Konakta yine bir telaş vardı. Uraz iyileşmişti,çok sevgili ortağı Su'da simdi hasta ziyaterine geliyordu! Adam iyilesti daha ne geliyorsa?
Uraz Beyefendi'de simdi Su Hanım'ı havaalanından almaya gitti. Neymiş efendim kendisi gelemezmiş! Hah cokta umrumda ya sanki!
Avluda bir yandan volta atıyordum diğer yandanda Ates'in gazını cıkarıyordum. Bu aksamda diger konakta mevlüt vardı. Bugün ogluşumun doğumundan 40 gün gecmisti. Tabiki asıl sorun bebeğim tüm herkesin kucagında gezecek olmasıydı.
Tabi ben böyle birseye sıcak bakmıyordum,ya biri düşürürse? Çoluk çocuğun elinede vereceğiz,ya biryeri acırsa?
Bunu engellemek icin ugrastım ama kaynanamla aramın bozulmasını istemiyordum. Uraz'ın canını sıkıyordu o zaman. Avludaki sofraya göz attım. Herşey tam gibi görünüyordu. Aman ne hoş! Sabahın 10:00'ydı be. Oğlumun şuan uyuyor olması gerekiyordu. Son zamanlarda uykusuz kalmıstım göz altımda morluklar olusmustu sacım basım darma dumandı,manikür pedikür yaptırmıyordum...
Anne olmak cidden zor iş.
Konağın kapısı acılınca gözüm ister istemez kapıya kaydı. Su götüne kadar sortuyla urazın dikkatini dagıtmaya calısıyordu,tabi ben bunları yemem!
Uraz gülerek bana baktı. Su ile yanıma geldi.
Su "merhaba mira." dedi.
"Sanada,hosgeldin." dedim mesafemi koruyarak.
Tokalasmak istediginde yüzümü buruşturdum.
"İnan bunu şuan istemezsin,iğrenç derecede kusmuk kokuyorum." dedim açıkca.
Su yapmacık ve itici bir sekilde gülümsedi.
"Sonra o zaman."
"Ayşe teyze?" diye seslendim. Ayse teyze kosarak geldi.
"Acaba su' ya odasına kadar eslik edermisin? Esyalarını yerlestirsin."
Ayse teyze beni onayladı. Ayse teyze önde,Su arkadan ilerlemeye basladılar.
Uraz saclarıma bir öpücük kondurdu.
"Cennet kokulum..." diye fısıldadı.
"Uraz suan kusmuk kokuyorum." dedim gülerek.
"Bu kokuyu sadece ben hissedebiliyorum. fazla konusma sen." dedi gülerek.
"Allah allah,nasılmış o?" dedim
"Meslek sırrı güzelim." dedi alayla. Ateş'i kucağına verdim.
"Birazda babaya kus oğlum." dedim gülerek.
Uraz Ates'in kokusunu icine cekerek narin bir öpücük kondurdu.
Odama cıkarken Su telefonla konusuyordu istemsizce kulak misafiri oldum.
"Evet... Oğlu var ve evli anne ama seviyorum napabilirim? Ama onları asla ayırmam! Görsen ne güzel ilişkileri var."
Dişlerimi birbirine bastırdım. Saçını başını yolmak istiyordum bu kızın!
Sakin ol Mira! Sırası değil. Odama girdiğim an kendimi banyoya attım. Şu kusmuk kokusundan kurtulmam gerekiyordu. Vakit kaybetmeden sacımı ve vücudumu sampuanladım. Eski formuma tekrardan dönmüştüm,yine oldukca zayıftım. Evet itiraf ediyorum yedikce kilo almayanlardanım. Kıskanabilirsiniz.
Bornozumu giyindikten sonra sacıma havluyu sardım. Odaya gectigimde dolabımı actım. Beyaz bir tsort,pantolon kısmı dar olan kot tulumumu cıkardım. ic camasırlarımı giydikten sonra cıkardıklarımıde üzerime gecirdim. Ayagımada beyaz air force'lerimi giyindikten sonra sacımı tarayıp kuruttum.
Makyaj masasına gecip ince bir eyeliner,rimel ve pembe ruj sürdüm saclarıma ceki düzen verdikten sonra kahvaltıya indim. Uraz ve Su gülüşüyorlardı.
Sabır ver Yarabbim!
"Ateş nerede?"
"Ayşe teyzeye verdim. Uyutacak."
"Ben daha karnını doyurmadımki."
Yerimden kalkarken Uraz kolumdan tuttu.
"Otur kahvaltını yap,sonra doyurursun Ateş'i. İyice kilo verdin."
Yerime oturdum,Uraz tabagıma kahvaltılıkları doldurdu. Su ise öylece izliyordu bizi. Bundan biraz rahatsızlık duydum. Sonucta o Uraz'a asıktı.
Uraz'ın elindeki kahvaltılık tabağını aldım. Ve masadaki eski yerine koydum.
"Yeterli tesekkür ederim." dedim gülümseyerek.
Kahvaltımı yaparken,bir yandanda gizlice Su'yu dikizliyordum.
Tabağımdakileri iştahla mideme indirdikten sonra portakal suyumuda bitirdim.
"Ben doydum." dedim küçük cocuklar gibi uraza.
