***MULTI POYRAZ VE URAZ***
BÖLÜM ŞARKISI BERKAY ELE INAT.
MIRA VE URAZIN SÖYLEDIĞI SARKI YANII SJJAJSJSJSJS
NEYSE IYI OKUMALAR CANIM OKUYUCULARIM.Saat sanırım gece 3 falandı. Uraz'la saatlerdir dans ediyorduk. Kafamı tam kalbinin üzerine koymuştum.
"Kuma-"
Uraz beni susturdu. Kuma ne zaman gidecek diyecektim.
"Şuan sadece ikimiz varız." Dedi oda.
Kafamı urazın göğüsünden kaldırdım.
Ardından Uraz alnını alnıma dayadı. Restorantta sadece ikimiz vardık,etrafı mum ışıkları aydınlatıyordu.
"Neden gitmeme izin vermedin?"
"Sen gidersen benim nefesim kesilir,ölürüm. Sen benim nefesimsin,sen olmadan yaşayamam."
Tebessüm ettim.
"Bencilce davranıyoruz."
"Birbirimize aşık olmamız bencilcemi sahiden?"
"Yo hayır. Ama Herivan..." diyip sustum
Uraz alnını alnımdan ayırıp bir öpücük bıraktı.
"Herşeyi düzelteceğim. Ilk önce ruhundaki yaraları saracağım,sonra berivanı istanbula yollayacağım hiç birşeyini eksik etmeyeceğimde."
"Anlamadım Berivanın annesi babası yokmu?"
"Hayır. Kendi kendine ev tutmuş ayak işlerine gidiyordu."
Dudağımı dişlerimin arasına aldım.
Kollarımı urazın boynuna doladım. Uraz beni kendine daha çok çekti ve aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi.
Kulağına şuan çalan şarkıyı fısıldamaya başladım.
"Ilk değilsen bile canım son kalacaksın.
Aldığım her nefes gibi içime doğacaksın."
Uraz gülümsedi devamını benim kulağıma fısıldamaya basladı.
"Belki benimle belkide bensiz kalıp ağlayacaksın.
Ama gün gelecek sonsuza kadar yanımda olacaksın."
Uraz devam ettirmemi isterce baktı.
"Yana yana canım sana geliyorum. Herşeyimle bak senin oluyorum
Aşığım adım gibi biliyorum,ele inat ele inaaat."
Urazda bana eşlik etmeye basladı
"Sonunu bile bile sana deli oldum aah!
Icime sine sine kollarına geldim bak.
Kıskanan olur,sen onları bırak.
Ele inat."########
Gözlerimi Uraz'ın göğüsünde açtım.
Nasılda özlemişim böyle uyanmayı...
Dünü hatırlayınca sırıttım.
Uraz'ın seside güzelmiş he.
Banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Ardından odaya dönüp dolabımı actım.
Beyaz yüksek bel pantolon üzerinede mavi cizgileri olan gömleği seçtım.
Sectiklerimi giyindikten sonra,ayağıma beyaz supergalarımı giyindim.
Gülümseyerek Uraz'a baktım.
Yanına gidip dudağına bir öpücük kondurdum.
Uraz birşeyler homurdandı.
Gözlerimi kıstım,bu sefer yanağını öptüm.
"Sana bir daha böyle birşey yapma dedim Berivan!" Diye soludu sinirle.
Kaşlarım tamamen çatıldı. Komidindeki sürahiyi elime aldım ve icindeki suyu Uraz'ın suratına bosalttım.
"Hassiktir!" Diye bagırdı ve yataktan sıcradı.
Yüzünü elinin tersiyle sildi ardından sinirle bana baktı
"Napıyorsun gerizekalı!" Dedi sinirle.
"Berivan seni öptü öylemi!" Dedim onun söylediğini umursamayarak.
"Kendisimi söyledi!"
"Yoo,sen!"
Saclarını bir eliyle düzeltti.
"Benim suçum yok. Neyse bosver berivanı." Diyip yatakta oturur pozisyona geldi.
Gözlerini aniden bana dikince nasıl bir hata yaptığımı fark edip koşmak icin bir hamlede bulundum ama kolumdan tutup beni kendine cekti.
Yatakta uzanır hale geldi bende direk üzerine kapaklandım.
Kacmayayım diye iki elini belimde kenetledi.
"Sen benim yüzüme su dökmüştün değilmi?"
Kaşlarım tekrardan catıldı.
"Benim başıma öyle birşey gelse,o surahideki suyu bırak yüzüme dökmek sürahiyi kafamda kırardın insafsız adam." Diye ciyakladım.
