~~~~~
Uraz'ın beni öptüğünden beri hiç konuşmuyorduk. Şuan Mardin'e dönüyorduk ve uçaktaydık. Ben.. Sanırım utandığımdan konusamıyordum peki o neden konuşamıyordu? Odun işte.
Gözlerimi kapadım. Uyusam iyi olurdu.~~
"Uyan." Uraz'ın sesiyle gözlerimi araladım. "Emniyet kemerini tak,inise geciyoruz." dedi.
Emniyet kemerimi taktım.
Ucak inis yaptı. Ucaktan indim. Uraz telefonuyla mesguldu.
Birini aradı,ardından telefonu kulagına götürdü.
"Birseymi oldu su? Beni aramışsın."
Uraz güldü. Bu sacmalıga artık dayanamıyordum. Uraza dogru yaklastım aniden telefonu elinden cektim ve kulagıma götürdüm.
"Bana bak kızım, bir daha kocamı ararsan o sarı sacını tek tek yolarım!" diyip telefonu kapadım. Uraza dogru telefonu uzattıgımda uraz pür dikkat beni izliyordu.
"Eğer onunla benim aramda kaldıysan; o aralıkta geber inşallah." diyip yürümeye basladım.
Urazdan nefret ediyordum!
Koluma bir el yapısınca durmak zorunda kaldım.
"Kıtmısın kızım sen? Onu sevsem seninle niye evleneyim!"
Sesi oldukca sertti.
"Bosanıyoruz." kolumu kurtarmaya calıstım ama nafile.
Uraz komik birsey demisim gibi güldü.
"Boşanmakmı? Bizi ancak ölüm ayırır Mira."
Kolumu hızla cektim. Ve tekrardan yürümeye basladım gözlerim dolmuştu. Gözümün önünde su denen sürtükle fingirdiyor simdide dediklerine bak! Tam bir fiyasko degilmi?
Havaalanından cıktıgımda korumalar beni gördü siyah arabanın kapısını açtılar ve "Hoşgeldiniz Hanımağam."
"Hoşbuldum." diyip araca bindim.
Gözümden akan yaşa bu sefer engel olamadım.
Uraz'da araca binince hızla elimin tersiyle yaşı sildim.
Uraz "niye aglıyorsun karagözlüm?" diye sordu.
"Dengemi bozuyorsun." diye itiraf ettim.
Her konuda dengemi bozuyordu işte!
Uraz beni kendine cekti ve sarıldı.
Ne yapacagımı sasırmıstım,sarılsam olurmu?
Yavasca kollarımı boynuna doladım. Bu sefer cidden aglamaya basladım. Ne oluyordu bana? Delirdim sanırım.
"İşimiz bitsin söz bir daha konusmayacagım onunla aglama sen."
Sanki ona aglıyordum ben. Sadece dengem alt üst olmuştu.
Töre,asiret nedir bilmezken,suan onların geliniydim.
Uraz omzuma bir öpücük kondurdu. Uraz'dan kollarımı ayırınca,Uraz'da aynısını yaptı ardından gözlerimdeki yaşı sildi.
Araba durunca eve geldigimizi anladım.
Uraz önden ben arkadan konaga girdik. Aksam yemegi icin sofra hazırlanıyordu.
Canım kayınvalidemin(!) ve boran babanın elini öptüm.
Boran baba "hosgeldiniz kızım." dedi.
"Hosbulduk... Baba." dedim gülümseyerek.
"İyisiniz insallah?"
"İyiyiz kızım,iyiyiz."
Gülümsedim. Yanlarından ayrılıp odaya girdim. Uraz tsortunu cıkarmıs yatakta uzanıyordu.
Gözlerimi kapadım.
"Yuh! Burda sadece senmi kalıyorsun,ayıp be." dedim.
"Çıplak değilim,rahat ol ve gözlerini hemen ac."
Gözlerimi yavasca araladım. Cıplak olmadıgını biliyordum. Vücuduna göz gezdirdim.
Fitti. Ona bakmamaya calısarak banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Odaya geldigimde Uraz üzerini coktan degistirmisti.
Lacivert vücudunu ortaya koyan bir gömlek,siyah pantolon ve siyah parlak kemer takmıstı.
"Nereye gideceksin?"
"Sirkete."
"Peki." diyip odadan cıktım.
Herkes sofra'ya oturmustu. Bende yerime oturdugumda Uraz merdivenlerde görüldü. Mutfaktan cıkan Buke dikkatimi cekti,kocamı izliyordu.
Buke Uraz'ı seviyordu. Uraz kendisini seven biriyle neden evlenmedi ki? Ben onu her zaman sinirlendiriyordum. Ama Buke sinirlendirmezdi,zamanla Uraz'da onu severdi belki.
Uraz yanagıma bir öpücük kondurunca kendime geldim.
Ailesinin yanında olacak şeymi!
Kafamı öne dogru eydim.
Buke "hosgeldin Uraz." dedi.
Uraz'da "Hoşbulduk." dedi sogukca.
Yemek cok sessiz devam etti.
Boran baba "bir kahve icelim elinden gelin." dedi.
Gülümseyerek "tabiki hemen yaparım." dedim ve mutfaga ilerlemeye başladım. Mutfaga girdiğimde Fatma ve Buke oturmus sohbet ediyorlardı beni görünce sustular. Fatma gülümseyerek "birseymi oldu yengem?" diye sordu.
Bende gülümsedim.
"Ben kahve yapacaktım,ama yerlerini bilmiyorum." dedim.
Fatma basındaki yazmayı düzeltti ve yerinden kalktı,bu kıza yazma cok yakısıyordu. Kahveyi ve cezveyi cıkardı.
"Teşekkürler." dedim gülümseyerek.
"Önemsiz." dedi gülerek.
Kahveyi nasıl iciyorlardı? Sormayı unuttum.
Fatmaya döndüm buke fısıldayarak bisey diyordu.
"Kahveleri nasıl iciyorlar?" diye sordum.
"Uraz sade,boran amcam ve sevda yengem orta sekerli." diye yanıtladı buke beni.Kahveleri yaptıktan sonra büyük salona girmek icin tek elimle tepsiyi dengeledim. Kapıyı açacakken konusmalarına kulak misafiri oldum.
Sevda hanım "oğul,gel Buke'yi kuma alalım. Bu kız sana cocuk veremez evleli iki ay oldu hala cocuk haberi yok." dedi
Uraz "Suanlık yok." dedi.
Daha fazlasını dinlemek istemiyordum. Kapıyı actım beni görünce sustular zaten.
Kahveleri dagıttıktan sonra salondan cıkıyordumki boran baba durdurdu.
"Kızım?"
"Efendim baba?" dedim.
Oturmam icin urazın yanını gösterdi urazın yanına gidip oturdum.
Boran baba "bak kızım. Sen bizim buraları bilmezsin,Uraz ağadır aşiret bir aydan beri benı sıkıştırır bebek haberini bekliyor onlarda. Tabi bizde torun istiyoruz. Ve asiret yarın toplanıyor." dedi siveli aksanı ile.
"Ben...şey...yani..."
Uraz araya girdi.
"Baba mira hamile olabilir."
Uraz'ın söyledikleriyle gözlerim resmen yerinden fırlayacak sandım.
Sevda hanım ve boran baba gülümsedi.
"Evet,daha emin degilim ama mide bulantılarım bas dönmelerim oluyor(!)" dedim.
Boran baba "cok sevindim güzel kızım bir doktora gidinde baktırın." dedi. Ardından eliyle kapıyı gösterdi "cıkabilirsin."
Gülümseyerek odadan ayrıldım. Uraz beni büyük bir yalana sürüklemişti,baska caresi yoktu ama.
Mutfaga girdim. Buke ve Fatma gülerek konusuyorlardı.
"Aaa gel yenge otur sohbet ediyoruz."
"Sey... rahatsız etmeyeyim?"
"Sacmalama otur."
Fatmanın yanına oturdum. Buke bana ters ters bakıyordu.
Elif "kendinden bahsetsene yenge." dedi.
"Ben... Doguma büyüme İstanbulluyum. Babamın bir şirketi var."
Buke "üniversitede okumuşsundur sen." dedi.
"Evet." diye kısa bie cevap verdim.
Buke alayla "uraz okumak istemedi,bunu biliyormuydun?" diye sordu,Yalandı. Uraz üniversite okumuştu.
Koskoca UrSoy holdingin sahibiydi.
"Biliyordum." diye yalan söyledim. Yalana yalanla cevap verdim tabii.
"Niye evlendin o zaman? Aranızda fark var." dedi.
"Aşk canım. İlkte Uraz'dan nefret ediyordum ama suan ona deliler gibi aşık oldum,onun bana asık oldugu gibi."
Canını yakmak istemezdim ama sinir etmişti beni.
Buke yerinden kalktı ve mutfaktan cıkıp gitti.
Fatma "yenge... Şey ileri gittin biraz." dedi.
"Abine resmen cahil dedi Fatma." dedim.
"Bukeye..."
Sevda hanımın bagırışı Fatma'nın sözlerini kesti.
"Gelin!"
"Buyur Sevda hanım?" dedim tersce. Yüzüme yedigim sert tokatla avlunun ortasına düştüm. Agzıma bakırımsı bir tat geldi. Ve aniden sacımı tutup yerden kaldırınca cıglıgı bastım.
"Anne!" urazın sinirle bagırdıgını duydum.
Sevda hanım bana bir tokat daha attı. Gerisi karanlık....#####
Uyandığımda uraza sarılıyordum. Uraz kulagıma sarkı mırıldanıyordu. Sesi kötü değildi. Aglamaya basladım.
"Uraz... Canım cok yanıyor." dedim.
Dudagımda kaşımda bantlar vardı.
Uraz "gecti karagözlüm. Gidecegiz burdan." dedi. Sinirli oldugu belliydi.
"Uraz ben birsey yapmadım yemin ederim."
"Sonra konusalım bunları."
Uraz saclarımla oynamaya basladı.
"Uraz gidelim yalvarırım,götür beni buradan."
"Tamam kalkabilecekmisin?"
"Evet." dedim. Gözyaslarımı elimin tersiyle sildim. Yataktan dogruldum başımda ağrı vardı. Uraz'la birlikte odadan cıktık.
Yavaşca merdivenlerden cıktık avluya indigimiz an sevda hanımın sesi kulaklarıma doldu.
"Oğul..."
Uraz "anne git! Yakında buradan gidiyoruz. Yeni konak yaptırıyorum bir daha sakın Mira'ya yaklasma." dedi. Ardından Konaktan cıktık.
Uraz izbandutlardan arabanın anahtarını aldı kendisi sürücü koltuğuna,bende yanındaki sürücü koltuguna oturdum.
Uraz arabayı calıstırdı gazı kökledi.
"Uraz ne konagı?" diye sordum.
"Aslında bekledigim birseydi bu o yüzden bir ay önceden baslattım inşaatını simdi ise hızlandırdım. Bir aya biter."
"Teşekkür ederim. Sen... İyiki varsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM
General FictionMİRA VE URAZ'IN HİKAYESİ,BİR AŞKIN HİKAYESİ BU... Mira deli dolu bir genç kız idi,babası onu pamuklara sarıp büyütmüştü. Hayatını hep özgürce yaşamıştı. Mardin'e taşındı. Cok seviyordu o sehri,rüya gibi bir yerdi sanki. O sehir onun Cehennemi olursa...