Mardin'e dönmüştük. Bu akşamda Emel yani Uraz'ın arkadaşı geliyordu,tuhaftırki o kızı sevmistim.
Mutfaga girdigimde yemekler hazırlanıyordu.Buarada Sevda cadısı bizim evede el atmıstı. Çalışan kızı degiştirmiş. Diğerine ne oldu hiç bilmiyordum.
Buseferki kızın adı Hanife'ydi.
"Hanife,içli köfte yapıyorsun degilmi?"
"Başlayacagım Hanımağam."
"Tamam. Cabuk olun bir saat icinde gelirler. Daha sofra kurulacak."
Hanife'nin eli çabuktu anladıgım kadarıyla. Işçimen bir kızdı Allah var. Sevda bir işe yaradı sonunda!
. .
. .
. .
Bir yandan Ateş'in muzurluklarıyla ugrasıyordum,diger yandandan sofranın düzeniyle ilgileniyordum. Avluya kurmustuk. Hava cok güzeldi o yüzden yemek salonuna kurdurtma geregi duymamıstım.
Sofraya göz gezdirdigim an Ateş'in aglama sesini duydum.
Oflayarak arkamı döndüm.
Yanına gittigimde "Ne oldu?" Diye sordum. Yanagıni tutuyordu. Elini yanagından cekip baktım.
Birsey yoktu.
"Annecigim ne oldu?"
Diger elindeki oyuncagı göstererek "Yüzüme carptı." Dedi.
Yanagıni öptüm. Kucagıma aldıgımda kafasını boynuma gömüp aglamaya calıstı. Evet calıştı.
"Of Ateş,ne oluyor bugün sana oğlum? Işkence cektiriyorsun bana resmen."
Evet,sabahtan beri aglıyordu zırlıyordu benden kacmaya calısıyordu filan. Bugün asırı hareketliydi.
"Doguracagım buraya!" Diye söylendim sinirle.
"Dogurma annesi."
Duydugum tiz sesle arkamı döndüm.
Emel gelmisti.
Gülümseyerek yanına gidip tokalastık.
Ardından Ateş'i kucagımdan aldı. Ve sevmeye basladı.
Uraz yanagımı öptü.
"Yorulmuşa benziyorsun."
Cevap vermek yerine dudagımı büzdüm.
Ardından burnuma bir buse kondurdu.
Elini karnıma götürdü.
"Merhaba kızım. Sen anneni yoruyormusun abin gibi?"
Sanki onunla konusuyor gibiydi.
"Aferin güzel kızım,anneyi yorma. Aynı ben gibi ol."
Güldüm.
Şu sahne beni dinlendirmisti sanki.
Uraz ardından "Ben üzerimi degistireyim geliyorum." Dedi.
Emel'de "Bende bir ellerimi yıkasam fena olmaz."dedi.
Emel'in kucagında akıllanmış bir sekilde duran Ateş'e baktım.
Susmusti be sonunda.
Ogluma kucagıma aldım.
"Sana oda hazırlattım." Dedim. "Oradaki ebeveyn banyosunu kullanabilirsin yada ortak banyoyu Hanife göstersin sana."
"Ortak banyoyu kullanayım."
"Merdivenlerden cık. Direk karşında." Dedim. Emel gülümseyerek gitti.
Sofraya kimseyi bekleyemeden oturdum.
Hamile kadınım ben yahu! Cok acıkmıstım!
Bes dakika icinde gelmezseler hunharca yemeğe baslayacaktım.Bes dakika icerisinde Emel ve Uraz gelmisti.
Uraz "Ateş'i ver ben yedireyim,sen kendin ye." Dedi.
Ateş'i Uraz'a verdim.
Emel "Şu sahneyi görmesem asla inanmam Mira." Dedi.
"Niye?" Diye sordum.
"Uraz ve evlilik birbirine çok yabancıydı. Hergün okulda farklı sevgili yapardı bu." Diyip güldü.
Bende güldüm.
"Arada bir karşılaşıyor canım."
Uraz'a alttan alttan laf sokmuştum.
Emel sesli bir sekilde güldü.
"Mira vurdu gol oldu."
Uraz hic duymuyormuş gibi yemek yiyordu.
Ateş ise elindeki dolmayı yemeye calısıyordu.
"Uraz ya! Cocugun eline öyle verilirmi o!" Dedim oflayarak.
Uraz kafasını kaldırıp bana baktı.
"Dön önünede sende ye."
Göz devirerek yemegime döndüm.Yemegin ilerleyen saatlerinde Uraz'ın telefonu caldı.
Arayan kisiye baktı ve kaşları çatıldı. Kimdi bu?
"Ne var Poyraz!"
P-poyraz mı?
"Yolluyorum birini." Diyip kapattı telefonu.
"Ne oldu Uraz?" Diye sordum.
"Poyraz,Mardin'deymiş. Babamla kavgalıymış,buraya gelecegini söyledi. Araba yollayacagım simdi."
Ayaga kalkıp kucagında Ateş ile dıs kapıya dogru gitti.
Emel'in sorusuyla gözlerimi Uraz'dan ayırdım.
"Sen iyimisin Mira? Betin benzin attıda."
"I-iyiyim." Istemedende olsa kekelemistim.
Bana garip bakışlarını degistirmesi icin yalandan gülümsedim.
"Yemekten sonra ne icersin. Çay? Kahve?"
"Çay iyi olur."
"Ben kıza söyleyeyimde hazırlasın."
Sofradan kalkıp mutfaga girdim.
Elimi duvara dayadım.
Allah kahretsin! Ya herşeyi anlatırsa!
"Hanife,çay koyarmısın,yemek bitene kadar hazır olsun." Diyip çıktım mutfaktan.Uraz gelmisti.
Sofraya oturdugumda Uraz "Mira Ateş'in uykusu gelmiş heralde." Dedi.
Doymuştum zaten. Ateş'i kucagıma alıp odasına çıkardım.Ateş'in minik ellerini Uraz yıkamıştı.
Altını degistirip,pjamalarını giydirdim.
Besigine yatırıp sallamaya basladım.On beş dakika gectikten sonra Ateş uykuya dalmıstı.
Koltuktan kalkıp ses cıkarmamaya özen göstererek odadan cıktım.
Uraz ve Emel çıktı karşıma.
"Hadi terasa cıkıyoruz. Orada çay icecegiz."
Uraz kolunu omzuna atıp beni kendine cekti.
Öylece terasa cıktık.
Sedire oturduk hep beraber.
Uraz "Burda kalacaksın degilmi Emel?" Diye sordu.
"Annemlere giderim Uraz. Yük olmamayayım sizede."
"Saçmalama ne yükü." Dedim.
Uraz'da "Aynen. Sen Fatma'dan farksızsın benim icin. Yük olacak son insansın bize." Dedi.
Emel gülümsedi.
"Peki o zaman." Dedi.
"Iyi akşamlar gençler."
Duydugum sesle sinir bastı bana.
Bir insanın ses tonu bile itici olurmuydu ya?
Poyraz hepimizle tokalastıktan sonra sedire oturdu.
Gözlerini bana dikti.
"Hamileymişsin."
"Aynen." Dedim.
"Sağlıklı doğar inşallah."
"Inşallah. Babası gibi sağlıklı olur!"
Poyraz altındaki manayı anlamıs olacakki gözlerini kacırdı.
Kim bilir ne zaman defolur gider buradan!Sohbet ediyorduk saatlerdir. Emel ve Uraz lisedeki anılarını anlatıyordu. Bazıları cidden komikti.
Saatte baktıgımda 22.35'ti.
"Ben yatsam ayıp olurmu? Hamilelik yoruyorsa demekki." Dedim.
Emel "Valla bende izninizi isteyeyim yorgunum. Sabah devam ederiz sohbetimize." Dedi.
Poyraz "bende yatayım artık." Dedi. Hep birlikte ayaklandık.
Uraz kolunu belime sardı. Öylece gittik.
"Uraz ben bir Ateş'e bakayım." Diyip Ateş'in odasına girdim.
Gülümsedim. Mışıl mışıl uyuyordu.
Kapının gıcırtılı sesini duyunca Uraz'ın geldigini düsündüm.
"Gel babası,ne güzel uyuyor oglumuz."dedim fısıltıyla.
"Mira... Konusalım."
Duydugum sesle sinirle arkama döndüm.
Poyraz gerizekalısı!
"Çık şu odadan!" Diye tısladım sessizce.
"Yemin ederim annem planlıyordu onu! Onada aşiretten bir kadın akıl vermis. Bana anlatıyordu,zaten kabul etmeyecektim! Yemin ederimki!"
"Tamam..."
Odadan çıkacakken kolumu tuttu.
"Inan bana."
Fısıltıyla konusuyordu oda benim gibi.
"Sen adi bir adamsın! Sen benim sevdigim adamı,abini öldürme planlarına ortak olacaktın be! Ama bende Mira'ysam intikamımı alacagım! Yavas yavas ilerliyorum,ama sonucları kötü olacak!"
Kolumu elleri arasından kurtarıp Ateş'in odasından cıktım.
Karşıma Emel çıktı.
Allah kahretsin!
"M-mira... d-duyduklarım."
"Sabah konuşalım!" Diyip odaya girdim.
Uraz esoftmanını giyip,yataktaki yerini almıstı bile.
Üzerimdekilerden kurtulup dolaptaki pjamalarımı aldım ve hızla üzerime gecirdim.
Yatagın diger tarafına gectim.
Uraz belimden tutup beni kendine cekti.
Saçlarımla oynamaya basladı.
"Benim güzel karım çokmu yorulmuş bugün."
Dudagımı büzüp kafamı olumlu anlamda salladım.
Alnımı öptü.
"Kıyamam ben sana."
Bir yerde okumuştum;Bir erkegin,bir kadını alnından öpmesi sahiplenmenin kelimesiz cümlesiz dışa vurumuymuş.
Acaba Uraz bunu bile bilemi yapıyordu?Derin bir nefes alıp verdim.
"Ben seni öyle seviyorumki;bazen nefesimi kesiyorsun,birşey var sende sanki... Sanki huzurun vücud bulmuş halisin. Senin yanındayken huzuru buluyorum,onca derdi tasayı unuttuyorsun bana." Dedim.
Uraz göbegimin el verdigince beni sıkı sıkı sardı.
En büyük korkum ne biliyormusunuz?
Uraz'dan ayrılmak. Bizi ölüm bile ayıramaz diyor bazen,ama ayırır. Bizi ölüm sonsuza dek ayırır.
Acaba ben ölsem Uraz ne yapar diye düsünüyorum bazen.
Yıkılırdı.
Uraz ölse ben ne yapardım?
Akıl sağlığımı kaybederdim heralde. Yıkılırdım,her nefes aldıgımda ölmekten beter olurdum.####
Sabah uyandıgımda yatagın diger tarafı boştu. Oflayarak yataktan kalkıp banyoya girdim.
Kısa bir duş aldıktan sonra havluyla kurulanıp üzerimi giyindim.
Gece mavisi diz kapagıma gelen bir etek,beyaz bir t-short giyinmiştim.
Odaya girdigimde Uraz'ı gördüm.
"Günaydın." Dedim.
"Günaydın güzelim. Kahvaltı birazdan hazır olur."
Saçımı kurutup gelirim.
Saç kurutma makinesini calıstırdım. Uraz makineyi elimden alıp saclarımı nazikce karıstırarak kurutmaya basladı.
Gülümsedim.Uraz resmen saçlarımı kurutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM
Ficción GeneralMİRA VE URAZ'IN HİKAYESİ,BİR AŞKIN HİKAYESİ BU... Mira deli dolu bir genç kız idi,babası onu pamuklara sarıp büyütmüştü. Hayatını hep özgürce yaşamıştı. Mardin'e taşındı. Cok seviyordu o sehri,rüya gibi bir yerdi sanki. O sehir onun Cehennemi olursa...