35. Bölüm

9K 726 78
                                    

Açıklama: Romanın yarısında yerinde bir kararla bakış açısını ilahi bakış açısına çevirmeye karar verdim. Ancak burada yarısına kadar çoklu kahraman bakış açısı ile okuduğunuz için Wattpad'e özel olarak bu eski haliyle paylaşmaya devam edeceğim. 

Multimedya: Aurora

Bölüm Şarkısı: Aurora - Runaway


But now take me home

Take me home where i belong

I can't take it anymore

Ama şimdi beni eve götür

Ait olduğum yere götür

Artık buna dayanamıyorum

[Aurora - Runaway]


Bölüm 35

Aurora

2 gün önce


"N-ne?" diye kekeledim, birkaç adım gerileyerek. "Ne demek 'seni öldürmek'?" Geri geri gitmeye devam ettim ve arkamdaki bir şeye çarpınca el yordamıyla kendimi savunmama yarayacak bir şeyler aradım. Elime sivri uçlu bir binyo geçtiğinde sivri ucunu ileri doğrultarak Sunshine ile arama mesafe koydum.

Sunshine benden böyle bir hareket beklemiyormuş gibi şaşırdı ve bir bana bir elimdeki binyoya baktı. "Hey, sakin ol." dedi avuç içini sorun yok der gibi bana doğrultarak.

"Beni öyle kolay öldüremezsin. Kendini savunamayan küçük şirin bir prenses değilim ben." dedim çenemi hafifçe kaldırarak. Elimdeki binyoyu gevşek tutuyordum çünkü çok sıkı tutmaya enerji harcarsam onu kullanmak zorunda kaldığımda zorluk çekebilirdim, enerjimi onu kullanma ihtimalime karşı saklamalıydım.

Sunshine'ın yüzünde şaşkınlıkla karışık bir takdir ifadesi vardı. Sonra yavaşça gülümsedi. "Seni kurtarmanın göze almaya değecek bir risk olduğunu biliyordum." Sonra ifadesini ve sözlerini açıkladı. "Seni gerçekten öldürmeyeceğim, herkesin senin öldüğünü düşünmesini sağlayacağım."

Anlamayarak başımı yana eğdim. Bu kadar az ve üstü kapalı bir açıklama benim için yetersizdi.

Sunshine iç çekti. "Görüyorsun ya, basit cevaplarla tatmin olmuyorsun, kendini koruyabiliyorsun ve hiç kimsenin boyunduruğu altında ezilmeye razı olmayıp karşı koyuyorsun. Sen kesinlikle kurtarılmaya değer birisin, Aurora ve benim tek umudumsun. Seni saraydan çıkarmanın tek yolu herkesi, senin öldüğüne inandırmak. Eğer öldüğünü düşünürlerse sen saraydan kaçarken ne seni aramaya çıkarlar ne de sonra tekrar peşine düşerler. Üstüne bir de silahlarının birini kaybetmenin verdiği üzüntü ve sinirle çöküp yenilgiye uğrarlar."

Farkına vardığım şey ile binyoyu tutan kolumu yavaşça yanıma indirdim. "Cesedim, canlı bedenimden daha çok işe yarıyor." Bunu fark etmek canımı acıtmıştı.

"Hayır!" diye itiraz etti Sunshine, yine anaç bir sesle. Bu anaç ses, daha önce hiç sahip olmadığım bir lükstü. Nedensizce kendimi onu dinlerken ve ona inanırken buluyordum. Bir annenin sesi böyle bir etkiye mi sahipti? "Halkın ölmediğini görünce mutlu olacak ve onlara bir umut vermiş olacaksın. Bu umut, zafere giden anahtarınız olabilir."

"Nasıl sahte bir ölüm tezgahlayacağız ki?" diye sordum. "Ölen misafirin bedeni ait olduğu yere gönderilir. O kadar uzun bir süre boyunca onları öldüğüme inandıramam."

"Böyle bir şey yapmana gerek olmayacak." dedi Sunshine. "Zaten ölmüş bir bedeni senin yerine koyacağız."

"Bana benzemeyen bir cesede kim inanır ki?"

Aurora'nın Şarkısı 1-Kutup GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin