Bölüm 24: Çizgi film izleyelim.
☆☆☆☆☆
Baba - oğul huzurla uyuyordu, bu ikinci uykularıydı. Yine en önce uyanan Merdan Bey olmuştu, uyuyan bedenin saçlarına ufak bir öpücük kondurarak üstünü daha düzgün kapattı. O uyanana kadar dokunmayacaktı, uyanması için seslenmeyecekti çünkü evden gitsin istemiyordu. Bugün eve dönecekti ve o oğlu gitsin istemezdi. Nazikçe oğlunun elini kavrayarak biraz daha kendine çekti, bu hareketiyle gencin başı onun boyun girintisine düşmüştü. Tebessüm ederek gözlerini geri kapattı.
1 saat sonra.
Bir hizmetçinin "kahvaltı hazır" diye seslenişiyle gözlerini aralayarak uyuyan oğluna baktı, o kısa süreçte Merdan Bey yeniden uyumuştu. Bu sebeple etrafa uykulu bakıyordu, oğlu hâlâ uyuyordu. Saçı dağılmıştı, nefes alış verişi uyuduğunu belli edercesine düzgündü.
Hizm. : Efendim kahvaltı için bekliyorlar.
Merdan B : Tamam sen git.
Dedikten sonra hizmetçi ordan ayrılmıştı, ayak sesleri gittiğini gösteriyordu. Nazikçe oğlundan ayrılıp hoş yüzüne baktı, Gölge ise yastığına sokularak uykusuna devam etti. Bunu gören adamsa yavaşça saçlarını düzelterek oğluna seslendi.
Merdan B : Ahter'im uyan hadi!
Gölge : Hı?
Merdan B : Ahter'im uyan, bak kahvaltı da hazırmış. Bizi bekliyorlar.
Gölge huysuzca birşeyler mırıldanarak yerine sinince gülmemek için zor durmuştu. Uyanası yok gibiydi, çokta güzel uyuyordu. Iç çekerek yataktan kalkarak lavaboya girdi, elini yüzünü yıkayacaktı. O sırada adım seslerine uyanan Gölge gözlerini kırpıştırarak gözlerini ovmuştu, uykusu olduğu kadar aç hissediyordu. Işte bu nedenle uyuyamazdı, aç aç yatmak ona göre değildi. Geri dönmüş olan Merdan Bey ise sırıtarak yeniden konuşmuştu.
Merdan B : Demek uyandın, hadi kalkta elini yüzünü yika!
Gölge : Günaydın.
Merdan B : Günaydın oğlum, hadi kalk bi elini yüzünü yika sonra da üstünü değiş. Yada kahvaltı sonu değişirsin, hemen toparlanda kahvaltıya inelim.
Gölge : Tamam.
Neye tamam dedi hiç bilmiyordu, uyku mağduruydu. Dahaca uyanamamıştı, Merdan Bey ise kendi odasına uğrayacak olduğunu diyerek yanından ayrıldı.
■■■■■
Figen H : Günaydın oğluşum.
Lodos : Küçüğüm herhalde o tabiri sevmedin, sanki bi yüzün buruştu.
Dedi sırıtarak, sırıtma nedeni annesinin hepsine öyle seslenmesiydi. Barut kardeşler olarak bu kelimeyi sevmezlerdi ama Figen hanım bile bile derdi, keyif alırdı. Gölge ise boş yere oturarak şunu söylemişti.
Gölge : Tabir neyse de sulu sulu öpmeseydi iyiydi.
Figen H : Haz etmiyorsun?
Gölge : Sevmem mi gerekiyordu?
Figen H : Yok oğlum, ne alaka? Neyse sen hemen gitmiyorsun demi?
Gölge : Üstümü değiştirdikten sonra giderim.
Figen H : Gitmesen olmaz mı?
Dedi umutla sorarak, kalsın istiyordu. Onunla olan zamanlara alışmışlardı, bu nedenle tekrar göremeyecek olma ihtimalini artık düşünmek istemezlerdi. Bu soruyla tüm ilgileri genç adamın üzerinde toplanmıştı. Gölge bu bakışları görmezden gelmeye çalışarak konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgenin Yankısı!
Подростковая литература"Gölgelerin rengi olmaz" dedi çocuk, derdi vardı bu sesinden bile belliydi. Yırpandığı gözlerinden bile belliydi. Sırf annesi onu sevmiyor diye ölmek istiyordu, yaşamaktan nefret ediyordu....