Asırların içerisinde daha kaç kez öldürecekti kendisini? Kaç yüzyıl daha acı çekecekti? Bir yandan ölesiye nefret ettiği, öte yandan da, yüzyıllarca ondan başkasını sevemeyeceği tek adam uğruna...
İmrenerek baktığı tüm o görkemli hayatın, aslında t...
Genç kız süper mini eteği ile otelin büyük kapısından içeri girdi. Kusursuz ve seksi vücuduyla yürürken insanların bakışlarını ve dikkatini tamamen üstüne cekiyordu. Mavi deri çeketinin fermuarını çekip otelin asansörüne ilerledi. Asansöre binerek otuzuncu katına bastıktan hemen sonra çantasından çıkardığı ateş kırmızısı rujunu çıkararak dolgun dudaklarını boyarken asansör ağırca yükseliyordu. Otelin en lüks suit odasının hemen kapısında bir süre durdu ve etrafa şöyle bir bakındı kaskatı yüzüyle. Elini kapının koluna atarak kapıyı açtığı an büyük bir gülümsemeyle içeri daldı. Kırklı yaşlardaki adam bornozuyla koltukta oturmuş içkisini içerken fonda çalan opera müziğini keyifle dinliyordu. Kız yüksek topuklu şeffaf çizmeleriyle adamın yanına yaklaşarak cilveli edasıyla kucağına oturuverdi. Adam elini kızın vücudunda gezindirirken bir yandan da ceketini çıkardı. Biraz mıncıklayarak onu öpmeye başladı yağlı, şişman teniyle. Kıza tıpkı yırtıcı bir hayvan gibi davranırken her yerini yokluyordu. Kızın dudaklarını öperken kız kusmamak için kendini zar zor tutuyordu. Adam inanılmaz derecede pis kokuyor, tıpkı bir leş gibi buram buram kokusu her yere yayılıyordu.
Kız ayağı kalktı ve adamın arkasına geçerek ellerini adamın boynuna doladı. Ufak ufak masaj yaparken adam zevkle kendinden geçmişti. Kız bir eliyle boynunu okşarken diğer elini sakince çizmesine doğru indirip, içinde sakladığı susturucu silahını çıkardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Birden kolunu adamın boynuna dolayarak elinde tuttuğu silahı adamın ağzına sokuverdi. Bir saniye dahi tereddüt etmeden iki kez tetiğe bastı. Adam olduğu yerde can verirken vücudu hala titriyordu. Kız koltuğun yanında duran yastığı aldı ve adamın ensesine doğru tutarak kanın sıçramasını engellerken adam çoktan ölmüştü bile... Adamın öldüğünden emin olduktan hemen sonra özel bir hatla tuşa basıp istediği aramayı gerçekleştirir. Telefon sadece bir kere çaldıktan sonra telefonun diğer ucunda bekleyen kişi Nancy'di. Sert sesiyle:
"Kargo postalandı mı?"
Kız elindeki kanı temizlerken:
"Evet efendim, postaya verdim"
Ve telefonu kapatarak banyoya doğru gider kız. Yüzündeki yoğun makyajını temizleyerek başındaki peruğunu çıkarır. Kıvırdığı eteğinin boyunu dizine kadar uzatıp ceketini ters düz yaptıktan sonra çiçek desenli bölümünü giyer. Ayakkabılarına küçük bir aparatla monte edilmiş topuklarını çıkararak kendine sade bir hava verir. Önceden boş olduğunu tespit ettiği yan taraftaki odaya, pencereyi açarak pervazından bir metre uzaklıktaki balkona atlar. Kapı kilidini kolaylıkla kırarak odadan çıkıp kocaman yuvarlak gözlüklerini takar. Sonra da elini kolunu sallayarak otelden sakince sade bir müşteri gibi ayrılır.