Ardından kaşlarım havaya kalktı ve alayla güldüm.
"Ama senin güzeller güzeli karıcığın senin açıklamanı dinledi,üstüne üstlük hâlâ sakin." Diyede ekledim. Ay tabiki kendimi övmeyi ihmal etmedim. Egom tavan yaptı.
Uraz tam dudaklarını aralamış birşey söyleyecekken,telefonunun zil sesi odayı doldurdu.
Belimdeki ellerini cekti ve bende üstünden kalktım. Uraz'dan önce davranıp arayan kişiye baktım
BABA
Yazıyordu.
Uraz'a telefonunu uzattım.
"Baban." Diyede ekledim.
Telefonu elimden alıp aramayı cevapladı.
"Efendim baba?"
Uraz bir süre Boran babayı dinledi. Ardından yumruğunu sıktı,dişlerinide sinirle birbirine bastırınca bir sorun olduğunu anladım.
Uraz sinirle "tamam!" Diyip kapadı.
Telefonu sinirle duvara fırlattı. Ani cıkışına birden sıçradım.
Gitti gül gibi iPhone 6 plus!
"Nerden cıktı simdi bu piç!" Dedi sinirle.
Olayın ciddiyetinin farkına varıp urazın kolunu tuttum.
"Ne oldu?"
"Poyraz geliyor,daha ne olsun!"
Kaşımın tekini kaldırdım.
"Poyraz kimdi ki?"
"Kardeşim." Dedi iç cekerek.
"Ee niye sinirleniyorsunki? Kardeşin geliyor işte."
"Olayı sonra anlatacağım Mira vaktim yok. Hazırlanıp cıkacağım."
"Kahvaltı?"
"Acelem var,güzelim."
Tebessüm ettim.
Beni kendine cekip dudagıma bir buse kondurdu.
"In kahvaltını yap sen,hazırlanıp hemen cıkacagım."
Cevap vermeden odadan ayrıldım. Kahvaltı yine hazırdı. Herkes yerini almıştı.
"Günaydın millet." Dedim sevinçle.
Berivan tersce baktı bana.
Sakin ol mira!
Sorun cıkarma mira!
Ateş elindeki ekmeği kemiriyordu yine.
Oglumun dalin kokan kafasına öpücük kondurdum.
"Günaydın meleğim."
Ayşe teyzeyle fatma birbirlerine bakarak gülümsedi.
Urazla barıstıgım cokmu belli oluyordu?
Neyse.
Tabagıma kahvaltılık birseyler koydum.
Ardından yemeye basladım.
Fatmaya gözlerimi diktim.
"Abin geliyormuş." Dedim.
Fatma öksürmeye başladı. Ayşe teyze sırtına vurdu.
"Yavaş kızım boğulacaksın."
Fatma çayından bir yudum aldı.
"Nasıl ya?" Dedi saskınca.
Bu haline bir kahkaha patlattım.
"Ya niye böylr tepki veriyorsunuz? Oda sizin kardeşiniz." Dedim.
"Poyraz abim zamanında şirketi batırıyordu,uraz abim olmasaydı şuan kötü bir durumdaydık. Babam poyraz abime çok düşkündür,babam kadar olmasada annemde öyle. Uraz abim o yüzden istanbulda okumaya gitti. Çünkü uraz abimi ikinci plana atıyorlardı hep. Uraz abim kendi kendini büyüttü yenge."
Dudağımı aralamış birşey söyleyecekken uraz merdivenlerden inmiş yanımıza doğru geliyordu.
Gülümseyerek Uraz'a baktım.
"Ben gidiyorum mira." Dedi. Hâlâ sinirliydi valla.
"Tamam görüşürüz." Dedim tebessüm ederek.
Berivan "geçireyim seni ağam." Dedi.
Uraz "gerek yok." Diyip konaktan ayrıldı.
Berivan "O yüzden sinirlidir heralde." Dedi.
Fatma "Büyük ihtimalle." Diye yanıt verdi Berivan'a.
"Bu poyraz neredeydiki?" Diye sordum.
"Amerikadaydı. Yanlız aşiret bunu bilmiyor,herkes diyarbakırdaki işlerle ilgili sanıyor."
Dudaklarım yukarı kıvrıldı.
"Degisik." Diye mırıldandım.
*****
Akşam saat 21.45'ti Uraz gelmek üzereydi. Ilk defa gecikiyordu. Ben dayanamayıp yemeğimi yemiştim bile. Ateşe'de yedirmistim.
Sofrayıda kurmustuk,bende yardım etmistim.
Suanda avludaki sedirde ateşle beraber arabalarıyla oynuyorduk.
Ates "vınnvınn." Diye ses cıkarıyordu.
Bunuda Fatma'dan öğrenmiş.
Eliyle ittirdiği arabasına kücük kamyonuyla vurdum.
"Aaa kaza oldu." Dedim gülerek.
Ateş elimi ittirdi. Isaret parmağını kaldırıp hayır der gibi salladı.
"Tamam yapmıyorum."
Bir hafta sonra bir yaşına giriyordu.
Artık büyümeye başlıyordu.
Kapı açılınca gözümü oraya diktim.
Uraz yine burnundan soluyordu,ardından gene baktım. Bu Poyraz'dı sanırım yanlarına gittim.
Neredeyse aynı boydalardi Uraz birazcık daha uzundu.
Poyraz Uraz kadar olmasada yakışıklıydı.
Poyraz beni baştan aşagı süzdü.
"Vaaay yengem sen misin ya?"
Uraz beni kolumdan tutup kendine çekti.
Elini sahiplenircesine belime koydu.
"Aynen,yengen!" Dedi yenge kelimesini vurgulayarak.
Poyraz güldü.
"Tamam bişey demedik karıcığına."
Poyraza sert bakışlarını yollayarak
"Fatma pic kurusu abicigine salonu göster!" Dedi.
Poyraz sırıttı.
"Insan kardesine pic kurusu dermi be ya."
Uraz'ın belimdeki eli baskı uygulayınca Uraz'ın kolunu dürttüm.
Anlamış olacakki belimdeki elini çekti.
Fatma Poyraz'ın koluna girip onu salona doğru götürürken uraz elini saçlarına daldırdı.
"Serefsiz pezevenk!" Diye soludu sinirle.
Ateş orada oturmuş saf saf Uraz'a bakıyordu.
Urazın kolunu dürttüm.
"Çocuk var Uraz kendine gel lütfen." Diye mırıldandım.
"Hicbirsey bilmiyorsun Mira!"
Uraz'ın elinden tutup ilerlemeye basladım.
Odamıza girdigimizde elini bıraktım.
"Anlat Uraz." Dedim "bende bileyim."
Aslında biraz biliyordum,ama urazdanda dinlemek istiyordum.
"Ben üc yasındayken doğdu poyraz. O zaman baslamıs aslında boktan hayatım.
Hep onla ilgilenirlerdi. Bebek tabiki öyle olacak diyeceksin belki. Öyle değil o iş.
Hayal mayal hatırlıyorum; arkadaslarla top oynarken düsmüstüm kafam yarılmıştı,ağlayarak eve gittiğimde annem beni o halde gördü umursamadan geçip gitti yanımdan. Babam bir güzel dövüp hastaneye yolladı beni.
Bir keresindede ben yirmi bir yasındaydım iste bu pic kurusu uyuşturucu kullanmış o sıralar on sekizindeydi. Borcla almıs,babam bunu ögrendi karşısına alıp konustu.
Bende yapayım bakalım o zaman ne yapacak dedim. Uyusturucu kullandım.
Beni öldüresiye dövdü. Annem ise reddetmişti.
Yine umursamadım ama son olaydan sonra işler çığrından çıktı.
Bizim bir sirketimiz vardı. Ben köpek gibi çalıştım o sirkette ama basına poyrazı koydular." Sustu. Derin bir nefes aldı,ardından alayla güldü. "Batırdı sirketi. Şivan amcam sayesinde ayakta o sirket yarısına o ortak oldu. Diger yarısı Poyraz'ın. Ben bu hırsla üniversite okudum istanbulda sonra kendi sirketini kurdum. Iki yılda cok saglam ortaklarım oldu ve hâlâda öyle."
Uraz'a sarıldım oda kollarını sımsıkı belime doladı.
"Benim annem babam varken,annesiz babasız büyüdüm ben. Kendi kendimi büyüttüm. Daha çok sey var anlatacağım ama daha fazla konusmak istemiyorum."
"Tamam. Istediğin zaman anlatabilirsin. Ben seni ölene kadarda dinlerim."
Uraz boynuma bir öpücük bıraktı.
"Seni çok seviyorum Mira'm."
"Bende seni uraz,seni asla bırakmayacağım." Diye mırıldandım."Bırakmak istesende buna izin vermem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM
General FictionMİRA VE URAZ'IN HİKAYESİ,BİR AŞKIN HİKAYESİ BU... Mira deli dolu bir genç kız idi,babası onu pamuklara sarıp büyütmüştü. Hayatını hep özgürce yaşamıştı. Mardin'e taşındı. Cok seviyordu o sehri,rüya gibi bir yerdi sanki. O sehir onun Cehennemi olursa...