah ah! Sürekli odamın balkonuna gelip beni kaçırmaya çalıştığın için babam beni sana verdi. Mecburiyetten yani."
Ecrin abla naz yaparak Can abiye laf vuruyordu. Can abi ise eşine aşkla bakıp, bu sohbeti devam ettirdi.
"Allah Allah sen demiyor muydun, gel beni kaçır diye. Bende her gelmeme baban ile karşılaşıyordum."
Ecrin abla kahveleri ikram ederken, bir yandan da Can abiye cilve yapıyordu.
"Fena mı oldu birtanem hem kollarının arasında aşkımızın meyvesi var."
Bu sözleri işitmemizin ardından Yavuz kahveyi püskürttü. ikimizin de üzeri batmıştı.
Ecrin abla deli dolu bir kadındı. Önünü sonunu düşünmeden konuşuyordu.
Hoş benim evde de öyle biri vardı.
"Ay!"
Ecrin teyzenin komik çığlığı kullağımın ırzına girdi desem doğru olur. Yüzümü buruşturup başımı geri çektim. Yavuz ise hala bir eniştesine, bir
Teyzesine bakmakla meşguldü. Üstüne baksa iyi olurdu çünkü gömleği mahvolmuştu.
Yüz ifadem artık nasılsa geldiğimizden beri konuşmayan, hatta göz teması bile kurmayan Lalin kahkaha atmıştı.

Düşman BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin