SON ELIYS

2.3K 186 256
                                    

1'Cİ SEZON SONU

Müzik:Pauls Dream
Hans Zimmer

Ölümün soğuk nefesini ta ruhunun derinliklerinde hissetmişti. Neler olduğunu anlayamayacak kadar şaşkındı. Önce gözlerini araladı ve hissiz vücudunu anımsamaya başladı. Kolundaki ağırlığa odaklandığı an başını eğerek dehşetle irkildi. Öldüğünü düşündüğü kocası keskin bakışlarıyla ona izliyordu. Silah ateş aldığı an Tuğrul, Esin'in kolunu hızla kavrayarak kurşunun hedefini değiştirmişti.
Esin korku ve endişe içinde aklını toparlamaya çalıştı. Titreyen dudaklarıyla:

"Hayır! Hayır hayır hayır! Bu olamaz, olmamalı sen ölmüştün. Senin ölmen gerekiyordu. Tam kalbinden vurdum seni!"

Ayağı kalkıp kaçacak fırsatı dahi bulamadan, hızla dizlerinin üstünden emekleyerek duvarın dibine doğru ilerledi. Sırtını duvara yasladı ve zangırdayan dizlerini kucağına doğru toparladı. Yüzü kireç kadar beyazdı ve ne olduğunu bilmediği bu adamın onu öldüreceğinden emindi. Kalbinin durması neredeyse an meselesiydi. Tuğrul soğuk bakışlarıyla yavaşça yattığı yerden ayağa doğru kalkarak elini kan içinde olan gömleğine dokundurdu.
Yüz ifadesi korkunç bir hal almışcasına iki eliyle gömleğinin kenarından tutup tek hamleyle yırtarak üstünden fırlatıverdi. Duvarın dibinde korkuyla titreyen karısına doğru bakışlarını süzerek baktı. Esin iki eliyle yüzünü kapatarak:

"Lütfen lütfen yaklaşma!"

Tuğrul onun sesine sağırmış gibi ufak adımlarla yürümeye devam etti. Esin elini gözlerinden çekti ve kan ter içinde etrafına bakındı.
Panikle gözlerini dolaştırdığı sırada yine yerde duran silaha odaklandı. Süratle olduğu yerden koşarak silahı yeniden eline aldı. Tuğrul bir makina gibi hissiz ve duygusuzdu.

İki eliyle anca tutabildiği silahı kocasına doğru yöneltti ve ardı ardına rastgele ateş etmeye başladı. Tuğrul hiçbir şekilde yağan kurşunlardan etkilenmiyordu. Silahta kalan son kurşunuda sıkana dek ateş etti. Kocası o sırada tıpkı bir kaya parçası gibi dimdik duruyordu.

Esin ile arasında sadece bir iki adım vardı. Donuk ve farklıydı. Yüzünde garip alaycı bir ifade ile karısına bakıyordu. Eğildi ve yerde duran gömleğini alarak, bir paçavra misali vücudundaki kanları temizlemeye başladı. Esin gördüklerine inanamamıştı, çünkü kurşun yaraları hızla iyileşiyor ve o buna birebir şahit oluyordu.
Esin onu öldüremiyeceğini anladığı an çaresizce gardını düşürdü ve ellerinin arasında duran silah kayarak yere düştü. Son gayretiyle baktı karşısında duran ve ne tür bir yaratık olduğunu bilmediği adama.

"Nesin sen? Ne tür bir varlıksın?"

Tuğrul etrafına bakındı ve yeniden dikti bakışlarını korkudan ölmek üzere olan karısına.
Sakin hissiz sesiyle:

"Demek bunu gerçekten yapabildin! Beni öldürmeyi göze alabildin. Öyle ya, ELIYS'ın hiç şakası yoktur. Bunu tamamen unutmuşum"

Esin bu ismi duyduğu an birkaç saniye suskun kalarak yutkundu.

"ELIYS'mı? Onu nereden biliyorsun? Bu adı nereden biliyorsun? O sadece benim hayallerimin bir ürünü sen Elıys'ı nereden biliyorsun? Söyle!"

Tuğrul saçma bir şekilde mütemadiyen gülümsüyordu. Esin yeniden duvara doğru geri adımlarla ilerledi ve sırtını bulunduğu yere yaslayarak:

"Sen bir şeytansın! Şimdi anlıyorum. Hakkınızda söylenenler gerçekmiş. Beni bulman tesadüf değildi değil mi? Size bir kurban gerekiyordu, nedenini bilmiyorum ama bu defa kurban olarak beni seçtiniz"

Tuğrul donuk, buz gibi bakışlarıyla onu dinliyordu.

"Her şey ama herşey bir oyundu!! Sen ve kurduğun tarikatın korkunç planları vardı ve ben bu oyunun bir parçasıydım! "

ELIYS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin