Arkadaşlar bazı talihsizlikler nedeni ile haziranda bitirmeyi düşündüğüm final bölümünü malesef şimdi vermek zorunda kaldım. Üçüncü ve son sezonda Elıys intikam ile yeniden soluk kesen bölümler ile devam edeceğiz. Bu kitabı bitirdikten sonra birkaç bölüm yazdığım ve en az Elıys kadar güçlü kurgum olan ÇÖLÜN ÖLÜM UYKUSU adlı kitabıma devam edeceğim. Bu defa sizleri ortadoğu esintisi taşıyan, gizemlerle dolu bir aşk yolculuğuna götüreceğim. Umarım final bölümüm beklentinizi karşılar. Açık konuşmak gerekirse ben yazarken dahi çok etkilendim. Şimdi sizleri hikayemle başbaşa bırakıyorum. Yeni sezonda Esin ve Tuğrul ile buluşmak dileğiyle. Hoşçakalın🙏
***
İkinci sezon final bölümüGAZAP YOLCUSU
Müzik:Likea dog chasing
Harap olmuş bir dünyada yapayalnızım artık, ardı yok ötesi yok. Elimde olan herşeyimi aldın.
Dostumu, düşmanımı,
Tahtımı, saltanatımı, Doğmamış bebeğimi, umutlarımı, yarınlarımı.
Bana ait ne varsa kahpece söküp kopardın benden!
Beni yendin, çünkü beni hiç tanımadığım bir silahla vurdun. Ben Aşk'ın bir silah olabileceğini bilemedim. Şimdi, sen bu kadar kolay olacağını mı sanıyorsun? Tanrılar adına and ediyorum ki bende seni aynı silah ile vuracağım. Üstelik birkere değil, binlerce kez! Bedeli her ne olursa olsun, aynı gazabı sende yaşayacaksın, alçak Langord! Bana öğrettiğin tek şey sevginin ve aşkın dünyanın en tehlikeli hastalığı olduğuydu. Sonsuzluk senin azabın olacak! Yaşadığın halde ruhun ağır ağır çürüyecek! Her sevdiğin kişiyi eşini, evladını, dostunu, sen yakacak, sen uğurlayacaksın! Yasın, matemin hiç bitmeyecek!
Dünya zindanın, sen ise sonsuz bir mahküm olacaksın. İfritler yoldaşın, gazap suyu ise içeceğin olacak! Gecen gündüzün bir olup, zaman celladın olacak!
Her yeşerttiğin solacak, her bağlandığın elinden kum misali akıp gidecek! Ruhun çürürken, yine de yaşamaya devam edeceksin! Ve Birgün intikam için yeniden geleceğim, işte o gün kaçabildiğin kadar uzaklara kaç, kaçarken ateşinide yanında götür! Ama nereye gidersen git, bastığın toprak, aldığın nefes yine ben olacağım!...***
Elıys, yaralı ruhu ile hazanda fırtınaya kapılmış kuru yapraklar gibi süzülüyordu. Yaşadığı hezeyan dolu anlar benliğini bir canavara dönüştürmüştü. Langord ve Ametaya, kalbinin tam ortasına kancalarla dolu zincirleri saplamış, bedeninden söküp almıştılar. Gerçekleştireceği lanetin anlamını bile bile bu yola koyuldu. Bir bakıma kendisini feda ederek, üstelik orada yaşayacaklarını umursamadan. Tek gayesi İntikam almak olan, ruhsuz bir cesetdi. Peki ama bunu nasıl başaracakdı? O sıradan biri değildi ve elbette intikamıda sıradan olmamalıydı. Ölümün Langord için ödül sayılacağını düşünecek kadar nefret doluydu. Kendisine olan öfkesi ise Langord'a olan öfkesinden çok daha büyüktü. Kendisinide cezalandırmak için değil miydi bulduğu sonuç? Kendisini affedemez, nasıl olurda yalancı bir rüyaya dalıp, olup biten herşeye bu kadar ilgisiz kalmıştı.
Suçluydu, enaz onun kadar. Öylesine korkunç bir son istiyordu ki öldükten sonra dahi Langord denen alçağın, ızdırap çekmesini sağlayacak olan intikamın peşine düştü. Atına atladı ve at üstünde dörtbin kilometre mesafe sayılan uzun yolculuğun stardını verdi. Gece, gündüz durmaksızın sürecek olan yolculuğunun rotası ise Asya idi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELIYS (+18)
Mystery / ThrillerAsırların içerisinde daha kaç kez öldürecekti kendisini? Kaç yüzyıl daha acı çekecekti? Bir yandan ölesiye nefret ettiği, öte yandan da, yüzyıllarca ondan başkasını sevemeyeceği tek adam uğruna... İmrenerek baktığı tüm o görkemli hayatın, aslında t...