Havanın güzelligine rağmen,icimde esen soğuk rüzgarlar beni sinirlendiriyordu.
Evet iyice sinirlerim bozulmuştu. Hamilelik hormonlarım şu meymenetsiz Poyraz'ın gelmesiyle devreye girmisti.
En ufak seyde sinirleniyordum.
Ayaklarımı uzatmış,Ateş ile beraber çizgi film izliyorduk.
Uraz işteydi,Poyraz'ıda alıp götürmüstü. Bir ise yarayıp,Uraz'ın islerini hafifletirdi insallah.
Gerci Soykan holdingin yüzde 25'i Poyraz'ındı. Uraz'ında hissesi vardı zaten. Onunkide yüzde 25'ti. Boran babanın ise yüzde elliydi.
Evet Boran baba calısıyordu hâlâ. Genelde isleri evden yürütüyordu.
Salonun kapısının açılmasıyla beraber,gelen kisiye baktım. Poyraz!
Umursamadan televizyona döndüm.
Gelip televizyonun önünde durdu.
"Emel nerede?"
"Sabah kahvaltıya bile kalmadan gitmiş!" Dedim. "Simdi defol git."
Ateş "Dayı çık!" Diye bagırınca Poyraz cekilmek zorunda kaldı.
"Herşeyi duymuş."
Omuz silktim.
"Bunu Uraz duysa ne kadar üzülür biliyormusun?"
"Hanife!" Diye seslendim.
Heja salona girdiginde "Ateş'in üzerini degistirsene. Bir yere gidecegiz." Dedim.
Hanife Ateş'i alıp cıktı.
"Bir daha beni rahatsız edersen,Uraz herşeyi duyar! Işte o zaman kork adi herif!" Dedim. "Zaten senin bana o igrenc duygularını biliyor! Gözü üzerinde haberin olsun!"
Poyraz afalladı.
"B-biliyormu?"
"Evet! Ama niye tek bir kelime etmedi sana biliyormusun? "O benim kanımdan,hem gönül bu kime kayacagı belli olmaz" dedi sadece!"
"N-ne zaman ögrendi Mira?"
"Dört beş aydır biliyor ama umursamıyor. Bana bakışını bile yakalasa o zaman kork!"
Salondan çıkıp,terasa gittim.
Uraz'in numarasını tuşladım.
"Efendim Mira?"
"Uraz nasılsın?"
"Kötü. Yorgunum. Işler bayagı birikmiş."
"Ben meşgul etmeyeyim seni o zaman. Sadede geleyim. Emel'in telefon numarasını mesaj olarak atarmısın bana?"
"Niyeki?"
"Sıkıldım evde. Onunla gezeyim bari."
"Tamam atarım simdi. Aksam görüsürüz."
"Görüsürüz birtanem." Diyip kapadım.
Iki dakika sonra Uraz Emel'in telefon numarasını attı.
Numarayı kaydedip,hemen aradım.
"Efendim?"
"Emel ben Mira."
"Efendim Mira?"
"Niye gittin sabah erkenden."
"Arkadaşıma ihanet ediyor gibi hissettim. Malum sıra ortak oldum ya ben."
Sinirlenmistim. Ne ihaneti! Uraz'ın iyiligi icin demiyordum!
"Hoop! Orada duracaksın. Ne ihaneti be? Sen Uraz'ın yaşadıklarından gram haberin yok heralde! Onun iyiligi icin saklıyorum ben o lanet sırrı! Sırtımda o ihanetin kamburuyla geziyorum ben! annesi ve kardesi tarafından öldürülme istendi Uraz! Uraz bunu duysa nasıl hayal kırıklıgı yasayacak biliyormusun? Ben sevdigim adamı düsünmek zorundayım!"
"Mira sen Uraz'ı düsünsen saklamazsın! Ama ben onu saklamayacagım,şirketine geldim şimdi. Uraz'a herseyi anlatıp,hepinizin maskesini düsürecegim!"
Yüzüme kapanan telefonla kosarak odama girdim.
Kol çantamı alıp cıktım odamdan.
Hanife kucagında Ateş ile yanıma geldi.
"Ates hazır."
"Işim var,sen göz kulak ol Ateş'e"
Koşarak evden cıktım. Korumalara "Araba getirin bana! Çabuk!"
Dudagımı dişledim. Uraz ögrenmemeliydi!
Araba geldiginde arka koltuguna oturdum.
"Cabuk Uraz'ın şirketine sür! Hızlı!"Telefonumu çıkarıp Boran Baba'yı aradım.
"Efendim kızım?"
"B-boran baba! Malum olay varya?"
Demek istedigimi anlamıs olmalıki
"Ee?" Diye cevap verdi.
Ağlamaya basladım birden.
Hormonlar! Daha iki dakika önce sinirliydim ben!
"Uraz öğrenmek üzere! Poyraz geldi bizim konaga,onunla konusurken Uraz'ın arkadası duydu. Söyleyecegim dedi. Boran Baba ne yapacagız?"
"Şirkete git derhal,bende yola cıkıyorum."
Telefonu kapattı.
Hıckırarak aglıyordum artık.
Uraz duyarsa nasıl tepki verir kestirmek güctü. Uraz Soykan'dan bahsediyoruz...On dakika sonra sirkete gelmistik. Ben aglamamı durdurmustum.
Insallah söylememistir.
Arabadan inip kosarak sirkete girdim.
Asansörü cağırdıgımda cok gerilmistim. Aglama istegiyle dolup taşıyordum nedense.
Şuandan itibaren Yıldız Hanım işini hızlandırmak istiyordum.
Asansor gelince binip dügmeye bastım.
Bir dakika icinde üst kata cıkan asansöre bela okudum.
Ne yavastı bu!
Uraz'ın sekreterinin yanına gittim.
"Uraz'ın yanında kim var?" Diye sordum nefes nefese.
Sekreter saskınca baktı bana.
"Emel Hanım var. Uraz Bey'in arkadası."
Oflayarak Uraz'ın odasına daldım.
Gözyaslarımı tutamamıstım artık.
Sicim sicim akmaya baslamıslardı.Uraz bana öyle bir bakıs attıki...
Ardımdan iceri dalan Boran Baba olmuştu.
"Eyvallah Emel."
N-niye sakindi?
Bacaklarım beni taşıyamaz hale geldiginde yere yıgılmak üzereyken Boran Baba tuttu beni.
"Ögrendi Baba..."diye fısıldadım.Emel özür dileyen bakıslar atıp çıktı odadan.
Uraz yavas adımlarla yanimıza geldi. Tam önümüzde durmustu.
"Babam dedim... Bana bir babalıgın dokunmasasa babam dedim. O kadını ya evden gönderirsin! Yada Allah şahidim Poyraz'ın canını alırım!"
Sesi sertti.
Ardından beni kolumdan tutup koltuga itti.
"Senlede hesaplasıcaz daha dur!" Diye bagırdı.
Bagırmasıyla ağlamam siddetlendi.
"Oğul! Kendine gel,yoksa getirmesini bilirim!"
Uraz omuz silkti.
"Sana olan saygımdan seçenek sundum. Ya o Sevda evden gider,yada Poyraz-"
Boran baba Uraz'ı susturdu.
"Sen kimsinde bana emir veriyorsun!" Sesini yükseltmisti. Beni göstererek "O kadına neler yaptıgımi şu kız biliyor! Oğlanın bir suçu yok,anası olacak karı beynini yıkamaya calısmıs! Belliki basaramamıs!"
Karnıma giren sancıyla "Boran Baba!" Diye bagırdım.
Iki cift göz bana döndü.
"Ağrıyor!" Dedim acıyla.###
Serumla kendime gelebilmistim. Stres,sinie ve üzüntüden olmuş. Buke gayet saglıklıydı.
Ben hâlâ ağlıyordum.
Uraz yoktu ortada. Başımda Boran Baba vardı.
"Ne olacak baba?"
"Sen icini ferah tut kızım. Benim sözümü çiğneyecek kadar büyümedi o eşşek oglu eşşek!"
"Ya dedigini yapıp Poyraz'ı öldürürse?"
"Peşinden adam saldım,birsey yapamaz."
Dogruldum yataktan.
Serum bitmisti zaten.
"Hadi gidelim ne olur? Ben burda daha kötü oluyorum."Gece saat 02.00'dı. Sedirde oturmus bekliyordum. Poyraz'da yoktu.
Ya birsey yaptıysa Uraz cidden ona?
Katilmi olacaktı?
Aglamaktan helak olmustum.
Uraz ne hissediyor hic bilmiyordum.
Hissettigi seyide dısa vurmayaktı,eminim.URAZ'DAN...
Soykan konagına geldigimde,Sevda annem(!) Beni kapıda karşıladı. Mal Poyraz'da oradaydı.
"Ulan! Ben simdi ne yapayım sizi!" Diye kükredim.
Pesimden eve dalan korumalara ters bir bakıs atıp durdurdum. Babam talimat vermisti bunlara kesin.
Annem(!) "Ne oluyor,ne bu celal!" Dedi.
"Sen benim karımdanda bendende ne istiyorsun be kadın! Ulan verdim arazileri al! Sende vicdan varmı lan vicdan!"
Öyle bir bagırıyordumki Fatma korkudan aglıyordu.
"Fatma yarın sabah bizim konakta olacaksın sende!"
Poyraz malı "Abi ne zamandan beri emirleri sen verir oldun?" Dedi.
Yakasindan cekip belimden silahı cıkarıp alnına dayadım.
Kolumdan tutan korumalara direniyordum.
En sonunda ben kendi istegimle geri cekildim.
Jarjörü -dogrumu yazdım bilmiyorum- havaya boşalttım.
"Ulan piç kurusu degmezsin! Bagıslıyorum lan canını! Simdi siktir olup gideceksin bu memleketten,eger gitmezsen busefer sıkmazsam namerdim!"
Tekrar Sevda'ya döndüm.
"Vazgectim biliyormusun? Yokluk icinde ölüp gebermeni istiyorum. Arazileri vermiyorum,babamla konusacagım. Onunda hayır deme lüksü yok!"
Konaktan cıktıgımda babamın arabasıyla karsılastım umursamadan arabama binip gazı kökledim.
Sinirden ziyade hayal kırıklıgına ugradım.
Annem bildigim kadın beni öldürmek istedi!
Ben ne yaptım! Sadece o cok istedigi arazileri aldım!
Arabayı meyhaneye sürdüm...MİRA'DAN...
saat 03.30'du. Artık odamda bekliyordum Uraz'ı.
Ya gelmezse?
Ofladım.
"Allah'ım ne olur gelsin..." diye fısıldadım.
O sırada odanın kapısı açıldı.
Uraz...
Ayakta zor duruyordu.
Yanına gidip koluna girmek istedim. Düsmesini engellemek icin,ama kolunu cekti. Sanki pis birseye degmis gibi.
Sol yanımdaki yara dahada kanamaya baslamıstı.
"Uraz yemin ederim-"
Uraz beni susturdu.
"Sus! Kahrolası ceneni kapat!" Dedi. "Siktigimin hayatında sadece bir kadına sonsuz güvendim! Sendin lan o sen! Koşulsuz şartsız güvendim!"
Sakince aglıyordum en son,tâki Uraz gelene kadar. Bu sözleri karsısında hıckırarak ve daha siddetli aglamaya basladım.
"Sen ne yaptın? Benden s-saklamaman gereken ilk şeyi sakladın!"
Sarhoslugun etkisiyle fazla hızlı konusuyordu.
Agzımı actım birsey söyleyecektimki "kapa ceneni!" Diye tısladı.
"S-sen varya güvenilmez bir kadınsın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM
Ficción GeneralMİRA VE URAZ'IN HİKAYESİ,BİR AŞKIN HİKAYESİ BU... Mira deli dolu bir genç kız idi,babası onu pamuklara sarıp büyütmüştü. Hayatını hep özgürce yaşamıştı. Mardin'e taşındı. Cok seviyordu o sehri,rüya gibi bir yerdi sanki. O sehir onun Cehennemi olursa...