Bu kirli dünyada temiz olmaya çalışıyordum.
Sevgisiz büyüyen insanlardan biri de bendim. Kendini bir yere ait görmeyen. Gelecek için kaygılı olan. Bendim o kişi. Sevgisizliğe alışmıştım. Belki de alışmak zorunda kalmıştım. Ama bildiğim bir şey vardı. Oda Yavuz tarafından kuşkusuz sevilmekti. Beni sevdiği kadar bende onu seviyordum.
"Derin hadi güzelim al şu parayı," diyerek peşimden gelen abime bakıp sinirle soludum." Ya abi benim param var lütfen ama." Dedim.
İhale daveti için elbise alacaktım, ama abim kendisi almak istediğini söyledi. Haliyle bende kendi elbisemi almak istediğim abim izin vermiyordu. Abim olarak elbiseyi bana hediye etmek istiyordu. Abim yanıma geldi ve elimi tutup, "Bak abicim. Bu zamana kadar sana hiç destek olamadım. Abin olarak sana küçük bir jest yapmak istedim. Hem bunun ayakkabısı, çantası, takısı tokası var. Sende onları al." Dedi.
Onun bu tatlı haline dayanamadım ve hızla abime sarıldım. Gözlerim anında dolmuştu. "Teşekkür ederim abim. İyi ki varsın." Dedim. Abim hemen beni kendinden uzaklaştırıp, göz yaşlarımı sildi.
"Hop hop. Bunları sana ağla diye demedim. Hadi şimdi sil göz yaşlarını ve Nazlı'yı ara gelsin. Büyük ihtimal oda gider davete. İkinize hem yemek ısmarlarım hemde elbise alırız." Deyip salondan çıkarken hızla önüne gittim ve onu durdurdum.
Abim şaşkınlıkla bana bakarken, hızla konuşmaya başladım. "Hayır abi sadece Nazlı değil, sende geleceksin. Beni orada yalnız bırakma." Dedim.
Abim şaşkınlıkla bana bakarken bende ona perdeyi yırtan masum kedi gibi baktım. Abim sonunda yüzünde ki gülümseme ile,"tamam hadi hazırlan çıkalım." Dedi ve hızla salondan çıktı. Bende hızla odama girdim ve üzerime pantolon ve tişört geçirip odadan çıktım. Bir yandan da Nazlı'yı arıyordum. Nazlı telefonu açınca hemen konuya girdim. "Nazlı hemen hazırlan ve **** alışveriş merkezine gel. Berk abim ile oraya geliyoruz. Alışveriş yapacağız," dedim. Nazlı hızla bir şeyler geveleyip telefonu kapattı. Bende hemen abime seslenip, salona geçtim. "Geliyorum Derin. Birazdan çıkarız," dedi. Bende abimi beklerken susama hissi ile mutafağa doğru adımladım ve çekmeceden bardak alıp kana kana suyumu içtim. Cidden çok susamıştım. "Derin hadi ben geldim," diyerek bana seslenen abim ile koşarak mutfaktan çıktım. Abim eğilmiş ayakkabısını giyiyordu, bende hızla siyah spor ayakkabımı giydim ve portmanto dan çantamı aldım. Abim çıkınca kapıyı çektim ve iki defa kilitledim. Fakirhaneme hırsız girmesini istemezdim. Koşarak merdivenleri indim ve abime yetiştim. Abim ile yerlerimize geçince abim arabayı çalıştırdı ve yola koyuldu. "Şu Yavuz'u bir arayayım, bakalım," dedim ve çantamdan telefonumu alıp Yavuz'u aradım. Telefon ilk çalışta açıldı ve benim de yüzümde güller açtı.
"Alo sevgilim, düşman başınam,"diyerek konuşan yavuz ile kocaman bir kahkaha atıp abimin bana sinirle bakmasına sebep oldum. Hemencecik kendimi toparlayıp, "şey yavuz ben davet için alışverişe çıktım. istersen sen de gel," dedim. Tabii bunu söylerken bir gözüm abim deydi. Abim ise derin bir soluk alıp,"Enişte bey, gelmesen de olur." Diyerek sesli bir şekilde konuştu. Yavuz'un duyduğuna yemin edebilirdim. Arkadan duyduğum kahkaha sesi ile Yavuz'un gerçekten duyduğunu Anladım. "Yavuz'um sen abime bakma gel, hem yemek de yeriz," dedim heyecanla. Telefondan biraz hışırtı geldi ardından ile Yavuz'un sesi. "Ofiste birkaç işim var sevgilim, onları yapayım size katılırım. Sen eğlenmene bak,"Yüzüm anında asılırken, işlerin yoğun olduğu aklıma geldi. Ben bütün işlerimi yapıp bitirmiştim.
Lakin Yavuz ailesel meseleler yüzünden işe gelmiyordu. "Pekala o zaman görüşürüz sana kolay gelsin," dedim ve konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapattım. O sırada başımı kaldırınca alışveriş merkezine geldiğimizi anladım. Arabadan inerken hafif esen rüzgar tenimi okşuyordu. Gözlerimi kapadım ve rüzgarın tenime uzuv etmesine izin verdim. "Güzelim hadi içeri geçelim, yoksa şu sana bakan hıyarı cacık yapacağım," diyen abim ile gözlerimi açtım ve"hani nerede," diyerek arkamı dönüp kim olduğuna bakmaya çalıştım. Bu adam ya gay olup abime bakıyordu, yada arabayı beğenmiş markasına bakıyordu. Çünkü burada benden başka kız yoktu. "Ya ne yapıyorsun Derin. Beni çıldırtmak mı istiyorsun?" Diyerek koluma asıldı abim. Birlikte kol kola alışveriş merkezine doğru ilerledik. İçeri girince Nazlı'yı çeşmenin önünde otururken gördüm. Abim ile birlikte Nazlı'nın yana gittik. Bizi fark eden Nazlı, "Lan nerede kaldınız siz? Sabahtan beri sizi bekliyorum, hayır yani ben ATM den para bile çektim siz gelene kadar," diyerek yakınan Nazlı'ya abim güldü ve,"valla elbiselerinizi ben alacaktım ama sen hemen para çekmişsin," diyerek kahkaha attı abim. Bende onunla birlikte güldüm ve, abime sarılıp," Neyse abi boş ver Nazlı kendisine alır nasılsa," dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Başına
DragosteBabasının kapısına bir adet sepet ile bırakılan Derin'i hoş şeyler beklemiyordu. Her gününü ayrı ayrı acı ile geçiren Derin üvey annesi ve kardeşleri tarafından zorbalığa maruz kalmıştır. Henüz onbeş yaşındayken evin hizmetçisi İrem tarafından villa...