bth/37

18.8K 567 18
                                    

*multi Mira*

BU BÖLÜMÜ HEPİNİZE ARMAĞAN EDİYORUUUM. UMARIM İSTEDİĞİNİZ GİBİDİR. BUARADA FARK ETTIYSENIZ YORUMLARINIZI CEVAPLIYORUM. ASLINDA ONCEDEN RASTGELE CEVAPLIYORDUM FAKAT BU SEFER DEGISIKLIK YAPIP HEPINIZINKINI YANITLADIM,AFERIN BANAAA :D
NEYSE DAHA FAZLA TUTMAYAYIM SIZI,IYI OKUMALAR.

Düşüncelerim fazla yoruyordu beni sanki. Önümde Ahmet Sofuoğlu gibi bir dağ vardı,ben o dağı nasıl aşacaktım hiç bilmiyordum. Ama bugün bunları unutacaktım,Uraz ve Ateş'le güzel bir gün bizi bekliyordu.
Uraz "Mira hazırmısın?" Diye seslendi bana.
"Evet,geliyorum şimdi." Diyip Koltuktan ayaklandım. Uraz'ın Ateş'i giydirmesi yaklaşık bir saatini almıştı.  Zor birşeymi anlamadımki. Görüş alanıma Uraz ve Ateş girince kocaman bir gülümseme belirdi yüzümde. Aynı giyinmişlerdi,yani ayakkabı dısında.
"Inanmıyorum,demekki onca zaman bunun icin ugrastın."
Uraz boşta olan kolunun altına aldı beni,diger koluyla Ateş'i taşıyordu.
"Evet,zor oldu biraz ama."
Sulu göz ben,dayanamayıp ağlamaya başladım.
"Ya şahanesiniz."
Uraz saçlarıma öpücük kondurdu.
"İncilerini dökmeye başladın yine,sulu göz." Dedi. Gülümsediğini hissedebiliyordum.
"Iki günlük tatilimizi burda baslatıyorum." Dedim konuyu dağıtarak.
●●●
Oflayarak ellerimi saclarıma daldırdım. Ateş bir türlü uyumamıştı ve Uraz odada Ateş'i uyutmaya çalışıyordu.
Yaklaşık beş dakika sonra Ateş'in sesi kesildi,Uraz'ın da öyle. Ayaklanıp yavaş adımlarla odaya ilerlemeye başladım.
Uraz uyumamıştır inşAllah.
Odaya girdigimde yanılmadığımı anladım,Uraz uyumuştu. Ateş'te öyle. Ses çıkarmamaya özen göstererek Uraz'ın yanına ilerledim. Yavaşça dürttüm Uraz'ı.
"Hı?"
"Uraz,uyansana. Ormanda yürüyüş yapacaktık hani?" Diye fısıldadım.
"Tamam. Kalkıyorum." Dedi Uraz uykulu sesiyle.  Gülümsemeden edemedim. Uraz yataktan kalktı.
"Hadi gidelim."
Sesinden anlamıştım,uykusunu üzerinden atamamıştı.
"Sen elini yüzünü yıka uykun açılsın,bende Ateş'in etrafına düşmemesi icin yastık dizeyim."
Uraz tamam der gibi kafasını salladı.
###
Uraz'la el ele ilerlerken icimdeki huzur tarif edilemezdi. Uzun zamandan beri hissemedigim duyguydu bu aslında. Huzur...
Piknik alanına gelmiştik. Etrafta insanlar mangal yakıp,top oynuyordu.
Uraz'ı durdurdum,diğer elinide tuttum.
"Sadece bir gün benim için şu ağır abi havandan çıkarmısın?" Diye sordum.
"Anlamadım?" Dedi Uraz.
Parmağımla yakar top oynayan aileyi işaret ettim.
"Oynayalımmı?" Diye sordum masum bir cocuk gibi. Uraz itiraz etmek icin dudaklarını araladı,ondan önce davranıp "Lütfen,uzun zamandan beri ilk defa bu kadar huzurluyum. Bozma." Dedim.
Uraz kafasını aşagı yukarı olumlu anlamda salladı.
"Tamam baş belası tamam,ilk ve son ama."
Parmak ucumda yükselip Uraz'ın dudağının kenarını öptüm.
"Seni seviyorum." Dedim neşeyle. Ardından koşarak yakar top oynayan ailenin yanına yaklaştım.
"Merhaba!" Dedim neseyle. Oyun birden durdu bana dönüp aynı anda "Merhaba." Dediler gülümseyerek.
Uraz yanıma ulaşınca "Ben Mira." Dedim yüzüme gülümsememi yerlestirerek ardından Uraz'ı işaret ettim. "Buda Eşim Uraz." Diye tanıttım bizi.
Orta yaşlı abla "Memnun olduk kızım,ben Şerife." Dedi sıcak gülümsemesiyle.
Yanındaki pala bıyıklı abiyi göstererek "eşim Turgut." Diye tanıttı ardından yanında duran sarışın kızı gösterdi "Bu gelinim Ece."
Ece'nin yanındaki Uzun boylu esmer cocugu göstererek "Efe,oğlum." Dedi.
Aynı anda gülüştük.
Efe'nin yanında duran Kız atladı konuşmaya "Bende mihrimah." Dedi oda tüm sıcak kanlılığıyla. "Şerife benim annem olur." Ardından yanındaki kumral cocugu işaret etti. "Buda emrah,nişanlım." Dedi.
Uraz sırıtıyordu sadece. Ay soğuk nevale!
"Cok memnun olduk,bizde oynayabiliriz degilmi sizinle?" Diye sordum.
Memnuniyetle kabul ettiler. Cok sıcak kanlılardı yahu!
Şerife abla "Hamilesin galiba,birşey olmasın bebeğe?" Dedi.
"Ben dikkat ederim merak etmeyin,hızlı atmazsanız topu birşey olmaz." Diye cevapladım.
Mihrimah "Kızlar ve erkeklere karşı oynayalımmı?" Dedi gülerek.
Uraz sessizliğini korumaya devam etti tabi. Hepimiz onayladık,Uraz hariç. Neyse önemli değil,sonuçta hepimiz onay vermistik Mihrimah'nın fikrine.
Uraz homurdanarak birşey dedi. Ece gülerek Uraz'a ardında bana baktı.
"Eşin biraz ağır abi havasında değilmi?"
Bir kahkaha patlattım. "Evet,fazlasıyla. Sonradan alışır oda."
####
Ilk önce kızlar,yani biz ortaya geçtik. Top Uraz'da idi ve gözlerini bana dikip sinsice sırıttı. Ardından topu fırlattı. Toptan kaçmayı başarmıştım.
Top Efe'de idi. O direk rastgele attı ve mihrimah vuruldu.
"Ya yeter Efe ya! Bilerekmi yapıyorsun,hep ilk ben çıkıyorum." Diye isyan etti.
Emrah "mızmızlanma Mihrimah,hadi çık aşkım." Dedi gülerek.
Mihrimah homurdanarak oyundan çıktı. Top bu sefer Turgut abide idi.
,Şerife ablaya doğru topu attı. Şerife abla toptan kaçamadı ve direk vuruldu.
"Gözün kör olmasın Turgut,sen beni ne vuruyosun ben karınım be adam!"
Kahkaha attım. Şerife ablada oyundan çıkınca ortada Ece ve ben kalmıştık. Top Emrah'ta idi. Şaşırtmak için topu atıyormuş gibi yaptı. Tabii zeki ben kanmadım. Ardından topu Ece'ye doğru attı. Ece vurulmadı.
Top Emrah'tan,Uraz'a geldi. Uraz topu hiç beklemeden attı ve Ece hazırlıksız yakalandı,vuruldu.
Ortada tek ben kalmıştım. Elimi karnıma koydum. Top Efe'de idi. Gülerek topu attı,vurulmadım. Top Turgut abiye geçti.
"Kızım yorulduk yav,vurulda bitsin."
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Olmaz." Dedim gülerek.
Turgut abi topu yavaşca attı. Bu toptan kaçamasam ayıp olurdu yani.
Top Emrah'a geldi ve oda Uraz'ın taktiğini uyguladı,bekleme yapmadan topu bana attı. Ya tabiki vurulmadım!
Top Uraz'a geçti.
"Mira sıkma canımı,hadi vurul. Bebeğe birşey olacak güzelim." Dedi.
"Ya Uraz." Dedim kaşlarımı çatarak. Uraz'ın kafasına bir elma geldi. Şerife abla "Hile yapma! At hadi hadi." Dedi. Uraz'ın kafasına elmayı Şerife abla atmıştı demekki. Herkes kahkaha attı Uraz ise "Ne yapıyorsun abla ya? Bu kafa bana lazım." Diyince daha cok kahkaha attık. Turgut abi "işte görüyorsun Uraz,bu kadına ben yıllardır katlanıyorum." Dedi.
Şerife abla "Çok konuşma,mangalı hazırla Turgut. Açıktık." Dedi elini beline koyarak.
Turgut abi homurdanarak ilerlemeye basladı.
Uraz'ın yanına gittim. "Gitsekmi bizde?" Diye sordum.
"Sen bilirsin,istiyorsan gidelim."
Şerife abla Uraz'la benim kolumdan tuttu.
"Yemek yemeden bırakmam." Diyip çekiştirmeye başladı.
"Yok hiç gerek yok valla Şerife abla,eve gidelim biz artık."
"Kız bırakmam diyorum ayol,yemek yiyeceksiniz ilk önce sonra gidersiniz. Sizi sevdik biz."
Emrah ve Ece onayladı. Diğerleri mangal başındaydı zaten.
Bizi oturttuktan sonra Şerife ablada "Bende şu beceriksiz Turgut'a bakayım. Mangal yakmayı bilen yok aramızda,deneyeyim bende."
Uraz ayaklandı.
"Ben hallederim." Diyip Turgut abi'nin yanına ilerlemeye başladı.
Kucagında dört beş yaşlarında kız çocuğuyla bir kadın geldi.
"Anne biz geldik." Dedi Şerife abla'ya bakarak. Şerife abla "nerede kaldın kız sen?" Diye sordu.
"Babası anca geldi ne yapayım?"
Ardından gözleri beni buldu.
"Merhaba?" Dedi gülümsemeye çalışarak.
Şerife abla "Yeni tanıştık,misafirlerimiz yani. Çok cana yakınlar,maşAllah." Dedi gülümseyerek. Şerife ablanın dediklerine karşı bende gülümsedim.
Şerife abla karşımda duran kızını göstererek "Tülay,en büyük kızım." Dedi. Ardından beni işaret ederek "Buda Mira." Diye tanıttı beni.
Tülayla tokalaştık. Kucağındaki kız "bende Melis ama sen bana Mels diyebilirsin."diyince güldüm. Yaşı küçük olmasına rağmen konuşması oldukça akıcıydı.
"Memnun oldum Melis." Dedim.
"Mira Melis seninle kalabilirmi ben bir babama bakayım." Diye ricada bulundu.
"Tabiki." Dedim memnuniyetle.
Melis'i kucağıma oturttu Tülay.
Melis elini karnıma koydu.
"Ne kadarda şişmansın,kocaman göbeğin var."
Güldüm.
"Hayır orada benim bebeğim var,senin gibi güzel bir kızım olacak hemde."
Melis elini karnımdan çekti ve kaşlarını çattı.
"Benden güzel kimse olamaz,sen çirkinsin hem." Diyip kucağımdan indi.
Uraz yanıma geldi oturmak yerine önümde çöküp ellerimi tuttu.
"Ateş hâlâ uyuyormuş."
"InşAllah uyanmaz,beni göremeyince huysuzlanır. Korumalara emanet ettik ama..." lafımı yanımda oturan çok bilmiş Melis böldü.
"Sen nasıl bu kadar yakışıklısın,adın ne?"
Uraz kahkaha attı benimse kaşlarım çatıldı.
Uraz kalkıp Melis'in yanına oturdu ve ardından kucağına aldı.
"Adım Uraz,senin adın ne küçük?"
"Adım Melis ama sen bana mels diyebilirsin." Dedi saçlarını geriye savurarak.
####
Sofra kurulduktan sonra yemege basladık.
Melis Uraz'ın kucağından bir türlü inmediği için Uraz'ın kucağında yemeğini yiyordu.
Turgut abi "Uraz sen nerede çalışıyorsun?"diye sordu.
Uraz ağzındaki lokmayı bitirdikten sonra "Şirkette abi"diye yanıtladı Turgut abi kafasını memnun olmuş bir ifadeyle salladı.
"Hangi şirkette?"
"Soykan abi. Normalde biz Mardin'de yaşıyorduk,iş için buraya geldik. Uzun bir süre buradayız yani."
"Burda ne işin vardı? Bende az cok anlarım o işlerden."
"Bir cok yapıtımız var burada,her yıl onları inceleriz. Yani ben Mardindekilerle ilgiliydim ama artık buralardakine bakıyorum. Yani sirket aslında Mardin'de." Dedi Uraz gülümseyerek.
Bir yeri atladı,o şirketlerin hepsi Uraz'ın idi.
Turgut abi bıyığıyla oynayarak "ben sizi nereden hatırlıyorum yahu?" Diye sordu.
Tülay "Televizyondandır baba. Uraz, Soykan holdingin sahibiymiş." Dedi.
Uraz gülümsedi.
Turgut abi "Diger zenginler gibi degilsiniz sanki,bende şirkette calıstım eski zamanlarda. Bizi hep kücük görürlerdi." Dedi.
Uraz omuz silkti "Karakter meselesi be abi." Dedi.
Melis "Urazcığım meyve suyumu uzatırmısın?" Diye sordu cilveli cilveli.
Tülay "Melis kızacağım ama,abi diyeceksin!" Diye azarladı Melis'i.
Uraz "sorun degil." Dedi Tülay'a.
Şerife abla "Zilli,şimdi yapıştı bırakmaz kocanı." Dedi gülerek.
Tebessüm ettim.
"Sevdi Uraz'ı." Dedim Melis'in saçlarıyla oynayarak.
Melis saçlarını düzelterek "Miracığım,Urazcığımla bende evlenebilirmiyim?"diye sordu.
Herkesten bir kahkaha yükseldi. Uraz Melis'in saçlarına öpücük kondurdu.
"Sen ne tatlısın öyle." Dedi gülerek Uraz. Melis minik bir çıglık attı. Tülay'a dönüp "Anne Urazcığım bana tatlısın dedi." Dedi ellerini çırparak.
#####
Uraz Melis'i kucağından indirdi. Melis huysuzlanmaya başladı. Tülay'a "Anne Urazcığım beni kucağından indirdi."
Gözlerimi devirdim. Uraz Melis'in saçlarını karıştırdı. Melis huysuzca saçlarını düzeltti ve geriye doğru savurdu.
"Uraz seni tekrar görebilecekmiyim?" Dedi Melis.
"Görmek istermisin beni tekrar?"dedi Uraz gülümseyerek.
Melis "Çok isterim Urazcığım." Dedi cilveli cilveli.
Uraz'ın elinden tuttum. Melis Uraz'ı kendine cekmeye calıstı.
"Ama o elini tuttu Uraz!"
Tülay Melis'i kucağına aldı.
"Melis tokadı yiyeceksin yüzüne ama,hep o baban öğretiyor sana bunları degilmi?"
Gülümseyerek "Lütfen kızmayın ona,çocuk o önemli değil." Dedim.
Tülay gülümsedi.

Herkesle vedalaştıktan sonra Uraz ile el ele ilerlemeye başladık.
"Ne kadar iyi insanlar değilmi?" Diye sordum Uraz'a.
"Evet,öyleler."
Uraz'ın elini bırakıp kollarımı fit vucüduna doladım.
"Çok iyi bir kız babası olacaksın,bence."
Uraz'da bir kolunu belime doladı.
"Gerçekten mi?"
"Evet." Dedim.
Uraz saçlarıma bir öpücük kondurdu.
"Uzun zaman sonra Huzuru buldum resmen Uraz." Dedim gülerek "Sencede öyle değilmi?"
Uraz şaçlarımı kokladı.
"Benim Huzurum senin şu kokun." Diye mırıldandı.
Tebessüm ettim.
Uraz'dan kollarımı ayırdım ve duraksadım.
"Uraz birşey demem lazım sana."
Uraz'da kolunu belimden ayırdı.
"Gamze'yi Ahmet Sofuoğlu ile telefonda konusurken duydum." Dedim. Uraz nefesini sesli bir sekilde dışarı üfledi.
"Bende duydum onu,senin aklını daha fazla kurcalamamak icin söylemedim. Sessiz sakin çözeceğim o işi." Dedi. Ellerini omzuma yerlestirdi. Bunu yaparken bile azda olsa eğiliyordu.
"Sana başta inanmalıydım. Bir an kıskançlıktan yapıyorsun sandım."
"Neyse bu konuları konusmayalım." Dedim konuyu dağıtmak ister gibi "Ateş'in doğum gününüde kutlamadık." Dedim.
"Bu yıl böyle olsun." Dedi Uraz gülümseyerek. "Buarada eve gidince sana bir süprizim var." Diye ekledi.
"Vaaay! Uraz Soykan bana süprizmi yapıyor,yoksa benmi yanlış duydum?" Dedim alayla.
"Şımarma." Dedi Uraz sırıtarak.
Tekrardan Uraz'ın bedenine kollarımı doladım. Aynı pozisyonda ilerlemeye basladık.
"Merak ettim simdi süprizini,ipucu versene?"
"Daha önce sana süpriz yapmadılar galiba." Dedi alayla. "Ne anlamı kalır o zaman."
"Alt tarafı ipucu vereceksin."
"Hayır."
"Tahmin edecegim o zaman."
"Etme."
Dedigini umursamayarak "Ev mi?" Diye sordum.
Uraz'dan ses yok.
"Araba mı?"
Yine ses yok.
"Yoksaa... bana bir cafe falanmı aldın?"
Yine ses yok.
"Aman be,söylemezsen söyleme." Dedim.
Dedim ama meraktanda ortadan ikiye ayrılcaktım!

#######

Bağ evine vardığımızda Uraz direk odaya yöneldi.
"Bekle burada." Diye seslendi bana.
Ateş'e bakan koruma odadan çıktı ve çıkışa doğru ilerlemeye başladı.
"Uyanmadımı Ateş?"
"Uyanmadı daha hanımağam,bir kere uyandı huysuzlandı falan ama hallettim."
"Tamam teşekkürler." Diyip koltuğa oturdum. Ayağımdaki ayakkabıları çıkardım,sonra çoraplarımdan kurtuldum. O sırada Uraz elinde bir dosyayla geldi. Kaşlarım istemsizce çatıldı. Oda neydi öyle?
Uraz tam yanıma oturdu ve elindeki dosyayı bana uzattı,dosyayı elinden aldım ve direk açtım.
Yazıyı okumaya üsendiğim için Uraz'a sormaya karar verdim.
"Bu ne?"
"Şirketin yüzde kırk beş hissedarı olacaksın,bunun için imzan lazım."
Tebessüm ettim elimdeki dosyayı Uraz'a uzattım.
"Uraz ben böyle birşeyi asla kabul edemem." Dedim.
"Mira,imzala şunu! Içimden geldi işte,sinirlendirme beni." Dedi tersçe.
"Uraz anlamıyormusun istemiyorum,bu çok fazla çünkü." Dedim sakince.
"Güzelim lütfen." Diye diretti Uraz. Dosyayı bana uzattı ardından elime kalemi tutuşturdu.
"Imzala,imzalamazsan zorla imzalatırım!"
Uraz'a göz devirdim. Kağıttaki sağ alt kösede,yani adımın yazdığı yeri imzaladım.
Icimden kalkıp gitmek geliyordu ama Uraz sonuçta istemesemde bir hediye olarak verdi bu hisseyi bana. Uraz'ın dudağına bir öpücük kondurdum.
"Ne kadar sinirlendirsende beni,teşekkür ederim."
Uraz omuz silkti. "Teşekkürlük birşey yok." Dedi.
"Var bu sefer çünkü yaptığın şey ucuz birşey degil."
"Mira güzelim uzatma."
Gülümsemeye calıştım.
"Tamam Uraz,uzatmıyorum." Dedim.
Uraz yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Asma suratını,zorla gülümseme bana." Dedi tebessüm ederek.
"Asmıyorum suratımı." Dedim gülümseyerek.
Uraz dudağıma bir öpücük kondurdu ve beni kendine çekti.
"Kızımızın adını ne koyacağız?" Diye sordum.
Uraz "Sen karar ver busefer." Dedi.
Gülümseyerek "Aklımda bir isim var." Dedim.
Uraz'da gülümsedi "neymiş bakalım o aklındaki isim?" Diye sordu.

"Duru."


GÜZELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin