Bth/43

12.6K 456 11
                                    

YENI HIKAYEM "KÖLE"YE GÖZ ATARSANIZ SEVINIRIM.
IYI OKUMALAR :))))

Gözümü tek bir noktaya sabitlemiştim,heykelden ibarettim suan. Evimizi,yakmıştı simdide. Ilk önce arabamız,sonra evimiz...
Ağlamıyorum veya ağlayamıyordum. Icimden sadece bağırıp çağırmak geliyordu. Buragı bulup öldürmekte seceneklere dahil olabilirdi heran.
Uraz gideli tam 5 saat olmustu. Saat 15.30'du suan. Koskoca,gecmek bilmeyen 5 saat.
"Kızım kendine gel."
Duymamazlığa geldim. Şuan Ateş'in mızmızlanmasını bile umursayamıyordum. Evin kapısı çalınca hemen ayaklandım ve koşarak kapıyı açmaya gittim. 
Kapıyı açtım bitkin,yorgun Uraz'ı gördüm.
Yorgun olacak tabi,zor günlerden geciyorduk. Uraz'a direk sarıldım.
"Iyimisin? Birine birsey olmusmu? Burak'tan haber varmı?"
Arka arkaya sorularımı sıraladım.
Uraz "Konusuruz birazdan." Dedi. Salona girdik,Uraz kendini direk koltuğa attı. Yayvan bir sekilde oturdu,yüzünde acı ceker gibi bir gülüş peydah oldu.
"Benim yüzümden bir can gitti."
Babam "Uraz,oğlum nediyorsun?" Diye sordu.
"Korumalarımdan biri... Ölmüş,evle ilgilenmedim zaten. Ailesiyle görüştüm,hersey rayına otursun,ogluna bir is verecegim. Birde 18 yasında kızı var okutacağım o kızı,bir miktar parada veririm."
Uraz babamla bana cevap veriyor gibi degilde,kendine anlatıyor gibiydi.
Burak yüzünden giden bir can,ocağına ateş düşen bir aile.
Ne olacaktı bu işin sonu?
Nereye kadar devam edecekti bu?
Babam Ateş'i Uraz'ın kucağına verdi.
Ateş,Uraz'ın yanagına sürdü minik ellerini. Ardından elini bana göstererek.
"Anne,babam aglıyor." Dedi. Ateş'in konuşması her zaman beni gülümsetirdi,ama suan gülümsetemedi.
Ayaga kalkıp elimi Ateş'i,Uraz'dan alıp babama verdim.
Uraz buydu iste. Bir iscisi öldü diye aglayacak kadar merhametli...bir o kadarda acımasız.
Uraz'ın elinden tutup kaldırdım,cekistire cekistire götürdüm onu odaya.
Uraz kendini yataga bıraktı.
"Allah kahretsin!" Diye tısladı. Yataktan kalkıp banyoya ilerliyorduki aniden elini boy aynasına gecirdi.
Dehsetle Uraz'a bakıyordum,Uraz ise binlerce parcaya bölünen aynaya. Kosarak Uraz'ın yanına gittim ve hızla bir tokat carptım yüzüne.
"Yataga otur ve beni bekle,hemen!"
Banyoya girip elime gecen tüm acil durum esyalarını aldım. Uraz yataga oturmus elinden akan kanları izliyordu. Önünde eyildim. Havluyu elinin altına koydum,elindeki camları özenle temizledikten sonra yarasınıda bir güzel temizledim. Elini sargıyla sardıktan sonra kullandıklarımı çöpe,diger malzemeleride eski yerine bıraktım. Odaya gittigimde,Uraz üzerindekileri cıkarmıs valizi kurcalıyordu. Uraz'ı ic camasırıyla görmek utanç vericiydi. Gözlerimi kaçırdım.
"Yemek yiyecekmisin?"
"Siz yiyin."
"Sende yiyeceksin." Dedim sinirle.
"Mira canım istemiyor,ye sen. Acıkınca yerim bende."
"Aç degilim bende,anlat bana sıkıntını."
Uraz'ın elini tuttum. Uraz elinin üzerindeki elimi öptü.
"Vicdan azabı bilmiyorum. Bir can gitti benim yüzümden,ailesine gittim. Feryatları,gözyaşları... Aklımdan çıkmıyor Mira."
Elimi Uraz'ın sakkalı yanagında gezdirdim.
"Hiçbirşey senin şucun degil. Ailesine bakacagız,ellerini sıcak sudan soguk suya sokmayacağız. Burakta yakında bulunacak,busefer tımarhaneye gidecek."
Uraz sırıttı,acı dolu bir sırıtmaydı bu.
"Polislerden önce bulursam,ecdadını sikeceğim onun!"
Uraz'a sarıldım.
"Biz öfkemize yenik düsmeyeceğiz adamım." Diye mırıldandım. Uraz sağlam olan elini belime koydu.
"Busefer düşeceğim güzelim."
"Hayır,benim icin düşmeyeceksin."
Uraz cevap vermedi.
"Duydunmu adamım? Benim icin dedim."
Uraz'dan ayırdım kollarımı,onun eli hâlâ belimdeydi.
"Busefer o küçük burnunu işime sokmayacaksin güzelim."
"Bizim icin korkuyorum." Dedim fısıltıyla.
"Korkmamayı ögretmem lazım sana,ürkek bir kedi gibisin..."
Omuz silktim. Uraz'ın gözlerine diktim gözlerimi. Kızarmıştı gözleri.
"Sen biraz uyu olurmu?"
Uraz kafasını olumsuz anlamda salladı. "Uyuyamam."
Uyurdu aslında cünkü suan gözlerinden uyku akıyordu.  Fakat aklı hâlâ birkac saat önce yasananlardaydı.
"Uzanalımmı beraber?"
Uraz kafasını olumlu anlamda salladı. Uraz ile beraber uzandık.

GÜZELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin