15

663 49 16
                                    

Bölüm 16. : Barut Ailesi..

☆☆☆☆☆

     Barut Malikanesine geldiklerinde Merdan Bey arabayı durdurup oğluna tebessümle baktı. Yolda uyuya kalmıştı, tabi birde midesinin bulandığını vede başının ağrıdığını söylemişti. Kemerini açarak oğluna döndü ve titreyen eliyle saçlarını karıştırmıştı. Oğlu uyanmıyordu, ya içmekten sızmıştı yada normal bi şekilde uyumuştu.

Merdan B : Ahter'im.

Dedi özlemle, bu bebeğine koyduğu isimdi ama bu adı ona bakarak sadece bi defa diyebilmişti. Resmen kendi babası herşeyi maf etmişti, oğlunu ondan çalmıştı. Sonra bebeği yetimhane önüne koyup gitmişti, gece geç saatlerde olduğu içinde bebek birileri onu bulana kadar soğuktan buz kesmişti. Çok üşümüştü yavrucak, zaten yeni doğmuştu. Sonra onu Kara ailesi evlâd edinmişti, 4 yaşına kadar normal bi hayatı varken büyüdükçe hayatı ona zindan etmişlerdi. Ne anne olacak kadın anne olmuş nede baba olacak adam baba olmayı becermişti. Kara çifti ona anne - baba olmayı becerememişti. Isim vermeyi bile beceremeyip Gölge koymuşlardı.

Gölge bu isimden nefret ediyordu, kendini de sevmezdi. Ama zamanla ismine alışmıştı, değiştirmeye asla cesaret edemezdi. O Gölge idi, duyguları çalınmış Gölge idi. Aile de yeri yoktu, mutlu olmak veya ağlamak ona yasaktı. Duygusuz olmaya itilmiş sonra da duygusuz piç diye anılmıştı. Bu da Kara ailesi yüzündendi, öyle seslenirlerdi.

Merdan B : Ahter Barut... Sen buydun be yavrum ama seni bizden çaldılar, lanet olsun ki yapanda öz dedendi. Senin deden, benim b-babam.

  Gözünden akan yaşla parmağını oğlunun yanağına hafiften sürtmüştü. O an gözünü açan oğluyla acı bi gülümsemeyle saçlarını karıştırarak tekrar konuşmuştu.

Merdan B : Ahter'im.

Gölge : Ahter?

Merdan B : Bizim sana koyduğumuz ad buydu, daha doğrusu koymak istediğimiz isimdi ama olmadı. Neyse bu konuyu sen ayılınca konuşuruz, gel eve girelim de biraz dinlen.

Diyerek onun kemerini açtı sonra birlikte araçtan indiler, Merdan Bey hemen oğlunu kendine çekerken araç anahtarını korumaya verdi. Sonra oğluyla birlikte evin kapısına çıkan merdivenlere yol aldı. Lüks bi evleri vardı, gayet güzeldi. Ancak Gölge uykusu olduğu için bakamıyordu bile....

Aradan geçen zaman sonra eve girdiklerinde uyanık olan oğulları ve yeğenleriyle denk geldi. Barut gençleri tam kadro burdaydı, büyükler geç oldu diye yatmıştı. O anda konuşan Merdan Barut oldu, neden uyumadıklarını sorgular gibi hâli vardı. Bir yandan da ayakta durmakta güçlük çeken Gölge'yi tutuyordu, genç adam şuan sadece uyumak istiyordu. Başı dönüyordu ve biraz mide bulantısı vardı.

Merdan B : Siz uyumadınız mı?

#: Uyku tutmadı baba, peki o iyi mi?

Dedi kardeşine özlemle bakarak, hepsinin gözlerinde özlem vardı. Yaşına göre küçük duran gence özlemle bakıyordular, açıp kapanan gözleriyle çok şirindi. Belli ki uykusu vardı.

Merdan B : Içmiş ve uykusu var, Lodos kardeşini odasına çıkartır mısın?

Dedi büyük oğluna hitaben, zaten Gölge ile beraber tam tamına 5 oğla sahipti, kızı yoktu. Çok istese de, denese de kız yerine Allah ona erkek evlâd vermişti. Zaten 5'ten fazla yapmamıştı, evlatlarıyla mutluydu. Hepsi iyi biriydi, haa bu arada en küçükleri Ahter yani Gölge idi. Gölge bu ismi kabul eder mi bilinmez ama onlar taşısın isterlerdi.

Lodos : Tamam.

Diyip kardeşini direkt kucağına almıştı, o an Gölge ne der umrunda olmamıştı. Sonra saçlarına ufak bi buse kondurarak onunla beraber üst kata yol aldı. Diğerleriyle tebessümle arkalarından baka kalmıştı. Onlar Gölge'den asla vazgeçmeyecekti, zaten vazgeçecek olsalar yıllarca aramazlardı. Hastane, karakol, yetimhane, sokak... Köşe bucak her yeri aramıştılar, pes etmeden hep ileriye baktılar. Şimdiyse Gölge onlarla idi, tam olarak tanışmamışlardı ama yinede buradaydı. Elbet birgün tanışırlardı.

Gölgenin Yankısı! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin