Bu gün piknik günüydü.
Her ne kadar gitmek istemesem de. Yavuz sağ olsun zorla götürüyordu.
Külliyen yalan.Bu tarz ortamlarda bulunmayı çok seviyordum.
Ama yinede bir çok kez kovulduğum için biraz uzaklaşmıştım.Seviyordum kabul.
Ama yinede geçmişim önüme geçiyordu.
Sürekli aklımda takılı kalıyordu.Ben... Ben bir garip olmuştum artık.
Ne diyeceğimi bilemez halde idim şu an.
Çocukluğumda piknik yapmaya bayılırdım.
Ama beni aralarına almaz, bana sadece hizmet ettirirlerdi.Unutmak gerekiyordu.
Ama unutmak kolay değil ki.Sizce unutmak kolay bir şey mi?
Hele ki seni kahreden bir şey ise...Son kez çantamı kontrol ettikten sonra ellerimi belime attım ve başımı tavana çevirip nefes aldım.
Ellerim belimde bir şekilde salona geçtim ve camları, kontrol ettim.
Bir yere giderken mutlaka kontrol ederdim.Ardından tüpü, doğal gazı, ve evdeki bütün fişleri kontrol ettim.
Evet evet bunların hepsini yaptım.
Derin farkı.Bütün hafta toplantılar yapılmıştı.
Benim projem bir çok kişi tarafından sevilir ken, bir diğer kişiler tarafından yetersiz bulundu.Benim umrumda mı?
HAYIR.Bütün işlerim bitince tekrardan odama gittim ve çantamı elime aldım.
O sırada aynada ki görüntüm dikkatimi çekti. Çantamı yavaşça yere bıraktım ve kendime baktım.Üzerimde toz pembe, üzerinde kiraz desenleri olan güzel bir elbise vardı.
Elbisemin boyu dizlerimin hemen altında bitiyordu.
Saçlarımı ise toz pembe bir bandana ile örgü ördüm ve sağ omzuma bıraktım.Beyaz sandaleti mi giydim ve çantamı alarak odadan çıktım.
Çantamı salonda ki masanın üzerine bırakıp mutfağa ilerledim.Kendime kahve ve çay almalıydım.
Bu yüzden hemen üçü bir arada kahve ve kiraz saplı ve kayısı çayı aldım.Bunları çantamın bir köşesine tepiştirdim ve fermuar ı çektim.
Aynada ki görüntü tekrardan aklıma geldi ve yüzümün biraz soluk kaldığı kanaatine vardım ve dudaklarıma biraz parlatıcı sürdüm.
Gözlerime hafif maskara çektim.Telefonumun melodisi kulağımı okşamaya başlayınca hemen cevapladım.
Yavuz arıyordu."Alo?"
"Hah Derin ben geldim. Aşağı gelde gidelim."
"Ah peki hemen geliyorum. Hazırım bende zaten."
Dedim ve koşarak çantamı aldım.
Bu arada telefonu açık unuttuğunu fark edip ekrana baktım ve şak diye yüzüne kapattım.Aman banane canım.
Kapatsaydı oda dimi ama?Hemen koşarak mervidenlerden indim ve Yavuz'un arabasına ilerledim.
Yavuz üzerinde beyaz bir tişört ve siyah kot pantolon giymişti.
Gözüne takmış olduğu gözlük onu daha da karizmatik yapıyordu.Zaten karizmatik bir kere.
Hızla yaklaşıp arabaya bindim.
"Günaydın."
"Günaydın.""Çok tatlı olmuşsun."
Yavuz aniden başını yoldan ayırıp konuşunca kalbim tekledi.
Yani Yavuz bey, tatlı dediğin için bile kalbim teklediyse eğer, güzel deseydin şuracıkta yığılır kaldırdım valla.
Ay sende çok yakışıklı olmuşsun desem ne derdi acaba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Başına
RomanceBabasının kapısına bir adet sepet ile bırakılan Derin'i hoş şeyler beklemiyordu. Her gününü ayrı ayrı acı ile geçiren Derin üvey annesi ve kardeşleri tarafından zorbalığa maruz kalmıştır. Henüz onbeş yaşındayken evin hizmetçisi İrem tarafından villa...