ELIYS (+18)

BÜYÜK ÇÖKÜŞ

Arkadaşlar lütfen bölümleri verdiğim müzikler eşliğinde okuyun. Hikayeyi tamamlayan kendi müzikleridir. Bu arada bir sonraki bölüm sezon finalimiz olucak. Yeni sezon intikam sezonu olucak Esin ve Tuğrul zamanına geri döneceğiz. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. Keyifli okumalar. Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim tüm okuyucularıma🙏🙏

ÇÖKÜŞ
Artonya ve hükümdarlığı altındaki diğer ülkeler, gerçekleşen bu garip evliliğin esintisi altındaydı. Zaman hızla akıyor, mevsimler mevsimleri kovalıyordu. Ülkede ki birçok şey de aynı hızla değişiyordu. Aradan geçen iki yılın ardından, Artonya yenilikçi bir ülke haline gelmiş, halk ise radikal değişime çok çabuk uyum sağlayabilmiştiler. Kral Alagos kötüleşen sağlık problemleri ve ilerleyen yaşı nedeniyle odasından dahi çıkamaz hale gelmiş, yinede ülkesinin emin ellerde olduğunun huzuru içindeydi.
Elıys ise teslimiyetci tavrını daha da ilerleterek, neredeyse tüm yetkileri kocası olan General Langord'a vermişti. Öyle ya, kral kadar kendisininde Langord'a karşı sağlam güveni vardı. Evliliği içerisindeki iki yıl boyunca, Langord İnsan üstü çaba ile kendilerine ispatlamıştı.
Langord'un liberalist yanı, egemenliği altında ki her ülkeye yansımış, tüm ülkeler özgürlükcü düşüncelerini rahatça savunabiliyordular. Eşitçilik neredeyse sokaklarda dahi kendini hissettiriyordu. Sanata ve öğretime fazlasıyla önem veriliyordu. Halkın çoğunluğu Langord ile gelen bu yeni akımdan memnun kalmakla birlikte, yeni değişimlerin heyecanı içindeydiler. Langord neredeyse tek adam olmuş ve kendi özgür kararlarını dahi alabilecek noktaya gelmişti. Keskin zekası ve ileri görüşlüğü sayesinde, savaşlara gerek kalmadan ülke ekonomisini zirveye çıkarmayı başarmıştı. Zengin bir krallık olan Artonya, Langord'un sayesinde tüm dünyada gıpta ile bakılan refah bir ülke haline gelmişti. Herşey mükemmel ilerliyor, Langord'un diğer ülkelerle yaptığı sınır anlaşmaları ile insanlar ticaretlerini genişletmeye başarmıştı. Elbette bu daha çok sermaye ve daha çok para demekti. Artonya halkı her yerde öncelikli halk oluyor ve Artonya'lı olan her kişi itibarlı, seçkin sayılıyordu. Langord'un bir diğer atılımı ise, yeni isimleri etrafında toplamaktı. Yeni atamalar ile komiteye etkin kişiler atamıştı. Ve hatta Generalleri dahi kendisi atıyor, güçlü ordularına yeni nizamlar oluşturuyordu.

Dübryan ve Evılyn süratle değişen sistemden pek de memnun değildiler. Nedeni ise Elıys gibi bir komutanın neden bu kadar kendini geriye çekmiş olmasıydı. Onlar prensesin adamlarıydı ve sadakat yeminleri Elıys için geçerliydi. Bu nedenle Forgest'de daha yakın duruyorlardı. İkiside tecrübeliydi ve biliyordularki bir ülke ne kadar çabuk değişiyor ve de yükseliyorsa mutlaka ağır bedelleride yanında getiriyor olmasıydı. İkisininde hoşnutsuz tavrı Langord'un dikkatinden kaçmıyordu bu sebeple onları sürekli olarak geri plana itmeye çalışıyordu. Forgest, Dübryan ve Evılyn'ın dokunulmazlığı vardı, çünkü onlar Elıys'ın adamlarıydı ve elbette onlarda sözü geçen etkin kişilerdendiler. Malesef Langord'un sadece bu konuda söz hakkı yoktu.
Bu gidişat en çok Dübryan'ı etkiliyordu ve bir türlü prensesin neden bu denli kendini silik bir hale getiriyor olmasını kabul edemiyordu. Neden kendini geri çekmiş ve arka planda kalmayı tercih etmişti? O insanları titreten ve tek sözü ile devrim yapan kudretli kadın nerede? Üzgün, kızgın ve de şaşkındılar. Eski günleri özlüyor, tek lider olarak benimsedikleri kadının geri gelmesini istiyordular. Ama ne yazık ki bu artık sadece hayalde kalıyordu. Çünkü Langord yükseldikçe, Elıys küçülüyordu...

Elyıs yeni umutlar, yeni başlangıçlar ile geleceğini şekillendirmek adına yapmıştı bu evliliği.. Elbette artık o da mutlu olup, sevdiği adam ile uzun bir yola çıkmıştı. Genç ve sağlıklıydı, üstelik hiç kimsenin sahip olamıyacağı bir ünvana sahipti. Güç, iktidar, varlık gibi daha bir çok şeye sahipti. Sıra anne olmaya gelmiş, kendinde bulunan tüm özellikleri çocuklarına nakletmeliydi...