Gözlerim ağlamaktan şişmişti
Oğlum... Yoktu kacırmıslardı. Ateşim yoktu. Ben anne olamadım,yapamadım.
Sol yanım cayır cayır yanıyordu sanki,kalbimin üzerinden tırla gecmisler gibiydi.
Uraz bile ağlamıştı,bunu gören bir tek bendim heralde. Ama belli etmemişti,parmaklarını direk gözlerine bastırmıştı. O çok güzel babaydı ama ben anne olamadım.
Canım çok yanıyordu,ben anne oldum diye sevinirken suan!
Ben niye anne olamadım?
Uraz kapıdan içeri girince hemen ayaklandım kosarak yanına gittim.
"Oğlum nerede?"
Cevap yok,yine o çaresiz bakışını attı.
"Sana oğlum nerede dedim!" diye haykırdım.
Saclarımı cekistirmeye basladım.
"Yok,yok,yine yok!" diye haykırdım gözyaşlarım arasında.
Uraz kollarını belime doladı onu ittirmeye calıstım.
"Bırak beni!" diye bagırdım.
Gözyaslarım yanaklarımda ince bir yol ciziyordu,son bir haftadır hep ciziyordu o yolu o yaşlar.
Uraz beni bırakmadı,daha fazla dayanamayıp kollarımı sımsıkı boynuna sardım.
"Uraz ne olur bul oglumuzu,açıkmıştır o bana ihtiyacı var!"
Uraz yine sustu. Yüzlerce kez yine sustu. Herşeye cevabı olan adam susuyordu bu sefer.
Kalbim sıkışıyordu,koskoca konak bana dar geliyordu. Oğlumun ağlayış sesleri yankılanacaktı burda,bu avluda oynaycaktı,burads yaralayacaktı dizini,burada babasıyla maç yapacaktı,burada kızacaktım ben ona....
Haykırarak ağlıyordum artık,sanki etimi koparıyorlardı.
"Uraz ne olur bul Ateş'i."
Uraz beni kucagına aldı.
"Uyu biraz." diyip odaya yönlendirdi adımlarını.
Kollarından kurtulmak icin cırpınmaya basladım ama nafile. Odaya girdigimizde yataga yatırdı beni.
"Oğlumm..." diye fısıldadım.
"Mira ben acı cekmiyormuyum sanıyorsun? Gülüp eğlendiğimimi düşünüyorsun? Ben ulan ben! Benim ikinci defa şu kalbim yanıyor,senin kacırıldığını öğrendiğim günki gibi yanıyor.."
Gözünden yaş aktı. Bu sefer ağlayışını gizlemiyordu,biliyorum farkındaydım oda cok üzülüyordu ama icine atıyordu. Suan patlamisti iste.
"Senin oğlunsa benimde oğlum lan o! Sen kendini böyle yıpratarak biryere varamayacaksın Mira!"
Haklıydı belkide,kendimi toparlayıp oğlumu aramalıydım. Burnumu cektim. Yataktan kalkıp Uraz'ın karsısına gectim. Parmak uclarımda yükselip gözyasının tam üzerini öptüm. Ardından titreyen elimle Uraz'ın gözündeki yaşı sildim.
"Kalbim çok acıyor Uraz,senin vurulduğun gün kollarıma yığıldın günki gibi acıyor. Oğlumuzu bul artık oglumuzu bul."
Gözümün önü karardı aniden,gerisi koskocaman bir karanlık...Burnuma dolan o acı kokuyla gözlerimi araladım. Etrafıma bakındım. Kolumda bir serum vardı. Hastaneye getirmiş Uraz beni.
Odanın kapısı acıldıgında iceri elvan girdi,gitmemismiydi o?
"Arkadaşım?" dedi endişeyle yatağın kenarına oturdu.
"Uraz..." diye fısıldadım.
"Bir telefon geldi cıktı,Ateş'le ilgili galiba."
Kafamı asagı yukarı salladım.
Bu sefer odaya doktor girdi.
"Mira soykan değilmi?"
"Hı hı."
"Stresten bayılmışsınız,stresten kaçının. Birde tansiyonunuz düşmüş,kendinize dikkat etmelisiniz. Serumunuz bitince cıkabilirsiniz."
"Hı hı." dedim tekrardan.
Doktor odadan cıktı. Seruma baktım,bitmesi uzun sürerdı.
Gözlerim yavaşca kapanırken,uyumamak icin direniyordum ama olmuyordu. Uyandıgımda belki oğlum gelir...******
Gözlerimi açtığımda yatak odamdaydım. Ne ara gelmiştik eve? Basımda bir ağrı vardı,ağzımdada bakırımsı bir tat.
Odaya Uraz girdi.
Ayağa kalkmak icin hamlede bulundum ama birden gözümün önü karardı yatağa geri uzandım.
"Oğlumuz nerede?"
"Buldum."
Elimi Uraz'a uzattım,oda elimi tuttu ondan destek alarak yataktan kalktım.
"Hadi nerede oğlumuz?"
"Şuan istanbulda ve orospu cocuğu Burak kaçırmış onu. Sen uyurken derin bir arastırma yaptım."
Hava aydınlanmak icin yüz tutmuştu,sahi ben kaç saattir uyuyorum. Uraz'a cevirdim gözlerimi,göz altındaki morluklardan hic uyumadığı belli oluyordu.
"Neden almaya gitmiyoruz?" diye sordum sakince. Ağlamamalıydım,sakin olmalıydım,ogluma kavusacaktım. Burak beni seviyordu hem bana oglumu verirdi.
"Seni istiyor!" diye tısladı.
"A-anlamadım?"
"Senin ona vereceğim,oglumuzu alacakmısım. Ama buna gerek kalmadı,yerini buldum."
Kollarımı boynuna doladım.
"Seni cok seviyorum." diye mırıldandım.
"Bende seni yavrum. Biseyler hazırlattım ayşe teyzeye,şimdi gidip yiyeceğiz ve istanbula gidip oğlumuzu alacağız."
Gülümsedim.
"Alacağız." dedim.
"Sende bana yardımcı olacaksın o eve gireceksin,merak etme ben seni izliyor olacağım 'uraz beni yolladı sana.' dersin falan. Kolay olacak o iş,o pezevenk hâlâ sana aşık." dedi.
Kollarımı ondan ayırdım.
"Hadi yiyip gidelim." diyip koşturmaya basladım
"15 saatte yakındır uyuyorsun,enerji depolamışsın baya."
Bir an sasırdım ben ne ara o kadar uyumuştum ya? Bir haftadan beri uyku uyumuyordum ondandır.
Odadan cıkıp avluya indim ve sofraya daldım.Oğluma kavuşacaktım işte,güzel kokusunu cigerlerime dolduracaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM
Fiksi UmumMİRA VE URAZ'IN HİKAYESİ,BİR AŞKIN HİKAYESİ BU... Mira deli dolu bir genç kız idi,babası onu pamuklara sarıp büyütmüştü. Hayatını hep özgürce yaşamıştı. Mardin'e taşındı. Cok seviyordu o sehri,rüya gibi bir yerdi sanki. O sehir onun Cehennemi olursa...