34.

111 12 3
                                    

Hayatımda girmediğim kalıp kalmamıştı. Her şeyden olmuştum. Annesiz kız, babasız kız, İrem'in evlatlık aldığı kız, Selvi'nin üvey torunu, Ferdi Aksel'in istemediği kızı, Yavuz'un sevgilisi, Yavuz'un düşman başınası ve Yavuz'un biricik eşi Derin Aksel. Pardon Derin Atalay.

Yavuz arkadaşı Fatih'i arayıp nikah memuru getir dediğinde onunla ufak bir tartışma yaşamıştım ama ciddi olmadığını düşünüyordum. Ama sabahleyin erkenden alacaklı gibi çalan kapıdan sonra Yavuz ile koşarak kapıya gitmiştik. Yavuz uykudan yüksek ses ile uyandığı zaman korkan biriydi. Ve ben bunun en büyük kanıtına bugün şahit olmuştum. Kapıda bir adet Fatih ve yanında nikah memuru dikiliyordu. Dün gelmesini beklediğimiz kişiler sabahın köründe çıkıp gelince kayan şaftımız ile bakıyorduk.

"Günaydın sevgili gelin ve damat. Hani neden hala giyinmediniz? Ah bende ki soru mu bagaja harika parçalar attım. Hangisini isterseniz onu giyersiniz."

Fatih denen adam daktilo gibi takır takır cümlelerini sıralarınken gözümün önüne Nazlı geldi. Çünkü oda böyle konuşuyordu. Şu kısacık zamanda bile dellenmeme sebep olan kuzenim için aklımda dahiyane planlar üretmeye çalışıyordum.

 Fatih ve nikah memuru salonda ki ahşap koltuğa kuruldular. Yavuz, avucuma minik bir öpücük bıraktı  ve beni de beraberinde alıp salona götürdü. Birlikte diğer koltuğa da biz oturduk ve karşımızda sırıtarak bize bakan ikiliye baktık. "Ayh Yavuz, hemen bagajdan gelinlikleri ve damatlıkları getir. Buruşmasınlar öyle." Fatih. Pardon aşko kuşko Fatih abartılı el hareketleri ile yerinde çırpınıyordu. Öyle çok hareket ediyordu ki, nikah memuru pinpon topu gibi sekiyordu. 

Bu görüntü ilk başta gülmeme sebep olsa da kendime hakim olup olan biteni izlemeye başladım. Yavuz gülmek üzere olduğumu anlayınca hafif gülümsedi ve," Sen gelinlik de mi getirdin?" dedi. Fatih ne kadar garip hareketler yapsa da Yavuz tarafından seviliyordu. 

Fatih boynunda ki kahverengi fuları çevirdi ve ayak ayak üzerine atıp, geriye yaslandı. "Tabi ki getirdim hatta bayan Arina'dan aldım. Hepsi özel tasarım." Fatih'in sözleri üzerine Yavuz şaşkınlıkla konuşmaya başladı ve sesinin tonu sayesinde bende iyice meraklanmaya başladım. 

" Arina mı? o benden asla haz etmez. Nasıl ikna ettin.' 

Fatih kısa bir sessizliğin ardından konuşmaya başladı. Bir dakika bir dakika. Bu adamın sesi neden hemen normale döndü. Kafam karışmaya başlamışken soru sorup etrafı daraltmak istemediğim için sakince konuya kulak verdim. Arina kimdi? üstelik cinsiyeti neydi onu da merak ediyordum. Yine de saçma kıskançlığı kenarı bırakıp dinlemeye devam ettim. 

" Evet ama seni sevmiyor. Beni değil."

Yavuz bakışlarını bana çevirdi ve  kollarını açıp beni arasına aldı. Yavuz'un kollarında o kadar rahattım ki burada bir ömür geçireceksin deseler asla geri çevirmezdim. 

" Arina iyi biri ama neden benden nefret ediyor hala anlamadım." dedi sonunda sevgilim. Fatih elini karnına atıp katıla katıla gülerken ben şaşkınlık ile bakıyordum. Aşko kuşko Fatih'in içinden taş fırın erkeği çıkmıştı. 

Kahkahalarını durdurmaya çalışan  Fatih, sonunda kesik kesik nefesler alarak konuşmaya başladı. 

" Lan sen bu kadının en önemli elbisesi ile arabanın kaportasına kuş sıçtı diye onu silmedin mi? bir de ben ne yaptım ki diyorsun." dedi. 

Kadının en önemli elbisesinin Yavuz'un elinde ne işi vardı? Üstelik bu kadın kimdi? Fatih o anları tekrardan hatırlayınca gülmeye başladı. Yavuz da yüzünü buruşturunca  merakıma yenik düştüm ve sordum.

" Arina kim sevgilim?  ve en önemlisi en özel elbisesinin sende ne işi vardı?" Yavuz sorgulayıcı bakışlarım ile daha fazla dayanamadı ve sert bir şekilde yutkunup konuşmaya başladı. 

Düşman BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin