Aurora'nın Şarkısı 1-Kutup Gecesi

36. Bölüm

Multimedya: Adrian ve Aurora *-* 

Bölüm 36

Aurora

Ulya, tüm gezegeni bir uçtan diğer uca yüzemeyeceği için Australis sularından çıktığımızda sadece Yeni Zelanda'ya kadar yüzdük. Yolun çoğunda daha hızlı olabilmek için ben Ulya'ya yardım ederken Joel de güvenliğimizi sağlamak için etrafa dikkat ederek yüzüyordu.

En sonunda Yeni Zelanda'ya çıktığımızda Ulya derin derin soluklar alarak ıslak saçlarını geriye attı. "Bir daha asla yüzmeyeceğim." diye söylenmeyi de ihmal etmedi.

Ona gülmeden edemedim. "Morgdan ceset çalıyorsun, benden kan alıyorsun, bir ölüyü bana benzetiyorsun da yüzmek mi sorun oluyor?"

"Ben bir vodunum, siren değil. Su altında yaşamak bana göre değil. Geçici olarak bunu yapmaya imkanım olsa da alışık olmadığım bir şey olduğundan ister istemez boğuluyorum, psikolojik bir şey." diye açıkladı Ulya hızlıca. Ardından hiç vakit kaybetmeden Joel'e döndü. "Helikoptere ne kadar uzaklıktayız?"

Joel etrafına bakınıp nerede olduğumuzu saptadıktan sonra "Çok değil, arabayla bir saatlik yolumuz var." dedi.

"Helikopter mi?" diye sorarak araya girdim.

Ulya 'evet' anlamında başını salladı. "Uçakla çok fazla dikkat çekerdik. Bu yüzden babamın adıyla helikopter kiraladım buraya gelmek ve sonra sizi bırakıp ülkeme dönmek için. Tüm yolu yüzemem ya."

"Daha önce hiç helikoptere binmemiştim." dedim heyecanlı bir şekilde. "Uçağa bindim ama helikopter aynı olmaz, değil mi?"

Ulya gülümseyerek tekrar başını salladı. "Helikopter daha küçük ve daha gürültülü olsa da uçağa göre daha zevkli ve daha manzaralıdır."

İçimdeki çocuksu heyecan kiralık arabayla bir saat sonra helikopterin konuşlandığı arsaya vardığımızda daha da arttı. Ben helikoptere merakla bakarken Ulya kiralık aracın şoförüne ücretin geri kalanını ödüyordu. Ücretin yarısını yola çıkmadan önce ödemişti. Tüm masrafları Ulya'nın ödemesi hoşuma gitmiyordu ama ne bende ne de Joel'de masrafları karşılayacak kadar para vardı.

"Hadi gidelim." diyerek yanımıza döndü en sonunda Ulya.

Ulya'nın adımlarını takip ederek helikoptere bindim, binmekten çok tırmanmış da olabilirdim. Son kez etrafı kontrol ettiği için helikoptere en son binen Joel olmuştu.

Ulya helikopterin ön tarafına "Yerleşmeleri ve kulaklıklarını takmaları için yardım eder misiniz? Hasta olmadan kıyafetlerimi değiştirmeliyim." diye seslendi. Limnadesin iksiri Ulya'nın sadece su altında nefes alabilmesine ve vücut ısısını koruyabilmesine yardım ediyordu, bunlar dışında Ulya siren olmadığı için bizim aksimize suda tamamen ıslanıyordu.

İki kişiden oluşan mürettebattan tahminen daha düşük rütbeli olanı bizim oturduğumuz arka kısma geçip bize kemerler ve kulaklıklar konusunda yardım ederken Ulya bir sırt çantasıyla aşağı atlamıştı. Onun etrafı tamamen açık olan boş bir arsada kıyafetlerini değiştirmeye nasıl cesaret edebildiğine şaşırmıştım ama düşünüldüğünde başka çaresi de yoktu.

Ulya öncekilerin aksine kuru kıyafetlerle helikoptere binip karşımıza oturduğunda yardım almadan kemerlerini bağlayıp kulaklığını taktı.

"Tüm bunları nerden öğrendin?" diye sordum hayranlıkla.

"Birkaç zengin züppeyle arkadaş olabilirim." diye karşılık verdi. "Aslında iyi çocuklardır ama babam onlardan pek hoşlanmaz."