1 hafta sonra.
Dışardan birtakım sesler geliyordu ama henüz algılayamıyordum. O kadar yorgundum ki gözlerimi bile açamıyordum. Ancak sabaha karşı gibi uyuyabilmiştik. O kadar çok acele etmiştik ki bitmesi neyse ki uzun sürmedi ve rahat bir şekilde uykuya daldık.
Yavuz zorla arabasını yıkamak istemişti ve ben de el mecbur ona yardım etmiştim. Biz daha yeni evlendik adam, araba da ney.
Sabaha kadar arabayı temizledikten sonra, bir kaç aksesuar ile taçlandırmış ve odamıza çıkmıştık. Anlamadığım gündüzler çuvala mı girmiş. Sinirle kendimi yatağa attıktan kısa bir süre sonra kendimi yorgun bir uykuya teslim etmiştim.
Şimdi ise başımı Yavuz'un çıplak göğsünden zorla kaldırıldım ve sesleri dinlemeye başladım. Sağ gözüm açılmışken,sol gözümün varlığını daha yeni hatırladım.
Eh sabaha karşı uyursan olacağı bu.Kulağıma ilişen sesler birer adım sesine dönüşünce hızla Yavuz'un göğsünden kalktım ve yatağın köşesine bıraktığım sabahlığımı üzerime geçirip Yavuz'u uyandırmaya gittim. Yavuz da mübarek sabaha kadar güreşmiş gibi deliksiz uyuyordu.
Her ne yapsam da uyanmayan Yavuz ile hızla göğsüne şaplak attım ve Yavuz acıyla yerinden zıplayarak uyandı. "Ne oluyor ya?"
Elimle sus işareti yaparak kısık bir sesle, "Yavuz evde biri var?" Dedim. Yavuz ilk birkaç saniye boş boş gözüme bakmakla kalırken odanın önünde durdu adımlar.
Ben korkudan titremeye başlarken Yavuz hala uykulu gözlerle bana bakıyordu. Yahu adam kalksana sen!
Yalvaran gözlerle Yavuz'a bakarken Yavuz oflayarak yerinden kalktı ve, "Korkma güzelim." Diyerek odanın kapısına doğru ilerledi. Fakat bir sorunumuz vardı. Yavuz çıplaktı.
Ah ne adam bari pantolonunu giy. Ah, bende ne diyordum böyle. Kapıda biri var ve adamın giyinmesini beklersek eğer kendimizi doğrudan ölümün kucağına atmış olurduk.
Yavuz gözünü ovarak kapıya gitti ve kapının tamamını açmadan başını dışarıya uzattı. "Günaydın Simay abla, hayırdır?" Dedi.
Simay abla? Günaydın? Ne oluyordu burada? Bu adam ne bok yiyordu yahu?
"Günaydın Yavuz bey, dediğiniz gibi ev temizlendi ve kahvaltı hazırlandı. İzninizle ben çıkıyorum."
"Tamam Simay abla eline sağlık."
Yavuz kapıyı kapatıp bana doğru gelirken ben kollarımı bedenime sarmış bir şekilde Yavuz'a bakıyordum. Yeni evli bir çift olarak Yavuz neden hemen yardımcı çağırmıştı ki. Bana güvenmiyor muydu acaba?
"Bana bir açıklama borcun var Yavuz?"
Yavuz gülümseyerek yanıma geldi ve belimden tutup beni iyicene kendisine çekip alnıma uzun bir öpücük bıraktı. Gözlerim kapanırken sobanın kenarında unutulmuş yağ gibi kıvama geldim.
"Haklısın güzelim sana söylemedim. Çünkü sen uyuyordun ve ben uyandırmaya kıyamadım."
Usul usul başımı sallarken, hala bir şey merak ediyordum. Neden eve yardımcı çağırdı ki bu adam?
"Yavuz daha ilk günden gittin eve yardımcı getirdin?" Dedim sorar gibi.
"Güzelim sen zaten çok yorgun oluyorsun benim yüzümden. Ben de en azından bugünlük yardımcı çağırdım." Başımı tamam anlamında salladıktan sonra yavaşça arkamı döndüm ve banyoya doğru ilerleyeceğim sırada belime dolanan bir çift kol ile durmak zorunda kaldım.
Yavuz arkadan bana sarılmış, başını da boynuma gömmüş minik minik öpücükler bırakırken kulağıma doğru fısıldadı.
"Duş mu alacaksın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Başına
RomanceBabasının kapısına bir adet sepet ile bırakılan Derin'i hoş şeyler beklemiyordu. Her gününü ayrı ayrı acı ile geçiren Derin üvey annesi ve kardeşleri tarafından zorbalığa maruz kalmıştır. Henüz onbeş yaşındayken evin hizmetçisi İrem tarafından villa...