Gözlerimi ağırca araladım. Her yer belli belirsiz hayal ve gerçek arası ve ben
Odamda yatağımda yatıyordum. Terden sırılsıklam olan geceliğim tenime yapışıyordu. O kadar bitkindim, üstüme örtülen ince örtüyü kaldırmak için bile çaba sarfetmek zorunda kalmıştım. Sendeleyerek ayağa kalktım, dengemi sağlayabilmek için yatağımın başındaki metal başlığa tutundum. Yalın ayak bir iki küçük adımlarla kapıya doğru yürüdüm. Direncim tamamen yok olmuş halde banyoya zar zor ilerlemeye çalıştım.Lavaboya tutunarak musluğu çevirip avuçlarıma doldurduğum suyla yüzümü yıkadım. Başımı kaldırıp aynaya baktığımda aynada yürüyen küçük bir böceği fark ettim. İki parmağımla onu oradan aldım ve şuursuzca parmaklarımın arasında kıvranan küçük kurtcuğu izledim. Ardından lavaboya atarak musluğu açtım ve onu yok olana dek izlemeye devam ettim. Başımı yeniden kaldırıp aynaya baktığımda, dehşetle irkildim çünkü binlerce kurtçuğun olduğunu gördüm. Üstümü tamamen kaplamıştılar ve neredeyse tüm bedenimde ve banyonun her yerindeydiler. Çıldırmışcasına panikle üstümden atmaya çalışıyordum. Ne kadar uğraşsam, nafile sanki gitgide çoğalıyordular. Olduğum yere çöküp avazım çıktığı kadar çığlık çığlığa bağırmaya başladım! O an korkudan öleceğimi düşünmüştüm.
Kapı aniden sertçe açıldı. Annem yere çökmüş
"Esin!! Esin!!!"
diye bana bağırmaya başladı. Tüm bedeni ile beni sarmalayarak sımsıkı sarıldı.
"Yok bir şey tatlım. Kâbus, hepsi kabus gerçek değil"
O denli yitirmiştimki benliğimi annemin sesini dahi duymuyordum. Kollarımdan tuturak beni sertce silkelemeye başladı. İşte o an, müthiş bir acı hissettim suratımda. Annem yüzüme öyle sert bir tokat patlatmıştıki ister istemez kendime gelmek zorunda kalmıştım. Tokatın şiddetiyle kendime geldiğimde susup ellerimi kulaklarımdan yavaşça indirdim ve gözlerimi araladım.
O an sadece anneme sarılmak istedim hemde sımsıkı. Öylesine çaresizdim ki, her gün daha da kayboluyor ve ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyordum...
Acı içinde anneme baktım. Ağlamaktan göz kapaklarım şişmiş, kan doldurmuştu ağlamaktan."Anne, neyim var benim? Neden bende herkes gibi olamıyorum? Ne zaman bitecek bu? Dayanamıyorum artık tükeniyorum anne!!!"
Annem saçlarımı okşayarak:
"Bitecek tatlım, söz veriyorum sana bitecek."
O sırada gözlerim Aylin'e çarptı, sadece duyulan seslere gelmiş ve vurdum duymaz tavrıyla bakıyordu acınası halime. Banyonun kapısında kayıtsızca yüzüme bakıyor, anlamsız bakışlarıyla süzüyordü beni.
Annem: "hadi tatlım bir duş alalım"
Evet çünkü korkudan altımı ıslatmıştım. Duş aldırıp temiz çamaşırlar giydirdikten sonra yatağıma yatırdı beni."Şimdi daha iyi misin?"
"Ne oldu anne bana?"
Annem yatağımın kenarına yanıma oturdu. Yüzüme düşen ıslak saçlarımı yana çekerek:
"Seni bir bankın üstünde baygın bulmuşlar yağmurun altında. Kim bilir ne kadar kaldın? Seni hemen hastaneye kaldırmışlar. Beni aradılar. Ateşler içinde yanıyormuşsun, doktorlar müdahale etti hemen. Üç gündür uyuyorsun."
Evet şimdi anımsıyorum, hayal meyal hatırlıyorum. Pervin'i hatırlıyorum kısacık bir an, birde penceremin yanında duran birini.
Elini anlıma koyarak:"Korkma tatlım, şimdi iyisin bak ateşinde düşmüş."
Aylin'i ve Birsen'i hatırlamıyorum.
"Beni merak ettiler mi?"
"Tabi ki bitanem hep yanındaydılar."
Annem iyi yalan söyleyemiyor maalesef.
Üç gün koca üç gün uyumuşum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELIYS (+18)
Mystery / ThrillerAsırların içerisinde daha kaç kez öldürecekti kendisini? Kaç yüzyıl daha acı çekecekti? Bir yandan ölesiye nefret ettiği, öte yandan da, yüzyıllarca ondan başkasını sevemeyeceği tek adam uğruna... İmrenerek baktığı tüm o görkemli hayatın, aslında t...