"Oğlanı doyur,ondan sonra sizi diger konaga bırakıp sirkete geceyim."
Yerimden kalkıp Ateş'in odasına ilerledim.
Odaya girdiğimde ayse teyze bıkkın bir sekilde Ates'i uyutmaya calısıyordu beni görünce "heh! Annede geldi yakısıklı." dedi.
Ates'i gülümseyerek kucagıma aldım.
"Cok sagol ayse teyzem ya. Sen olmasan yemistim ayvayı."
Ayse teyze kahkahasının ardından "olurmu hic güzel kızım,evde fazla is olmuyor zaten." dedi.
Gülümsedim. Ayse teyze odadan cıkınca koltuga yerlestim ve Ates'i emzirmeye basladım.
"Nasılda acıkmış benim yakısıklı oğlum." dedim neşeyle.
"Bugün herkesin elinden geçeceksin,ağlama tamammı? Hatta ağla oğlum,seni sacma islere kullanıyor babaannen." diye homurdandım.
"İleride senin cocugun olursa ben öyle birsey yapmam merak etme oğlum. Ben anneannen gibi olmayacağim hiç,seni en mutlu gününde asla yanlız bırakmayacağım,yaralandığında yanlız bırakmayacağım." diye fısıldadım.
Kafamı kaldırdığımda gözüm duvara yaslanmış olan Uraz'a carptı.
"Sen... Ne-ne zamandan beri oradasın?" dedim kekeleyerek.
"Önemi yok,doyduysa cıkalım artık."
Gözümü Ateş'e diktim. Uyumuştu bile.
"Ta-Tamam in ben geliyorum."
Uraz odadan cıktıgında Ates'e baktım.
"Basıldık oğlum." diye fısıldadım.
Ates'in üzerine beyaz gömleğini,arabalı tulumunu giydirdim.
Oyuncak bebek giysileri gibiydi,minicik.
İstemsizce dudaklarım yukarı kıvrıldı.
Önceden anne olmak aklımın ucundan bile gecmezdi. Hatta evlenmeyi bile düsünmüyordum. Sonum olduğunu düşündüğüm evlilik benim miladım oldu.
Ana kucağını taktıktan sonra odadan cıktım. Merdivenlerden yavasca indim,sonunda avluya ulastıgımda Uraz ve Su gülüşüyorlardı. Sakin olmalıydım. Ama olamıyordum işte! Kocamla fingirdiyordu lan resmen! Yada benmi abartıyordum? Hayır ya!
Konaktan cıkarken,bilerek dış kapıyı sesli bir sekilde actım. Sonunda dikkatlerini cekebilmistim. Aman ne hoş!
Konaktan cıktıgımda ardından onlarda cıktı. İzbandut arka kapıyı actığında uraza sinirle bir bakış attıktan sonra bindim. Uraz sürücü koltugunda yer alırken,suda onun yanındaki yolcu koltuguna oturmustu. Onun orda ne isi vardı be! Yok ben artık dayanamıyordum.
"Su sen ne zaman döneceksin Istanbul'a?"
"Bir hafta sonra."
Ateşin sarımsı saclarına öpücük kondururken "yuh." diye homurdandım.
Uraz dikiz aynasından bana ters bir bakış attı. Su "Anlamadım?" dedi.
Yapay bir sekilde güldüm.
"Şaşırmadım."
Su bozulmuştu. Kollarını önümde birlestirdi. Uraz birseyler homurdandı ama duyamamıstım. On bes dakikalık yolculuktan sonra araba durdu. Bir zamanlar cehennemimdi bu ev,simdi ise sadece Uraz'ın anne ve babasının eviydi.
Su arabadan hızla indi urazda inerken "şey inerken yardım edersen sevinirim." dedim. Uraz arabadan indi benim kapımı actı ve elini uzattı. Sag elimi Ates'in minik sırtına koydum sol elimlede Uraz'ın uzattığı elini tuttum.
Onun yardımıyla arabadan indim. Elimi bırakacağında izin vermedim. Su bizi konagın girisinde bekliyordu diyecegimi duyması imkansızdı. O yuzden sesli bir sekilde söyledim.
"Kocama asık olan bir kadına nasıl davranabilirim? Eğit beni bu konuda. Ve onun icin bana asla tavir alamazsın Uraz."
Uraz birsey söylemedi beni kendine cekip sakaklarıma öpücük kondurdu.
"Birsey demiyorum güzelim,tamam. Ama o bizim misafirimiz daha nazik ol."
Cevap vermedim. Konağa girdiğimizde Sevda anne hızlı adımlarla yanımıza geldi.
"Oy benim kuzucuğum gelmiş,aslanım." diyerek Ateş'in yanağına öpücük kondurdu.
Ardından Uraz'ın yanagına bir öpücük kondurdu.
"Hoşgelmişsiniz oğul."
"Hoşbulduk ana."
****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM
Ficción GeneralMİRA VE URAZ'IN HİKAYESİ,BİR AŞKIN HİKAYESİ BU... Mira deli dolu bir genç kız idi,babası onu pamuklara sarıp büyütmüştü. Hayatını hep özgürce yaşamıştı. Mardin'e taşındı. Cok seviyordu o sehri,rüya gibi bir yerdi sanki. O sehir onun Cehennemi olursa...