12. Bölüm : Baba - oğul medenice konuşma yapabilir....
☆☆☆☆
Not : Gölge'nin anne : Handan Kara, babası : Botan Kara...
Polatlı ailesi onun sözleriyle kala kalmıştı çünkü bunu beklemiyordular, annesinin cinnet geçirip kendini öldürmüş oluşu onun intihara meyilli oluşunu normalleştiriyordu. En azından onlar öyle düşünüyordu, anne - oğul intihara meyilliydiler yada kadın öldürülmüş olabilirdi. Iki ihtimali de düşünmek lazımdı. Gölge dirseklerini dizine koymuş hâlde tekrar konuşmuştu. Ses tonu fazlasıyla soğuktu, sertti. Bu da aileyi geriyordu, zaten konuda bi acayipti.
Gölge : Son intiharım ve komaya girmemde bu yüzdendi, o beni sevmiyordu ama ben annemi seviyorum. Her ne kadar yaşamak istemesemde 9 ay karnında taşımış, babamın düşürme çabalarına rağmen engel olmayı başarmış.
Yankı : Engel olduğunu mu düşünüyorsun?
Gölge : Hayattayım.
Kunter B : Sen en son ne zaman sevildin?
Diye şefkatle sordu, herkes bu şeyi merak eder gibi tüm dikkatini genç adama vermişti. O ise maziyi hatırlar gibi burukça gülümseyerek saçlarını karıştırmıştı.
Gölge : 4 yaşındayken sevildim sonra birşey oldu ve sevgilerde bitti.
Derya H : Ne gibi birşey?
Gölge : Babam annemi aldatıyordu, gerçi bu ölümü... Ben annemin cinnet geçirip kendini öldürdüğüne inanmıyorum, annem beni sevmiyor olsa bile herkese karşı sevgi doluydu. Çocukları sever, mutlu olsunlar diye elinden geldiğini yapardı.
Korkut : Kendi evladı yarımken başka çocukları mutlu mu etti? Lan bu ne biçim anne?
Derya H : Asıl seni sevmeliydi.
Dedi sinirden dolan gözlerini kırpıştırarak, genç adama acıyordu. Sevgisiz büyümesi ve anlattıkları sayesinde ona karşı önyargısı azcık azalmıştı.
Gölge : Babam gerektiği zaman tehlikeli bir psikopat oluyor. Ona izin vermezdi, ikimizi yan yana görse ortalığı yıkar beni sevmemesi gerektiğini söylerdi. Zaten zamanla annemde benden soğudu.
Derya H : Insan evladından soğur mu? Anne olan evladını yarım bırakır mı?
■■■■■
Sessiz geçen, gerginlik dolu bi akşam yemeği sonu Gölge motoruna binip ordan ayrılmıştı. Yalan söylemişti, o annesini sevmiyordu. Aksine annesinden nefret ediyordu, annesi sırf onu değilde başka çocukları / bebekleri sevdi diye çocuklardan nefret ediyordu. Bebeklerden haz etmiyordu, bu nedenle asla evlilik gibi bir hayali olmamıştı.
Polatlı ailesini seviyordu ama güven duygusu yoktu, olsaydı ne var ne yok anlatırdı. Misal babasının onu öldürmek istediğini yada ufacıkken suda boğmaya kalktığını dememişti. Babası Botan Kara bu dünyada ki en tehlikeli, en pis adamdı ve ona ayak bağı olacak şeyleri dibinde istemezdi. Bu sebeple eşinden kurtulmuştu, fakat Gölge'den kurtuluş yok gibiydi. Ondan nefret ediyordu, evlâd yerine koymazdı. Zaten eşini de severek almamıştı, zorla olan bi evlilikti. Büyüklerin emrettiği bir evlilikti, aslında şu DNA testinde de oyun vardı. Oğlunun DNA testine girdiğini duyunca delirmiş o sonuçları almadan önce doktorla konuşmuştu. Gerçi onunki tehditti ya...
Test anı :
Dr : Bay K-kara ne yapıyorsunuz? Bu bi s-suç!
Dedi başına dayalı silahtan korkarak, ölümü iliklerine kadar hissediyordu. Bu adamı iyi tanıyordu, deli birisi olduğunu ve insanlara acımayan birisi olduğunu iyi biliyordu. Eşini bile birçok kez darp edip sanki başka birisi yapar gibi göstermişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/363380305-288-k485572.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgenin Yankısı!
Teen Fiction"Gölgelerin rengi olmaz" dedi çocuk, derdi vardı bu sesinden bile belliydi. Yırpandığı gözlerinden bile belliydi. Sırf annesi onu sevmiyor diye ölmek istiyordu, yaşamaktan nefret ediyordu....