Ne zaman ki evet bu defa oldu diye düşünsem, kader inatlaşır gibi benimle "öyle mi? O halde hemen yerle bir edelim" Der gibiydi.
Hiçbir yere sığamıyordum. O sıralar tek limanım Pervin'di ama ne yazık ki o eskisi gibi değildi. Garip bir şekilde hep yoğundu. Ne zaman arasam, bir işi olduğunu söyler geçiştirirdi.
Evde de durumlar pekte iyi sayılmazdı. Annem sürekli evlenmem yönünde baskı yapıyor, Aylin ise hala bana çok kızgındı. Mete'de uzun zamandır ortalıkta görünmüyordu.
Bende kendimi tamamen işe vermiştim. Sabahın erken saatlerinde işe gidiyor, hatta bazen işyerinin hala açılmadığını görüp Tomris beyin geleceği saati beklerdim. Çünkü moda evini hep o açardı. Bazen kapıda beklediğimi görür ve bana kızardı.
"Neden bu kadar erken geliyorsun?"
"Çalışırken kafam dağılıyor efendim."
O gün Tomris bey çok sessizdi. Moda evinde ikimizden başka kimseler yoktu. Durgun, huzursuz bir hali vardı. Ara ara elini göğsüne değdiriyorum ve elleri titriyordu. Hasta mıydı acaba? Atölyede kumaşları açarken bir ara durup derin bir nefes aldı. Kolundan tutarak:
"İyi misiniz efendim?"
İyi olmadığını biliyordum. Onun için endişeliydim.
"Lütfen efendim bir hastaneye gidelim. Pek iyi görünmüyorsunuz"
Yüzüme bakarak zoraki gülümsedi.
" Yok birşey, gece pek uyuyamadım ondan sanırım. Hadi bize birer kahve yapta karşılıklı içelim"
Mutfağa giderek ona bir kahve yaptım. Tepsiyle odasına girdiğim sırada onu yerde yatarken buldum. Çırpınıyor ve nefes alamıyordu. Telaşla koştum yanına.
Hemen 112 yi arayıp bir ambulans çağırttım.
Sürekli olarak göğsünü tutuyordu.Evet sanırım kalp krizi geçiriyordu. Hemen aceleyle gömleğinin düğmelerini çözdüm. İki avucumu üst üste koyarak, elimin ayasıyla kalp masajı yapmaya çalıştım. Hiç durmadan, sürekli olarak suni tenafüs yaparak kalbini pompaladım. Ta ki ambulans gelene dek. Gelen görevliler hemen müdahale ederek hastahaneye götürdüler.
Bende onlarla birlikte gittim.Hiç bekletmeden Yoğun bakım ünitesine aldılar. Onun için gerçekten çok endişeliydim. Koridorda oturup beklemeye başladım. Birkaç saatin ardından doktor dışarı çıkarak bilgi verdi. Ağır bir kalp krizi geçirdiğini, ilk müdahalemin hayatını kurtardığını söyledi. Damarlarında tıkanıklık olduğunu stent takmaları gerektiğini açıkladı. Şuan için kontrol altında olduğunu, tehlikeli bir durumu olmadığını anlattı. Bir kaç güne çıkabilirmiş hastaneden.
Tomris beyin telefonu bendeydi. Birilerini aramak istedim ama maalesef telefonu kilitliydi. Bende Mete'yi aradım fakat maalesef ona da ulaşamamıştım.
Bir saat sonra telefonu çalmaya başladı. Arayan Ege idi."Alo sende kimsin?" Tomris bey nerde?"
" Ben Esin Ege bey. Tomris bey hastanede. Kalp krizi geçirdi maalesef. "
" Ne! Ne diyorsun? Hangi hastane çabuk söyle! "
Söyledikten sonra telefonu hemen yüzüme kapattı.Tomris beyi görmek istediysemde buna izin yoktu. Sonrasında hastane gelen ziyaretçileriyle dolup taştı. Artık yapacak birşeyim yoktu burada. Ege yanıma gelerek:
" Hadi sen işe dön! "
Peki diyerek işyerine döndüm.
Arada durumunu öğrenmek için hastahaneyi arıyor, iyi haberlerini alıyordum. Ben ve bir bayan elemanın dışında herkes hastanedeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELIYS (+18)
غموض / إثارةAsırların içerisinde daha kaç kez öldürecekti kendisini? Kaç yüzyıl daha acı çekecekti? Bir yandan ölesiye nefret ettiği, öte yandan da, yüzyıllarca ondan başkasını sevemeyeceği tek adam uğruna... İmrenerek baktığı tüm o görkemli hayatın, aslında t...