38. Bölüm

9.7K 723 37
                                    



Bölüm 38

Adrian


"Kjell gelmedi mi daha?" diye sordum Haakon'a.

"Gelmedi." dedi, sonra nereden geleceğini bilmediğini fark ederek ekledi: "Nerede ki?"

"Svalbard'da. Aurora'yı buraya getiren kızı koruması için onu görevlendirdim. Fırtına dinene kadar dönmeyebilir."

Fırtınadan bahsedince Haakon bana endişeli bir şekilde baktı, bu bakışın ardından her zaman kötü haber gelirdi.

"Ne?" diye sordum. "Bir şey mi oldu?"

"Fener'den haber geldi. Fırtına en az bir hafta sürecekmiş."

Sıkıntıyla iç çektim. "Yani Kjell bir hafta yok, öyle mi? Aman ne güzel." Tam da savaşın ortasında sağkolunuz olan adamı kaybetmek hoş olmuyordu, Kjell birçok şeye koşturup birçok konuda yardımcı olurdu.

"Kjell'in görevini devralması için başkasını gönderebilirsin ve Kjell de geri döner, sorun o değil. Fırtına, Fener'in kulaklıklarla olan bağlantısını zedeliyor, sinyaller düzenli iletilemiyor."

Yüzümü buruşturdum. Her şey daha ne kadar kötüye gidebilir ki dediğim her anda bir şekilde her şey daha da kötüleşiyordu. Daha yeni Krystof'un şarkısından etkilenmemek için çözüm bulmuşken şimdi de bulduğumuz çözümün işe yarar durumda kalabilmesi için bir çözüm bulmamız gerekiyordu. "Lanet olsun." diye mırıldandım. "Ulan hiçbir şey mi yolunda gitmez?"

"Bir şey daha var." dedi Haakon. "İyi haber mi kötü haber mi, emin değilim. Sunshine Morgan hâlâ yakalanamamış, Kral arama emri çıkartıp Sunshine Morgan'ın başına ödül koymuş."

Dudağımın kenarıyla gülümsedim. "O kadın Aurora'yı Australis'in elinden kurtardı, hâlâ hayatta olması kesinlikle iyi haber."

"Krystof konusunu ne yapacağız? Yas süresi bitiyor, savaş kaldığı yerden devam edecek."

Sağ elimle alnımı ovuşturdum, Krystof'un şarkısından kurtulmanın başka yolu yoktu. Kulaklarımızı neyle tıkarsak tıkayalım sesin geçmesini tamamen engellemezdi. Fırtına dinene kadar bizi idare edecek bir şey bulmalıydık ve bunu yas süresi bitmeden önce bulmalıydık.

Sonradan aklıma gelen fikirle elimi alnımdan çekip kafamı kaldırdım. Kafamdakini çözmeye çalışırken kısılmış gözlerle boş boş masaya baktım. Sahi, Australis askerleri Krystof'un şarkısından nasıl etkilenmiyordu?

"Elimizde hiç savaş esiri veya bir Australis askerinin cesedi var mı?" diye sordum.

"Hayır." dedi Haakon kısaca ve bunu bilmem gerekiyormuşçasına. Doğrusu bilmem gerekirdi. Fakat bu sıralar kafam o kadar karışıktı ve öyle bir çıkmaza girmiştim ki bazen bir an için bazı şeyleri unutuyordum.

Denizlerin dibinde yaşıyor olabilirdik, insan katili sirenler olabilirdik ama bizim için savaşan askerlerimiz onurlu adamlardı. Ölen bir askerimizi savaş meydanında bırakmazdık ve karşı tarafın ölmüş askerine dokunmazdık. Kaybettiğimiz her askeri savaş meydanından alır, onlara yakışacak bir cenaze töreniyle onlara özel olan mezarlığa gömerdik. Bizim için, vatanları için savaşan her bir asker önemliydi.

"Neden soruyorsun?" diye ekledi Haakon, düşüncelere daldığımı fark ederek.

"Krystof'un şarkısından etkilenmiyorlar, bunu sağlayanın ne olduğunu öğrenirsek belki biz de kurtuluruz."

Aurora'nın Şarkısı 1-Kutup GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin