bth/26

17.3K 609 22
                                    

Her insanın vazgecemedikleri olur,yada vazgecmemesi gerekenler. Ben Uraz'dan vazgecmemeliydim,ben Uraz'ın askından vazgecememde.
Gökyüzüne diktim kara gözlerimi. Hep gökyüzü kadar uçsuz bucaksız olmak istemisimdir yada birinin bana gökyüzü kadar huzur vermesini. Uraz benim gökyüzümdü,o gülümsediğinde sanki gökkuşagına yeni renkler ekleniyordu. Huzur veriyordu bana işte.
Dün bana söyledikleri aklımı darman duman etmisti.

"Mira sen benim askıma inanmıyorsun bu ortada. Biliyorum hatalıyım sana söylemeliydim ve sözümü tutamadım bir daha calısmayacaktım onunla ama zorunda kaldım."
Dişlerimi birbirine bastırdım "Buna zorunda bırakan ne seni?" Diye sordum.
"Sirket batmak üzereydi,tek yol buydu. Bu projeyle kurtarabilirdim sirketi."
Agladıgımı Uraz'ın gözyasımı silmesiyle anladım.
"Aglama karagözlüm."
"Bana niye söylemedin?"
"O zaman aramız bozuktu,dahada bozmak istemedim."
Uraz'ı sinirle ittim.
"Ben seninle paran icinmi beraberim!" Diye bagırdım. "Ben sana seni seviyorum dedim!"
"Bin arabaya git,herseyi yanlıs anlıyorsun!"
Arkasını dönüp gitti.

Sıkıntıyla iç cektim. Ne olacaktı simdi? Ben bu soruyu kendime sordum defalarca cevap alamadım. Keske öyle sözler söylemeseydim, Uraz'ın bu umursamaz hali beni dahada cıkmaza sokuyordu. Dün gözlerimin icine bakarak konusmustu,herzaman bir duygu yakalardım gözlerinde ama bu sefer tamamen boştu.
Telefonum calınca arayan kisiye baktım. Fatma arıyordu cok gecmeden aramasını cevapladım.
"Efendim Fatma?"
"Atesin,ateşi cıktı."
Telefonu kapadım Fatma'nın odasına kostum.
Odaya girdigimde ates aglıyordu.
"N-noldu?"
Ates'i kucagıma alıp dudagımı alnına dayadım. Ateşi vardı gercekten.
"U-uraz'ı ara!" Dedim hızla.
Ateş'e sımsıkı sarıldım.
"Aglama birtanem." Diye mırıldandım.
Daha fazla bekleyemecektim kosarak odadan cıktım,asansöre bindim.
Ates cok aglıyordu,bende aglamaya basladım.
"Iyi bir anne olamadım ben galiba."
Asansörün kapısı açılınca kosarak cıktım.
Siyah takım elbiseli koruma hızla yanıma geldi.
"Bir sorunmu var hanımagam?"
"Araba hazırlayın!"
Koruma kosarak otelden cıktı. Ates'i sag sola dogru sallamaya basladım.
Burnumu sinirle cektim. Bu Uraz hangi cehennemdeydi!
"gececek annem..."
Koruma "Araba hazır hanımagam." Diye seslendi.
Kosarak otelden cıktım ve arabaya bindim.
Şoföre "en yakın özel hastaneye!" Dedim.
Ateş'in üzerindeki hırkayı cıkardım. Bu sıcakta ne hırkası be!
Ah Fatma ah!
Telefonumu cebimden cıkarıp Uraz'ın telefonunu aradım.
Çaldı,çaldı,çaldı.
Açmadı.
Tekrardan aradım.
Yine acmadı!
Tekrar ve tekrar!
En sonunda mesaj aldı.
Toplantıdayım Mira! Arama dakikada bir,suyla geleceğim sakın kızma. Projede aksilik var o yüzden"
Sinirle nefesimi dısarı üfledim.
Araba durunca soför "geldik hanımagam." Dedi. Hızla arabadan indim ve hastaneye koştum

############

Ateş hâlâ cıkmamıstı. Ben ise hâla aglıyordum.
Uraz'ı aradım tekrardan,bu sefer cevapladı.
"Alo?"
"Uraz."
"Mira iyimisin?"
"Hastanedeyim gelmen lazım,Ates hastalandı."
"Hangi hastane?"
"Ya bilmiyorum,otele cok yakın. Özel bir hastane."
Telefon suratıma kapandı.

Uraz on bes dakika icinde gelmisti tabii suyuda pesine takmıs. Uraz kollarını belime doladı.
"Mira'm..." diye mırıldandı.
"Uraz b-bir saat oldu. Hâla cıkmadı oglumuz."
"Ateşi yüksekse ondandır Mira'm,sakin ol."
Uraz'dan biraz uzaklastım. Uraz'ın suratını ellerimin arasına aldım.
"Güzel anne olamadım ben dimi?"
Uraz alnıma arka arkaya öpücükler kondurdu.
"Sen cok güzel bir annesin,güzelim."
Doktor odadan cıkınca Uraz'la direk birbirimizden ayrılıp doktora baktık.
"Siz neyi oluyorsunuz?"
Diye sordu. Klasik doktor sorusu iste.
"Annesi ve babasıyız." Diye yanıtladım.
"Aslında tahlilleri bekleyecegiz. Ama benim tahminim lösemi. Tabii yanılıyorda olabilirim,tahmin sadece."
LÖSEMI MI?
Elimi Uraz'ın omzuna koydum. Gözümün önü karadı.
Sanki koskoca bir ucurum var ve suan o ucurumdan düsüyor gibiydim.
Benim oglum lösemi olamazdı degilmi?
Beni kurtarabilecek kimse yoktu.
Birden bacaklarım hissizlesti ve soguk zemini bedenimde hissettim.
Urazın "Mira!" Diye haykırısı kulagıma bir ugultu gibi geliyordu.
Gerisi koca bir bosluk,koca bir karanlık.

*******

Gözlerimi hastane odasında actım. Uraz birseyler mırıldanıyordu,odada sadece ikimiz vardık.
"Oglumuz iyilesecek,iyilesecek,iyilesecek."
Saatte baktım. Saat 22.00'a geliyordu.
Tahliller cıktı kesinlikle!
"Uraz..." diye fısıldadım.
Kesinlikle sakinlestirici yapmıslardı bana.
"Gececek birtanem,bak tüm aile tahlil verdi sonucunu bekliyoruz."
Sesli bir sekilde aglamaya basladım.
"U-uraz korkuyorum!"
"Korkma güzelim,hepimizin tahlil sonucları bes dakika sonra acıklanacak."
Yataktan kalktım.
"Uraz hadi gidelim,oglumuza bir bakalım."
Uraz'da benle birlikte kalktı.
Bu oda üzerime üzerime geliyordu daha fazla kalamayacaktım burada.
Herkese tek tek baktım.
Annem ve babam bile buradaydı.
Annem beni görünce kalkıp bana sarıldı.
"Geçecek minik kuşum." Diye mırıldandı.
Ardından babam sarıldı sadece öptü ve geri cekildi.
Sevda anne aglıyordu.
Doktor tam yanımızda durunca gözlerimi ona diktim.
"Malesef... hicbirinizinki tutmadı."
Bacaklarım hissizlesmisti yine.
Bez bebek gibi yere yıgılacakken Uraz beni sımsıkı sardı.
Haykırarak aglamaya basladım.
"Hayır!"
Uraz beni sakinlestirmeye calısıyordu.
Doktor "bir cözüm yolu var." Dedi.
Doktora sinirle "lafı agzınızdan kerpetenle alıyoruz masallah." Dedim.
Doktor tebessüm etti.
"Bir kardesi varmı Ates'in?"
Uraz benden önce konusmaya basladı.
"Hayır yok."
"Bebeginiz olsaydı yüzde doksan veya doksan bes ilikleri uyuşabilir."
Uraz'la birbirimize baktık.
Doktor son olarak "Ateş herseyi hissedebilir,eskisi gibi olmaya calısın." Dedi ve gitti.
Herkes duymustu doktorun dediklerini. Sevda anne "Bebek yapın o zaman kızım,Torunumu bana bagıslayın." Dedi aglayarak.
Gözlerimi tek tek herkeste gezdirdim. Üzgün görünüyorlardı.
Su ise Uraz'a bakıyordu öylece.
Uraz tekrardan beni odaya soktu.
"Mira oglumuzu istiyorsak o bebegi yapmak zorundayız. Gecikirsek..." diyip sustu.
"Gec olabilir hersey." Dedi.

GÜZELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin