Gözlerimi araladığımda yabancı bir yerde ve yabancı bir yataktaydım. Yavasca dogruldum.
Ben resmen kaçırılmıştım.
Uraz ne çok merak etmiştir beni. Odadaki saatte baktım. Kacırılmamdan 21 saat gecmisti. Ya bebeğim? Acıkmıştır o simdi. Kim emzirecek onu?
Kapıyı yumruklamaya basladım.
"Açın!" diye haykırdım.
Kilit sesi odayı doldurunca kapıdan uzaklastım.
Odaya Aras girmişti. Bunu tahmin etmeliydim. Pskopat!
"Prensesim uyanmış." dedi gülerek. Yüzüne sinirle bir tokat attım.
Avucumun içi yanmıştı.
Aras elini yanagına götürdü.
"Bunun hesabını sana sormayacagım.""Hah!"
"Kocan olacak serefsiz şuan sinirden delirmiş bir durumda,oğlunu ise evinizdeki calısan ayşe emzirmiş. Yazık aclıktan bir türlü susmamıştı Uraz'da son care o kadına emzirdi." dedi. Suan eglendigi her halinden belliydi. Serefsiz pskopat!
Sükürki bebegim aç değildi. Ama beni özlemiştir belki,kokumdan tanıyordu beni degilmi? Babannem "yeni dogan bebekler anasını babasını kokusundan tanır." derdi. Oglum benim kokumu özlemişmidir?
Gözümden bir damla yaş aktı.
Bu Karaktersizin karsısında ağlamamalıydım. Yumruklarımı sıktım.
"Aras yalvarırım bırak beni. Ben evliyim ve bir bebeğim var. Onun bana ihtiyacı var Aras."
Aras "bebegine ben baba olurum,Hatta Uraz'dan saha iyi bir baba olurum. Yeterki sen ondan bosan,vazgec. Oğluna çok iyi bakarım." dedi.
Artık dayanamıyordum ağlamaya basladım. Aras'ı sinirle ittim.
"Onun bir babası var. Uraz çok güzel bir baba ve ben ona aşığım hemde çok,ondan asla vazgecmem!" dedim gözyaslarımın arasında.
Aras duraksadı. Canını yakmıştım biliyorum. Ama o bana aşık degildi,sadece... Bir takıntıdan ibaretti. Aras'tan Kurtuldum sanarken yine karsımdaydı hemde bu sefer beni kacırmıstı. Uraz bunu öğrenirse felaketti. Hemde çok büyük bir felaketti,ona bastan sona herseyi anlatırsam katil olurdu. Kesinlikle katil olurdu."Bak Aras eğer bana aşıksan,mutlulugumla yetin. Ask böyledir zaten. Onun mutluluğuyla yetinmektir. Ben seninle asla ve asla mutlu olamam,benim yanım Uraz'ın ve oğlumun yanı senin değil! Sen beni burada zincire baglasanda ben yine onlara giderim,gidemezsemde onlar beni bulur. Bosa kürek çekiyorsun agzınla kuş tutsanda,ben sana hicbirzaman asık olmayacağım. Hatta agzındaki kuşu bile uçururum sana öyle büyük bir öfkem var!"
Yüzüme yediğim tokatla yere düştüm anlımı duvara carptım. Acıyla inledim. Agzıma bakırımsı bir tat doldu elimi dudagımın kenarına götürdüm. Kanıyordu işte.
Ama susmayacaktım.
"Uraz benim alnımdan öperdi,ya sen Aras? Alnımı duvara carptırıyorsun,üstüne üstlük bana tokat attın." dedim acıyla. Anlımdaki acı baş gösteriyordu. Fazla sert carpmadım ama canım çok yanıyordu.
Aras birden sinir krizi gecirdi. Duvarı yumrukladı "sus artık sus!" diye haykırdı ve odadaki herseyi darman duman etti kapıyada bir tekme attı kapı kırılmıştı. Aras kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı ve pesinden sürüklemeye başladı.
Hicbir müdahalede bulunmuyordum. Yeterince sinirlendirmistim zaten. Aras beni bir odaya soktu ve yataga fırlattı. Dolapları karıştırdı ve ilk yardım cantası cıkardı.
"Yaralarını temizleyecegim sende sakince oturacaksın!"
Sesindeki tehtidi sezmiştim. Ama umrumdamıydı? Hayır.
Peki ya korkmuşmuydum? Asla.
Elindeki ilk yardım cantasını alıp fırlattım.
"İstemiyorum!" diye bagırdım.
Aras "Tamam!" diye bagırdı.
Ama onun sesi benimkini bastırmıstı. Odadan sinirle cıktı tabiki kapıyı kilitlemeyide ihmal etmedi.Kendimi suan yaralı bir kuş kadar caresiz hissediyordum. Uçmak isteyipte uçamayan,karada ölme korkusuyla yaşayan ama asla vazgeçmeyen ve her seferinde uçmaya calışan...
*********
Gözlerimi araladım. Komidinin üzerinde bir gazete,birde kahvaltı tepsisi vardı. Acıkmıştım zaten yesem iyi olacaktı. Beni neyle bayıltıysalar bir uyuyordum,pir uyuyordum yani. İlk önce gazeteye baktım. Uraz'ın ve benim resmin vardı. Haberi okumaya basladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM
Narrativa generaleMİRA VE URAZ'IN HİKAYESİ,BİR AŞKIN HİKAYESİ BU... Mira deli dolu bir genç kız idi,babası onu pamuklara sarıp büyütmüştü. Hayatını hep özgürce yaşamıştı. Mardin'e taşındı. Cok seviyordu o sehri,rüya gibi bir yerdi sanki. O sehir onun Cehennemi olursa...